ABD'yi Zora Sokan Suriye Hamlesi
Suriye'nin Irak sınırı yakınında IŞİD terör örgütüne ait mevzileri vurması, ABD'yi Suriye'ye karşı izlediği politika konusunda zora soktu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, başkent Washington DC'deki günlük basın toplantısına Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Brüksel'de düzenlenen NATO ülkeleri Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katılması, Ukrayna Dışişleri Bakanı Pavlo Klimkin ve Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ikili görüşmeler yaptığını anlatarak başladı.
YANITLAMAKTA GÜÇLÜK ÇEKTİĞİ SORU
John Kerry'nin, Belçika'da havayolu çalışanlarının grevde olması yüzünden Fransa'nın başkenti Paris'e trenle geçmek durumunda kaldığını da belirten Marie Harf'e, ABD'nin IŞİD'e karşı Irak Başbakanı Nuri El Maliki'yi destekleyen girişimlerine değinilerek, "Görünüşe göre Suriye de IŞİD'e karşı düzenlediği hava saldırılarıyla Maliki'yi destekliyor, İranlılar da öyle. Bu sizce sorunsal bir durum değil mi sorusunu" yanıtlamakta güçlük çekti.
"IŞİD'İN GÜÇLENMESİNİN NEDENİ ESAD REJİMİ"
Sorunun birkaç boyutu bulunduğunu belirterek söze başlayan Harf, "Öncelikle biliyoruz ki IŞİD tüm bölge için bir tehdit, İran da içinde olmak üzere. Ama IŞİD'in bu kadar güçlenmesinin temel değilse bile ana nedenlerinden bir tanesi Esad rejimi. Onların Suriye'de yarattığı iklim yüzünden ortaya çıkan bir sonuç" diye konuştu.
"IŞİD SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ ESAD REJİMİ OLAMAZ"
ABD'nin Irak'ta yol gösterebilecek olabildiğince hızlı bir biçimde kapsamlı bir hükümet oluşturulması, böylelikle IŞİD'i geri püskürtme mücadelesinin sürmesi olduğunu anlatan Marie Harf, "Suriye'nin IŞİD'e karşı düzenlediği hava saldırılarından haberimiz var tabii ki. Şu durumda bunu tartışmak için de herhangi bir gerekçe yok. Ama daha geniş anlamda bakarsak, Irak'taki IŞİD sorununun çözümü, Esad rejiminin müdahalesi olamaz, bunun altını çizmek gerek." dedi.
Marie Harf, gazetecilerin Beşar Esad yönetiminin Irak'ta IŞİD teröristlerine müdahalesinin, IŞİD'e karşı mücadelede erken sonuç verebileceği değerlendirmesi yapması üzerine IŞİD'in ortaya çıkmasına ve Irak'ı tehdit eder duruma gelmesine Beşar Esad yönetiminin yol açtığını savundu.
"ESAD REJİMİ TERÖR SÖZCÜĞÜNÜ BAŞKA ANLAMDA KULLANIYOR"
Beşar Esad yönetimi ile ABD'nin 'terörizm' sözcüğüne yüklediği anlamın farklı içerikleri olduğunu savunan Marie Harf, "Esad rejimi bu terimi çok gevşekçe kullandı, birçok muhalif güce karşı kullandı. Bizim desteklediğimiz muhaliflere karşı da kullandı. Suriye'deki IŞİD de bir tehdit. Bölgedeki ülkelere mücadele için de destek vermekteyiz. Ama Esad rejimi terör sözcüğünü kullanınca bence başka anlamda kullanıyorlar" diye konuştu.
Harf, Esad yönetiminin terörist sözcüğünü kendi halkından ve ılımlı muhalefetten gelen başkaldırıları bastırmak için kullandığını öne sürdü.
MALİKİ'NİN AÇIKLAMALARI
Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin dün yaptığı açıklamaların, Irak'ta anayasa dışına çıkabilecek geçici bir hükümete karşı değil, 'acil olarak yeni bir hükümete' karşı olduğu değerlendirmesini yapan Harf, Maliki'nin seçim programına uyacağını söyledi.
"ESAD, IŞİD'İ NASIL GÜÇLENDİRDİ?"
Harf, "Esad yönetiminin IŞİD'i yaratıp güçlendirdiğini söylüyorsunuz. Bu nasıl oldu, açıklayabilir misiniz" sorusuna verdiği yanıtta da önceki sözlerini yineledi. Harf, "Büyük bir güvenlik boşluğu yarattılar, kendi ülkelerinde bir iç savaş başlattılar ve kendi halkına saldırdılar. Bu da NUSRA, IŞİD gibi grupların gelişmesine yol açtı" dedi.
IŞİD'E KOMŞU ÜLKELERİN DESTEĞİ
Marie Harf, IŞİD'in Suriye'ye komşu ülkeler tarafından desteklendiği değerlendirmesine karşılık da, "Başka hükümetlerin IŞİD'i desteklediği yönünde bir kanıt yok elimizde. Kişisel bazı maddi desteklerin olabileceğini biliyoruz ve bunu da ciddiye alıyoruz" dedi.
"ORTADA ORTAK BİR DÜŞMAN VAR"
Suriye'nin IŞİD'e karşı giriştiği hava saldırılarını tartışmayacağını belirten Marie Harf, "Ortada ortak bir düşman var. ABD, Suriye, Irak, İran için de aynı düşman IŞİD" dedi.
HARF'İ SIKIŞTIRAN SORU
'O zaman Suriye'ye karşısınız' sorusunu da "IŞİD'in tüm bölge için bir tehdit oluşturduğu fikrine katılıyorum. Ama ortak bir düşman olması bu bizim stratejik çıkarlarımızı göz ardı edeceğimiz anlamına gelmez. Bu ikisi farklı durumlar." diye yanıt verdi.