Haberler

ABD Krizlerden Krizlere Sürükleniyor

Abone Ol

ABD'de hükümetin kapanması krizi çözülmeden şimdi de "borç tavanı" sorununun belirmesiyle ülke, bir siyasi krizden çıkmadan diğerine girerek, aslında kendini ekonomik krize de sürüklüyor Bu çıkmazda siyasetçilerin çözüm üretmek yerine, sürekli birbirini suçlaması krizi derinleştirerek, ülkenin işlemesini engelliyor Son anketler, halkın Cumhuriyetçilere daha tepkili olduğunu ortaya koyuyor

Mehmet Toroğlu/Barışkan Ünal - ABD'de Kongre'deki bütçe anlaşmazlığı nedeniyle hükümetin kapanması bir haftasını doldururken şimdi de buna "borç tavanı" sorunu ekleniyor. Ülke, bir siyasi krizden çıkmadan diğerine girerek, aslında kendini ekonomik krize de sürüklüyor.

ABD Hazine Bakanı Jack Lew'un, borçlanma sınırına en geç 17 Ekim'de ulaşılacağını açıklamasıyla Kongre'nin, en son bu yılın başında 16,7 trilyon dolarlık borç tavanını 17 Ekim'e kadar yükseltmesi gerekiyor. Aksi takdirde, ABD hükümeti tarihinde ilk kez borçlarını ödeyememe tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Daha hükümetin kapanması krizini gideremeyen ABD'de, buna bir de borç tavanı krizi tehdidinin eklenmesi, birçok kesimleri endişelendirmeye başladı ve ülkede sarı uyarı ışıkları şimdiden yanmaya başladı.

Ülkenin borç tavanını yükseltememesi demek, tarihinde ilk kez ABD'nin temerrüde düşmesi tehlikesi anlamına geliyor ki uzmanlara göre bu durum, ABD'nin 2008 yılındaki mali krizden çok daha kötü bir krizle yüz yüze kalabileceği riskini içinde barındırıyor.

Lew, Kongre'nin borç tavanı konusunda "ateşle oynadığı" uyarısında bulunurken, Hazine Bakanlığının bir raporunda, ABD'nin tarihinde ilk kez temerrüde düşmesinin "yıkıcı" sonuçlar doğurabileceği tehlikesine işaret edildi.

Ancak tarafların hem hükümetin yeniden açılması için formül üretememesi hem de yaklaşan borç tavanı krizinde halen bir çözüm umudunun ufukta görünmemesi, siyasetteki gerginliği iyiden iyiye artırdı. Kongre'deki bütçe anlaşmazlığı nedeniyle hükümetin kapanması bir haftasını doldururken şimdi de buna "borç tavanı" sorunu ekleniyor. Ülke, bir siyasi krizden çıkmadan diğerine girerek, aslında kendini ekonomik krize de sürüklüyor.

Senato'daki Demokratlar, bu hafta borç tavanını artıracak tasarı getirmeyi planlıyor. Demokratlar bu tasarının içine Cumhuriyetçilerin istediği türden konuyla alakalı olmayan hiçbir maddeyi eklememekte kararlı. Demokratların tasarısının 2014 ara seçimleri sonrasına kadar şu anki sorunun bir daha yaşanmamasına yönelik garantiler içerdiği belirtiliyor.

Cumhuriyetçiler ise ülkenin mali durumuyla ilgili her konuya, kendi politikalarıyla uyuşmayan meseleleri karıştırmakta kararlı. Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu oluşturan Cumhuriyetçiler arasında özellikle muhafazakar Çay Partisi hareketinin desteklediği isimler, hükümetin fonlanması konusunda sağlık reformunda değişikliklere gidilmesi yönünde tavizleri şart koştukları gibi, borç tavanının yükseltilmesi konusunda da benzer koşullar öne sürüyorlar. Cumhuriyetçiler, borç tavanı konusunda ayrıca, bütçe açığının uzun vadeli azaltılmasına yönelik tedbirler, özellikle yaşlılar, fakirler ve emeklileri ilgilendiren konulardaki devlet destekli yardım programlarında maliyet düşürücü reformlara gidilmesi gibi ilave koşullar dillendiriyorlar.

Karşılıklı suçlama

Taraflar, seçmenlerin karşısında sürekli birbirini suçluyor. Cumhuriyetçileri göre, krizin tek sorumlusu Başkan Barack Obama çünkü "Obama müzakereye yanaşmıyor, onlarla oturup masada tartışmıyor". Hatta ülkedeki bazı Cumhuriyetçi yanlısı çevreler, "Obama, İran Cumhurbaşkanı ile bile görüşürken, Kongre'nin liderlerini neden aramıyor" gibi cümleler kullanıyor.

Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi John Boehner, Obama'nın, hükümetin yeniden açılmasını ve borç tavanının yükseltilmesini istiyorsa sağlık reformunda olası değişiklikler ve harcama kesintileri konusunda müzakere etmesi gerektiğini belirtiyor. Borçlanmaya neyin neden olduğu üzerinde "ciddi müzakere" yapmadan borç tavanının artırılmayacağını vurgulayan Boehner, "Başkan Obama ile karşılıklı oturup diyalog kurmak istiyorum ama Obama'nın müzakere etmeyi reddetmesi ülkemizi risk altına sokuyor" diyerek topu Obama'ya atıyor.

