911 Arama Kurtarma Derneği Genel Başkanı: Havalandırma Hemen Kesilse, Bunlar Olmazdı
Bandırma'da 1999 yılında kurulan ve 2006 yılından sonra genel merkez olan 911 Arama Kurtarma Derneği'nin Genel Başkanı Mustafa Gürsoy, 25 kişilik ekiple 5 gün boyunca Soma'daki maden faciasında arama kurtarma çalışmalarına katıldıklarını söyledi.
Bandırma'da 1999 yılında kurulan ve 2006 yılından sonra genel merkez olan 911 Arama Kurtarma Derneği'nin Genel Başkanı Mustafa Gürsoy, 25 kişilik ekiple 5 gün boyunca Soma'daki maden faciasında arama kurtarma çalışmalarına katıldıklarını söyledi. Soma'ya zor koşullar altında kiralık araç ve veresiye motorin alarak gittiklerini anlatan Gürsoy, şöyle konuştu:
"Soma'ya vardığımızda oluşturulan kriz masasından aldığımız görevlerle ilk gece 6 madencimizi, ikinci gece de 1 madencimizi cansız çıkardık. Madende arama- kurtarma faaliyetlerine katılan diğer ekiplere su ve yiyecek takviyesini de yine ekip olarak gerçekleştirdik."
Derneğin gönüllülük esasına göre faaliyetlerini sürdürdüğünü vurgulayan Gürsoy, "Gönüllülük esasına göre çalışıyoruz. Genel merkezimizde gaz maskesinden başka bir malzememiz bulunmuyor. Techizat ve malzeme sıkıntımızı gidermek için sporsor ve maddi desteğe ihtiyacımız var."
"PROVOKATÖRLER VARDI" Soma'daki maden ocağında yürüttükleri çalışmalarda ocakta çalışan ve hayatta kalan işçilerin, kendilerine çok yardımcı olduklarını söyleyen Gürsoy, madene girişlerinde bu işçilerin acılarını içlerine gömerek, metanetle kendilerine kılavuzluk ettiklerini anlattı. Maden işçilerinin arama kurtarma çalışmalarına katılan her ekibe yardım etmek için canla başla çalıştıklarının altını çizen 911 Arama Kurtarma Derneği Genel Başkanı Mustafa Gürsoy, "İşçilerin yaşadıkları acılara rağmen yardım etiklerini görünce çok üzüldük. Acılarını yüreklerini gömmüşler ve arkadaşlarının madenden çıkarılması için çabalıyorlardı" dedi. Facianın ikinci gününde madenin önünde toplanan işçi ailelerinin büyük acılar yaşadığını madenden gelecek haberleri beklediklerini söyleyen Gürsoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kabalık toplandıkça, bazı kişilerin işçi yakınlarını olumsuz anlamda etkilediklerine şahit olduk. Devlet ile vatandaşı karşı karşıya getirmek isteyen 4-5 kişi vardı. Bunlar provokatörlük yapıyorlardı. Polis ve jandarma bunları biliyordu. O kişilerin sessiz kalmalarını sağladılar. Orada çıkacak herhangi bir kötü olay hem çalışmaları aksatacak hem de aileleri daha fazla üzecekti. Türkiye'de deprem, maden kazası gibi olaylarda arama kurtarma çalışmalarına en fazla katılan kişilerden biriyim ve bu maden ocağında yaşanan kazayla ilgili bir tespitim var. Her ne kadar unvanımızda profesör veya uzman yazmasa da aldığımız eğitimler sonucunda ve tecrübelerimiz ışığında eksiklikleri görebiliyoruz. Bu tür iş yerlerinde öncelikle acil eylem planlarının devreye sokulması ve tatbikat yapılması gerekir. Soma'da yaşanan facia ile ilgili olarak şunu söyleyebilirim. Hava sirkülasyonunun olmadığı ortamda ateş yandığı zaman, buradan çıkan duman ve gaz molekülleri yukarı çıkar ve tavanda birikir. Daha sonra üst tarafta yayılmaya başlar. Bu süreçte alt kısımda oksijen vardır ve eğer gaz maskeniz varsa, bu ortamdan rahatlıkla eğilerek, çıkabilirsiniz. Soma'daki maden ile ilgili olarak edindiğimiz bilgiye göre yanan kömürlerin, lastik malzemeden yapılmış konveyör bandına düştüğü ve bu bantların yandığını öğrendik. Bu bant yanmış bile olsa, bu yoğun zehirli gazın tavandan aşağıya kadar inmesi en az 2 saat sürerdi."
Mustafa Gürsoy, maden ocağının havalandırması sırasında çok güçlü ve muazzam bir akım olduğunu belirterek, "Burada dikkat edilecek nokta, havlandırma sistemi hemen kapatılsaydı, zehirli gaz her yere yayılmazdı ve işçiler gaz maskeleriyle dışarı çıkabilirdi. Biz de ulusça sevinçli haberler alırdık" dedi.
GÖRÜNTÜ GEÇİLECEK
Haber-Kamera: Erdem ÖZCAN/BANDIRMA, (Belıkesir) (DHA)
(Tür: Yurt)
