Haberler

ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Cantürk'ün yargılandığı dava

Güncelleme:
Abone Ol

ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Nazmi Mete Cantürk, eşi Sevim Cantürk ve kızı Kevser İrem Cantürk'ün "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak" yargılandığı davada, sanıkların duruşmalardan vareste tutulmalarına karar verildi.

ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Nazmi Mete Cantürk, eşi Sevim Cantürk ve kızı Kevser İrem Cantürk'ün "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak" yargılandığı davada, sanıkların duruşmalardan vareste tutulmalarına karar verildi.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Nazmi Mete Cantürk, eşi Sevim Cantürk ve kızı Kevser İrem Cantürk ile avukatları katıldı.

ABD'nin İstanbul Başkonsolosu Daria Darnell ve konsolosluk çalışanları da duruşmayı izleyenler arasında yer aldı.

Mahkeme başkanı, önceki celselerde çağrılan tanık Hacı Salih Zengin'in celse arasında ifadesinin alındığı belirterek, duruşma salonunda ifadesini okudu.

Tanık Zengin'in ifadesinde, "1998 yılında Zaman Gazetesi'nde çocuk sayfası editörü olarak çalışmaya başladım. Nazmi Mete Cantürk'ün çocuklarının çalışmalarını gazetede yayınlatmak amacıyla bize müracaat etmişti. Cantürk 3-4 ay bu çalışmaları gönderdi, sonra kendisini gazeteye davet ettim. Kendisi ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu'nda çalıştığını, ABD'ye gitmek istersem vize konusunda yardımcı olabileceğini söyledi. Ayrıca Fetullah Gülen'i görmek isteyenler için vize işlemlerinde kolaylık sağlandığını duydum. Ancak bu yardımı Metin Topuz'un mu, Cantürk'ün mü yaptığını bilmiyorum." ifadelerini kullandığı öğrenildi.

Tanığın ifadesi üzerine diyecekleri sorulan sanık Mete Cantürk, Zengin ile bir fuarda tanıştığını belirterek, "Akabinde kendisiyle iş yerinde birkaç kez görüştüm. Neden böyle konuştuğunu bilmiyorum, beyanlarını kabul etmiyorum." dedi.

Sanık avukatları da tanığın ifadesini kabul etmediklerini ve buna ilişkin savunma hazırlayacaklarını beyan ederken, müvekkilleri hakkında vareste tutulma kararı verilmesini istedi.

Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, benzer bir dava kapsamında tutuklu yargılanan ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz'un tanık olarak zorla getirilmesine karar verilmesini istedi.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tanık Metin Topuz hakkında yeniden zorla getirme kararı çıkarılmasına, -90 17 ile biten telefon numarasının sahibi oldukları iddia edilen Tuğba E. ve Ali E.'nin de bir sonraki celse tanık olarak dinlenmelerine hükmetti.

Sanıkların vareste tutulmalarına (yargılamaya katılma zorunluluğunu kaldırma) kaldıran heyet, duruşmayı 19 Mart 2020'ye erteledi.

Duruşma sonrası, sanık Mete Cantürk ön kapıdan çıkarken, eşi ve kızı ise arka kapıdan çıkarak koridordan hızla uzaklaştı. Mete Cantürk'ün ABD konsolosu Darnell ile koridorda bir süre sohbet ettikleri görüldü.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, hakkında "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçundan kamu davası açılan ve yargılaması İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden, FETÖ'nün Türkiye Cumhuriyeti hükümetine yönelik kumpas 17/25 Aralık soruşturmalarını kullanmak suretiyle giriştiği eylemlerine iştirak ettiği ve bu soruşturmaların organize ve koordinasyonunda görev aldığı tespit edilen Metin Topuz'un savunmasında, Nazmi Mete Cantürk'ün Zaman gazetesi okuduğunu, çevresinde dini sohbetler yaptığını, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü sempatizanı olabileceğini beyan ettiğine yer veriliyor.

İddianamede sanık Cantürk hakkında H.S.Z'nin ifadesinde, kendisinin 1998-2014 yılları arasında Zaman gazetesinde çalıştığını, Nazmi Mete Cantürk'ün gazetede çocuklarının ürünlerini yayınlatmak maksadıyla kendisine müracaat etmesi sebebiyle tanıdığını, bu dönemde Nazmi Mete Cantürk'ün ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğunda çalıştığını ve ABD'ye gitmek için vize başvurusunda bulunması halinde kendisine yardımcı olabileceğini, daha sonrasında gazetede çalışan birçok kişiden ABD ülkesine gitmek maksadıyla vize müracaatında bulunduklarında "Fethullah Gülen'i ziyarete gidiyorum" şeklinde beyanda bulunanların vize işlemlerinde kolaylık sağlandığını duyduğunu, Nazmi Mete Cantürk'ün kendisine yönelik beyanı doğrultusunda bu yönde örgüt elebaşını ziyarete gidenlere vize kolaylığını sanığın sağladığını düşündüğünü, bu şahsın Zaman gazetesine aboneliği olabileceğini ve bu gazeteyi takip ettiğini beyan ettiği kaydediliyor.