Obama'ya göre ise bu sorunun tek sorumlusu Cumhuriyetçiler. Obama, Cumhuriyetçilerin, bütçe ve mali durumla ilgili konulara alakasız sosyal meseleleri kattığını belirtiyor. Obama, "Müzakere yapmam çünkü ortaya şartlar koyan ben değilim, benim Kongre'nin işini başka işlere karıştırmadan yapması dışında hiçbir koşulum yok" anlamına gelen mesajlar veriyor. Obama, ancak hükümetin yeniden açılması ve borç tavanının yükseltilmesinden sonra mali ve diğer konuları Cumhuriyetçilerle görüşebileceğini ifade ediyor.

Obama'dan Boehner'a: "Tasarıyı genel kurula getir, ne olacağını gör"

Kongre'deki Demokratlar da özellikle Temsilciler Meclisi Başkanı Boehner'a kızgın ve Boehner'ın genel kurula içinde ek maddeler içermeyen bir tasarının gelmesini engellememesi halinde Cumhuriyetçiler arasında bu çıkmazı bitirmek için tasarı lehinde oy kullanacak kesimlerin olacağını söylüyor. Demokratlar, Boehner'ın, hükümetin yeniden açılmasını sağlayacak önkoşulsuz bir tasarının Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'nda oylanmasına izin vermesi halinde kolayca geçebileceğini ve hükümetin bu sayede yeniden açılabileceğini, 200 Demokrat milletvekiline ilaveten, Cumhuriyetçiler'den de 20'yi aşkın "pragmatik" üyenin böyle bir tasarıyı destekleyebileceğini ancak Boehner'ın Çay Partisi destekli milletvekillerinin esiri olduğunu savunuyor.

John Boehner ise borç tavanını koşulsuz yükseltmek için partisi içinde yeterli oy desteğinin bulunmadığını öne sürüyor.

ABD Başkanı Obama ise Boehner'ın "yeterli oy olmadığı" iddiasına dün Federal Acil Durum İdaresi Ajansı'nı (FEMA) ziyaretinde meydan okudu. Obama, "Eğer Cumhuriyetçiler ve Boehner, yeterli oy olmadığını söylüyorlarsa bunu kanıtlamalılar. Tasarının genel kurula gelmesine izin verin ve ne olacağını görün. Kongre'nin her bir üyesinin kendi vicdanına göre oy vermesine izin verin" dedi.

Obama, aslında yeterli oyun bulunduğunu düşündüğünü, Boehner'ın tasarıyı oylatmamasının nedeninin, "bütçeyle hiç ilgisi olmayan tavizler koparmadığı müddetçe, hükümetin kapanması krizinin son bulmasını istememesi olduğunu" belirtti.

Kilit kesim ılımlı Cumhuriyetçiler

Dolayısıyla sorun, köprüde karşılaşan iki inatçı keçi hikayesini andırıyor ki böyle devam etmesi halinde hikayedeki gibi işin sonu parlak bitmeyecek.

Burada asıl kilit kesim aslında Kongre'de Cumhuriyetçi Parti'deki ılımlı kesimler. Çay Partisi hareketinin ideolojik yaklaşımlarını aşırı bulan bu kesimler, şimdilik kamuoyu önünde çok konuşmuyor. Ancak sorunun devamı halinde, bu kesimlerin ellerini taşın altına koymaları ve Demokratlarla bütçe tasarısı üzerinde anlaşmaları halinde Washington'da taşlar yerinden oynayabilir.

Cumhuriyetçiler taktik mi değiştiriyor

Kongre'de Boehner ve Çay Partisi hareketi destekçisi milletvekilleri, bütçe tasarısı için sağlık reformunun fonlanmasının durdurulmasını veya ertelenmesini şart koşmuştu. Ancak bu talepte istedikleri pazarlığı hükümetten şimdilik alamadılar. Borç tavanının yükseltilmesi konusunda ise Boehner, dün katıldığı bir televizyon programında, bu konudaki şartları sıralarken, bu kez sağlık reformundan bahsetmedi ancak harcama sorunu ve Sosyal Güvenlik, Medicare gibi devlet destekli yardım programlarının maliyetlerini azaltacak tedbirler üzerinde durdu. Bu da Cumhuriyetçilerin, yönetimden ister sağlık reformu, o olmazsa da ister sosyal güvenlik olsun, sosyal yardımlar konusunda bir şeyler koparmakta kararlı olduğunu gösteriyor.

Halk Cumhuriyetçilere daha tepkili

Bu arada hükümetin kapanması krizinin uzamasından Cumhuriyetçilerin daha fazla bedel ödeyeceğine yönelik bazı anket sonuçları dikkat çekiyor.

Washington Post/ABC'nin son anketi, Kongre'deki Cumhuriyetçilere olan tepkinin yüzde 70 düzeyinde olduğunu ortaya koyarken, bu oran bir hafta öncesinde yüzde 63'dü. Ankette, Kongre'deki Demokratlara yönelik tepki duyanların oranı yüzde 61 olarak çıkarken, Obama'nın krizi idare edemediğini düşünenlerin oranı ise yüzde 51 olarak tespit edildi. - Washington DC

Kaynak: AA / Güncel

Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title