Abdullah Gül 'Türkiye - Almanya Arasında Köprüler Konferansın'nda Konuştu
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Almanya eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Türk-Alman Üniversitesi ile Inter Dialog Institute (IDI) tarafından düzenlenen 'Türkiye-Almanya Arasında Köprüler' konulu konferansa katıldı.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Almanya eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Türk-Alman Üniversitesi ile Inter Dialog Institute (IDI) tarafından düzenlenen 'Türkiye-Almanya Arasında Köprüler' konulu konferansa katıldı. Beykoz'daki Türk-Alman Üniversitesi'nin yerleşkesinde gerçekleşen konferansa iki eski cumhurbaşkanının yanı sıra Türk-Alman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Halil Akkanat, IDI Başkanı Nuri Özaltın ile üniversitede görevli öğretim üyeleri, öğrenciler ve çok sayıda davetli hazır bulundu.
Abdullah Gül konuşmasının başında Paris'te yaşanan terör saldırılarını lanetledi. Türkiye'nin terörden çok acı çeken bir ülke olduğunu vurgulayan Gül, "Terörün ne olduğunu bilen, terörden çok acı çekmiş bir ülkeyiz. Halen daha teröre kurban veren bir ülkeyiz. Başka coğrafyalarda, ülkelerde terör olunca o acıyı hemen hissederiz ve tepkimizi hemen çok güçlü şekilde veririz. Bundan birkaç ay önce Türkiye'nin merkezinde Ankara'da yine aynı terör örgütünün saldırısına Türkler uğradılar, 100'ün üzerinde vatandaşımızı kaybetmiştik. Dolayısıyla terörün ırkı, dini, vatanı yoktur. Hiç ayrım yapmadan buna karşı daima çok güçlü bir şeklide durmak ve mücadele etmek gerekiyor" diye konuştu.
"TERÖRÜ ORTAYA ÇIKARAN İKLİMİ YOK ETMEK GEREKİYOR"
Gül, terörle mücadele konusuna değinerek, "Sadece terörist ile mücadele şeklinde anlaşılırsa bu da çok yanıltıcı olur. Sivrisinek ile değil bataklıkla mücadele ederek, bataklığı kurutarak, terörü ortaya çıkaran iklimi yok etmek gerekiyor. Yoksa, bugün terörist grubu yok edersiniz yarın başka bir terörist grup çıkar. Ümit ediyorum ki, siyasetçiler, devlet adamları, karar vericiler, filozoflar, bilim adamları bu konulara çok daha fazla önem verecekler, düşünecekler ve dünyayı çok daha fazla güvenli, yaşanabilir bir hale getirecekler" ifadelerini kullandı.
TÜRK-ALMAN ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNE SESLENDİ...
Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığı görevi sırasında Christian Wulff ile birlikte temelini attıkları Türk-Alman Üniversitesi'nin iki ülkenin ilişkilerinin gelişmesi açısından önemine vurgu yaptı. Üniversitede eğitim öğretim gören öğrencilerin çok şanslı olduğunu belirten Gül, "İstanbul'un en güzel yerlerinden birinde iki ülkenin ve özel sektörün desteklediği bir üniversitede en iyi tahsili alacaksınız" diye konuştu.
GÜL, WULFF'UN TÜRKİYE'DE BASILAN KİTABINA 'ÖNSÖZ' YAZDI
Öte yandan Abdullah Gül konuşmasında, Wulff'un "Zirveden Düşerken" adıyla Türkçe'ye çevrilen kitabına önsöz yazmasından dolayı onur ve memnuniyet duyduğunu söyledi. Wulff ile cumhurbaşkanlığı dönemlerinde kurulan dostluğu anlatan Gül, şöyle konuştu:
"Wulff'u sadece siyasetçi değil, insan ve entelektüel derinliği olan biri olarak görüyorum. Kendisinin belki de Türkler açısından en çok sevilen yanlarından birisi, kendi vatandaşları içerisinde, arasında ayrım yapmadan herkesi kucaklaması olmuştur. Kendi vatandaşları denilince, bunun içerisinde milyonlarca Türk de var. Müslümanlığın, İslam'ın Almanya'nın parçası olduğunu da samimiyet içinde söyleyebilen bir liderdir. Bunun bazıları tarafından istismar edileceğini, kendisi aleyhinde bazı ayak oyunu politikacıların bunu kullanacağını bilerek de söylemiştir. Zaten büyüklük de buradan gelmektedir. Eğer bazı doğruları, bazıları istismar eder diye söylemek istemezseniz, onların kapalı kalmasına yol açarsanız, o zaman gerçek lider, önemli insan olamazsınız. Bu bakımdan Sayın Wulff'a karşı Türklerin, Müslümanların ayrı sevgisi vardır."
