Açıköğretim Programlarına Avrupa standartlarında akreditasyon
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Söyleşi Günleri kapsamında, Açık ve Uzaktan Öğretimde Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (AUDAK) söyleşisi Açıköğretim Fakültesi Çok Amaçlı Salon'da gerçekleştirildi.
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Söyleşi Günleri kapsamında, Açık ve Uzaktan Öğretimde Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (AUDAK) söyleşisi Açıköğretim Fakültesi Çok Amaçlı Salon'da gerçekleştirildi.
AUDAK yönetim kurulundan Açıköğretim Fakültesi öğretim üyeleri; Prof. Dr. Tevfik Volkan Yüzer, Prof. Dr. Gülsün Meriç, Doç. Dr. Elif Toprak Dr. Öğr. Üyesi Asuman Nurhan Şakar'ın konuşmacı olarak katıldığı söyleşide, akreditasyon sürecinin önemi vurgulandı.
"Bir milyonun üzerinde öğrenciye sahipseniz, akreditasyon buradan başlıyor"
Dinleyici olarak katıldığı söyleşide değerlendirmelerde bulunan Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yücel Güney, "Akreditasyon birçok konuda bize fikir veriyor. Yapılan işin ne kadar doğru ve iyi yapıldığını ölçmemizi sağlıyor. Benim için çok önemli olan kısmı budur. Açıköğretim olarak tüm dünyada önemli bir yerdeyiz. Bir milyonun üzerinde öğrenciye sahipseniz, akreditasyon buradan başlıyor." diye iletti.
" Türkiye'deki tüm uzaktan eğitim kurumlarını geliştirmek için iyi bir vesile olacağına inanıyorum"
Uzaktan eğitim veren kurumların gelişmesinde akreditasyon süreninin önemli yer alacağını belirten Prof. Dr. Güney, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Uzaktan eğitim merkezi kurulduğunda bununla ilgili çok ciddi çalışma yapmamız gerekiyordu. İsteğimizi daha iyi yere götürmek gerekiyordu. Merkezin nasıl yürütüleceği, bu süreçlerde neler yapılabileceği ve öğrenciye nasıl hizmet verileceği ayrıntılı bir şekilde incelenmeliydi. Bunun akreditasyon kurumu ile yapabileceğimizi düşündük. AUDAK aslında serbest olan bir dernek. Bize çok fazla geri dönüşü olacak. Türkiye'deki tüm uzaktan eğitim kurumlarını geliştirmek için iyi bir vesile olacağına inanıyorum."
"Açık ve uzaktan eğitimde çok iyi noktadayız"
Açık ve uzaktan öğretim veren kurumları; yönetim, organizasyon gibi konularda bilgilendirmek, kurumun ilgili programlarını değerlendirmek ve akreditasyon çalışmalarını yürütmek amacıyla faaliyet gösterdiklerini belirten AUDAK Başkanı ve Açıköğretim Fakültesi Öğr. Elemanı Prof. Dr. Gülsün Meriç, "Yolun başındayız ama buraya gelene kadar da inanın çok büyük çabalar sarf ettik. Çok emek isteyen, yaşantı isteyen ve farkındalık gerektiren bir süreçti. Bu süreçte çok fazla şey öğrendik. Bunu söylemem geriyor. Açık ve uzaktan eğitimde çok iyi noktadayız." şeklinde konuştu.
"YÖK kalite kurulu, Avrupa standartlarını referans alıyor"
Avrupa standartlarında değerlendirmelerle lisans programlarının kalite değerlendirilmelerinin yapıldığını söyleyen Doç. Dr. Elif Toprak, "YÖK kalite kurulu Avrupa standartlarının kılavuzlarını kendilerine referans alıyor. Buraya baktığımızda, Avrupa'nın bakış açısının biz örgün eğitim akredite eden kurumlarla aynı olması gerekiyor. Sonuçta program çıktılarında, mezun yeterlilik mantığı ile değerlendirmelere bakılıyor. Eş değer diplomalardan bahsediyoruz. YÖK daha çok lisans programlarının akreditasyonları üzerinde duruyor. AUDAK olarak, Açıköğretim İşletme Programları hedeflenerek çalışmalarımıza başlamamızın nedeni bundan kaynaklanıyor. Hem iki yıllık ön lisans programlarımız, hem de aslında fakülteler dışındaki açıktan ve uzaktan eğitim yapan merkezleri hedef alarak ölçütleri geliştirmeyi amaçladık." dedi.
" Türkiye'deki alt yapı ve uzmanlarla dünya çapında faaliyet gösterebiliriz"
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Volkan Yüzer söyleşide şunlardan bahsetti: "Özellikle 2000 yıllarından sonra dönüp baktığımızda dünyada bir değişim var. Artık çift yönlü bir iletişim akışı var. Baktığımızda eğitim teknolojileri sınıf ortamı dışına çıkmaya başladı. Yeni kavramlar kullanmaya başladık. Türkiye'de artık 200'e yakın uzaktan eğitim merkezi var. 3 tane üniversitede açıköğretim sistemi bulunuyor. Dünyada da değişimler var. Ülkemizde kaliteli kurumlar, bu işleri kaliteli yapanlar var. Kimse kalite ölçüsünde nerede olduğunu göremiyor. Böyle bir derneğe Türkiye'nin ihtiyacı var diye düşündük. Tek amacımız Türkiye değil. Türkiye'deki alt yapı ve uzmanlarla dünya çapında faaliyet gösterebiliriz."
"Tüm bu çalışmalar bize akreditasyonun bir gereklilik olduğunu gösterdi"
Açıköğretim Sistemi içerisindeki programların akredite edilmesi için uzun yıllar süren çalışmalar yürüttüklerini aktaran Dr. Öğr. Üyesi Asuman Nurhan Şakar, "Biz yaklaşık 3 buçuk yıl önce bu sürece başladık. Öncesi de vardır. Biz 2014-2018 stratejik planı içerisindeki stratejik hedeflerimizden bir tanesi, Açıköğretim Sistemi içerisindeki programlarımızın akreditasyonu yapılmasıydı. Bu hedefin gerçekleştirilebilmesi için akreditasyon süreçlerine başlamamız gerekiyordu. 2014 yılında biz uluslararası bir firma ile 30 tane ön lisans programımızın yirmi sekizini akredite etmek için bir sürece başladık. Bu 28 programı meslek edindirmeye yönelikti. İlk tecrübemizi böyle kazandık. Bu sürecin ilk olması bize farklı bir deneyim yaşattı. Süreci tamamladığımızda hepimiz çok gururluyduk. Bunları akredite ederken zorlandık ama bir şekilde bu süreçleri de atlattık. Tüm bu çalışmalar bize bir şey gösterdi. Akreditasyon bir gerekliliktir. Çünkü stratejik planda yer alıyor. YÖK bunun için çok büyük bir destek veriyor. Akreditasyon almış kurumların kurumların faaliyet gösterebilmeleri için mutlaka YÖK tarafından tescili gerekiyor. Tescilden sonra daha çok geçerliliği ve güvenirliği oluyor. Biz bu süreci başlattık. Umarım YÖK süreci sağlıklı bir şekilde ilerler." ifadelerini kullandı. - ESKİŞEHİR