ABD Kongresinde "Türkiye'de Demokrasi" Konulu Oturum - Washıngton
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Avrupa, Avrasya ve Yükselen Tehditler Alt Komitesinde, "Türkiye'de Demokrasinin Yüzleştiği Sorunlar" başlıklı oturumda konuşan Turkish Heritage Organization (THO) Başkanı Ali Çınar, "Türkiye'nin özellikle son dönemde terör örgütü DEAŞ'a karşı...
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Avrupa, Avrasya ve Yükselen Tehditler Alt Komitesinde, " Türkiye'de Demokrasinin Yüzleştiği Sorunlar" başlıklı oturumda konuşan Turkish Heritage Organization (THO) Başkanı Ali Çınar, " Türkiye'nin özellikle son dönemde terör örgütü DEAŞ'a karşı verdiği ciddi mücadelenin Washington'da daha fazla takdir edilmesi gerektiğini" vurguladı.
Başkanlığını California vekili Cumhuriyetçi Dana Rohrabacher'in yaptığı alt komitede, Türkiye'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sonrası gelişmeler ele alındı.
Çınar'ın yanı sıra Columbia Üniversitesi Barış ve İnsan Hakları Çalışmaları Direktörü David Phillips, Halkların Demokrasi Partisi (HDP) ABD Temsilcisi Mehmet Yüksel ve Atlantik Konseyi Kıdemli Uzmanı Naz Durakoğlu oturuma konuşmacı olarak katıldı.
Türkiye'nin DEAŞ'a karşı verdiği mücadele
ABD'nin, terör örgütü Pkk'nın Suriye uzantısı PYD'ye verdiği destek ile FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesi ile ilgili sürecin Türk-Amerikan ilişkilerini yoran iki ana konu olduğunu belirten Çınar, darbe girişiminin ardından tansiyonun belli ölçüde yükseldiğini söyledi.
Türkiye'nin, terör örgütü DEAŞ'a karşı verdiği mücadeleyi örnekleriyle anlatan Çınar, " Türkiye'nin özellikle son dönemde DEAŞ'a karşı verdiği ciddi mücadelenin Washington'da daha fazla takdir edilmesi gerektiğini düşünüyorum." dedi.
Oturuma katılan vekillerin DEAŞ'la ilgili sorularını yanıtlarken Pentagon yetkililerinin her defasında Türkiye'nin DEAŞ'la mücadelesini takdir ettiğini belirten Çınar, Kongre çatısı altında ise hala farklı düşünen birçok vekilin olduğunu kaydetti.
15 Temmuz sonrası süreç
Darbe girişiminden sonraki süreçte Ankara'nın aldığı önlemleri "yasal" ve "güvenlik açısından gerekli" olarak niteleyen Çınar, bazı Amerikalıların bu döneme ilişkin eleştirilerinin haklı olmadığını ifade etti.
Oturuma katılan vekillerden bazılarının Türkiye karşıtı sorularına da cevap veren Çınar, Türkiye'nin 15 Temmuz'un ardından güvenlik ve istikrarını sürdürebilmesi için aldığı tedbirlerin Batılı başkentlerde daha doğru anlaşılması ve değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti.
Çınar, 16 Nisan'da halkoyuna sunulacak anayasa değişikliğine de değinerek, bu düzenlemenin Türkiye'de demokrasiye güç katacağını ve halkın cumhurbaşkanını doğrudan seçecek olmasının her açıdan değerli olduğunu söyledi.
Konuşmasının terör örgütü PKK ile ilgili bölümünde "Türkiye'de PKK'nın eylemleri ve ona destek veren HDP'li yetkililer ile Kürt kökenli vatandaşların birbirinden ayrı düşünülmesi" gerektiğine dikkati çeken Çınar, beraberinde getirdiği "PKK'lı yöneticilerle poz veren bazı HDP'li yetkilileri gösteren" fotoğrafları paylaştı.
Türkiye'de basın özgürlüğü ile ilgili tartışmalara da değinen Çınar, "tutuklanan veya gözaltına alınan gazetecilerin terör propagandası yapmak ya da terör unsurlarıyla ilişki ve iş birliği içinde olmak" suçlamasıyla hakim karşısına çıkarıldığını dile getirdi.
Phillips'ten kaynaksız DEAŞ iddiası
Türkiye karşıtı sözleri ve çalışmalarıyla gündeme gelen David Phillips, Türkiye'nin Gezi Parkı olaylarından itibaren yüzünü Batıdan çevirmeye başladığını, DEAŞ'ı desteklediğini ve 16 Nisan referandumunun geçmesinin Türkiye'nin aleyhine olacağını iddia etti.
Konuşmasında Türkiye ile DEAŞ ilişkisinden bahsederken Phillips'in sadece Wikileaks'e atıf yapması ve herhangi bir nitelikli kaynak göstermemesi dikkati çekti.
HDP temsilcisi Mehmet Yüksel ise Türkiye'de 15 Temmuz'un ardından çok sayıda Kürt kökenli gazeteci ve siyasetçinin "haksız" yere tutuklandığını ileri sürdü. HDP'li bazı yöneticilerin terör örgütü PKK ile ilişkisi iddialarına değinmeyen Yüksel, Kürt medyasına özgürlük tanınmadığını da savundu.
Anayasa değişikliği maddelerinde kontrol mekanizmalarının çok zayıf olduğunu öne süren Naz Durakoğlu ise Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin Türk-Amerikan ilişkileri bakımından çok önemli ve belirleyici olabileceğini kaydetti. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere de değinen Durakoğlu, 16 Nisan'dan sonra Kıbrıs konusunda yeni adımlar atılabileceğini ifade etti.