'ZİRVEDEN DÜŞERKEN' ADLI KİTABIN OKUNMASINI TAVSİYE ETTİ
Wulff'un "Zirveden Düşerken" adlı kitabını bir gecede okuduğunu dile getiren Gül, kitaptan çok ibret alınacak taraflar bulunduğunu kaydetti. Gül, "Türkiye'deki bütün siyasetçilerin, devlet adamlarının, aydınların, gazetecilerin özellikle, gençlerin Wulff'un kitabını okumasını tavsiye ediyorum" dedi.
"SAYIN WULFF'UN BAŞINA GELENLER İNSANIN GERÇEKTEN HAYRET EDECEĞİ OLAYLARDIR"
Christian Wulff'un istifa etmesine neden olan olaylar hakkında konuşan Gül, "İnsan gerçekten hayret ediyor. Ben bunu içimden gelerek söylüyorum bazı olaylar karşısında. Sayın Wulff'un başına gelenler de insanın gerçekten hayret edeceği olaylardır. Böyle şeyler en gelişmiş, demokrasinin en geliştiği ülkelerde de olabiliyor. Çünkü ayak oyunu her yerde var. Demokrasi tabii ki en iyi yönetim sistemi ama demokrasinin de zaafları olduğunu hepimiz biliyoruz. Bütün bunlara rağmen en iyi idare şeklinin o olduğunu ifade ediyoruz ve öyledir de. Ayak oyunlarını yapan herkes eminim ki çok büyük bir utanç içindedir, Sayın Wulff'a yapılmış olanlardan da herkes utanıyordur."
"ZİRVEDEN DÜŞMEDİNİZ"
Abdullah Gül, önsöz yazdığı 'Zirveden Düşerken' adlı kitabın başlığını kabullenemediğini belirterek, Wulff'a, "Siz zirveden düşmediniz aslında. Hem Alman hem de Alman olmayan birçok insanın gönlündesinizdir. Ümit ederim ki bu tip yanlışlar dünyanın hiçbir yerinde tekrarlanmaz" şeklinde hitap etti.
WULFF, ANKARA VE PARİS SALDIRILARINI DEĞERLENDİRDİ
Abdullah Gül'ün konuşmasının ardından Almanya eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff da konuşmasına Ankara ve Paris'te meydana gelen terör saldırılarına değinerek başladı. Ankara'daki saldırının meydana geldiği yere karanfil bıraktığını hatırlatan Wulff saldırıda ölenlerin yakınlarına başsağlığı diledi. Paris saldırısında da olduğu gibi teröristlerin çok sayıda insanı öldürüp, masum sivil insanları hedef aldığını anlatan Wulff, "İslam'a kara çalmaya çalışıyorlar bunu yaparken. Seçim kampanyamda 'Renkli Almanya' demek istemiştim. Birbirimiz arasında kamplaşma değil, bizi yakınlaştıracak yolda yürümeliyiz. Teröristlerin amacı bizi kamplaştırmak, ama renklilik içinde yaşamak istiyoruz" diye konuştu.
"TÜRK İŞÇİLERİN DESTEĞİ OLMASA ALMANYA'NIN EKONOMİK MUCİZESİ OLMAZDI"
Wulff, Türkiye'nin İslam ve modern devlet anlayışının el ele yaşayabileceğinin kanıtı olduğunu vurgulayarak, "Türk işçilerin desteği olmasa Almanya'nın ekonomik mucizesi olmazdı. Almanlar da Türkiye'ye geliyorlar ve iki toplum arasındaki ilişkiler kuvvetleniyor. Yapmamız gereken bunu artırmak, bunlardan biri de bu üniversite" dedi.