Sanık Cantürk hakkında FETÖ'den dava açılmış kimisi tutuklu kimisi firari birçok kişiyle irtibatının bulunduğu belirtilen iddianamede yer verilen 2008- 2017 yılları arasındaki görüşmelere ilişkin HTS raporunun analizindeki bazı isimler şunlar:

"Mutlu Ekizoğlu (17/25 Aralık girişimini planlayıp icra eden ve eylemleri sebebiyle halen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması devam ediyor, suç tarihi itibarıyla İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı), Ramazan Emekli (FETÖ/PDY üyesi olduğundan bahisle hakkında soruşturma/kovuşturma yürütülen eski İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı), Ali Şerbetçi (Batman Emniyet Müdürlüğünde Emniyet Amiri olarak görev yapan ve 15 Temmuz darbe girişimi esnasında 'Emniyette görevli polis memurlarının darbecilere direnmemeleri' yönünde talimat vererek polislerin direncini kırdığı gerekçesiyle Batman Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanıyor), Mehmet Kadir Filizer (FETÖ elebaşı Gülen'in firari avukatı), Zeki Bulut (eski Başbakanlık Koruma Dairesi Başkan Yardımcısı Başbakanlık konut ve ofisine böcek yerleştirilmesi olayı faillerinden FETÖ/PDY üyesi olduğundan bahisle hakkında soruşturma/kovuşturma yürütülüyor), Yurt Atayün (Hakkında FETÖ/PDY üyesi/yöneticisi olduğundan bahisle soruşturma/kovuşturma yürütülüyor, dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürü), Tufan Ergüder (Eski Emniyet Müdürü, hakkında FETÖ/PDY üyesi/yöneticisi olduğundan bahisle soruşturma/kovuşturma yürütülen firari), Erol Demirhan (eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yapan hakkında FETÖ/PDY üyesi/yöneticisi olduğundan bahisle soruşturma/kovuşturma yürütülüyor), Mithat Aynacı (Darbe girişiminde Vatan Caddesi'ndeki bir tankta kamuflajla yakalanan, hakkında FETÖ/PDY üyesi/yöneticisi olduğundan bahisle dava alıp yerel mahkemece cezalandırılan eski Emniyet Müdürü), Zeki Taşkın (FETÖ/PDY üyeliği irtibatı nedeniyle Emniyet Müdürlüğü görevinden ihraç edilmiş iken 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Emniyet Genel Müdürlüğünü kuşatarak darbeye katılan kişilere WhatsApp grubundan 'darbeye direnen herkesin vurulması, silah ve teçhizatlarının teslim edilmemesi' talimatını veren bu sebeple de hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 'anayasal düzeni bozmaya teşebbüs suçundan kamu davası açılan sanık.)"

İddianamede, sanık Cantürk'ün bu şahıslarla irtibatı hakkında görev tanımı kapsamında makul ve mantıklı izahlarda bulunamadığı belirtilerek, sanığın, tespit edilen örgütle irtibatlı kişilerle yoğun görüşmelerinin örgüt içi irtibat ve bağlantılarının olduğunu ortaya koyduğu kaydediliyor.

Sanık Sevim Cantürk'ün ise FETÖ elebaşısının çağrısı üzerine örgütle bağlantılı olduğundan kapatılan Bank Asya'daki hesabında artırımda bulunduğu, örgütten hakkında işlem yapılan bazı şahıslarla yoğun irtibatının bulunduğu ifade edilen iddianamede, sanığın telefonunda ve hafıza kartında yapılan inceleme sonucunda, örgütle bağlantılı olan derneklerle ilişkisinin olduğunu, yine örgütün sohbet adını verdiği toplantılarına iştirak ettiğini, yine örgütün okuma kampları ve sonrasında düzenlediği örgütsel ideolojiyi yerleştirmek maksadıyla tertip ettiği anlaşılan okuma yarışmalarına katıldığı anlatıldı.

İddianamede 3 sanığın da "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

Kaynak: AA / Güncel

Amerika Birleşik Devletleri İstanbul Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title