Haberler

Bozdağ: "(Muhalefetin güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışması) Eski sistemi aynen tekrarlıyorlar"

Güncelleme:
Abone Ol

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 6 muhalefet partisinin "güçlendirilmiş parlamenter sistem" mutabakatının eskiye dönüş olduğunu belirterek "Eskiye dönüyorlar, yeni sistem diyorlar.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 6 muhalefet partisinin "güçlendirilmiş parlamenter sistem" mutabakatının eskiye dönüş olduğunu belirterek "Eskiye dönüyorlar, yeni sistem diyorlar. Yeni bir tane bir şey göstersinler." diye konuştu.

Dikmen'deki Hakimevi'nde yargı muhabirleriyle bir araya gelen Bozdağ, soruları cevapladı.

Bazı bireysel başvurularda verilen ihlal kararına ilgili mahkemelerin uymadığı yönündeki tartışmalara ilişkin soru üzerine Bozdağ, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının davanın yenileme sebebi sayıldığını anımsattı. Bozdağ, ihlal kararının gelmesinden sonra mahkemenin telafi edilebilir konularda yargılamaları yenilediğini, bunun mahkemelerin yargı yetkisini kaldırmadığını söyledi.

Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu aktaran Bozdağ, "Bireysel başvuru kararlarına da AİHM kararlarına da Türk mahkemeleri uymaktadır. Bu noktada bireysel başvuruyu getiren iktidar biziz, anayasaya koyan biziz. Bu Türkiye'de vatandaşlarımıza yeni bir hak arama yolu olarak ortaya çıktı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine giden pek çok dava bu vesileyle azaldı. Anayasa Mahkememizin bireysel başvuru yolunu etkin işletmesi AİHM'e açılan pek çok davayı da geçerli denetim yapılmış denerek reddine sebep oldu." diye konuştu.

Bekir Bozdağ, bir dönem Anayasa Mahkemesinin yapısının değiştirilmesi ve bireysel başvurunun yeniden düzenlenmesinin tartışıldığı belirtilerek sorulan soruyu da cevapladı. Bireysel başvuru sayısında ciddi artış olduğunu anlatan Bozdağ, vatandaşların bu hak arama konusunda bilinçlendiği değerlendirmesinde bulundu.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın başvuru sayılarını zaman zaman açıkladığını anımsatan Bozdağ, Arslan ile başvuruların azaltılması konusunda da görüşmeler yaptıklarını dile getirdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde dostane çözüm uygulaması yapıldığını aktaran Bozdağ, bunun faydalı olabileceğini, zaman içerisinde yapacaklarını söyledi. Anayasa Mahkemesinin yapısı konusunun ise anayasa değişikliği gerektirdiğini belirten Bozdağ, "Şu anda böyle bir çoğunluk Cumhur İttifakı'nda yok. Meclis'te de böyle bir konsensüs olma ihtimali yok. Bu ileride belki konuşulacak bir konu, şu anda gündemimizde de öyle bir şey yok." dedi.

"Tutuklama tedbiri, hakimin takdiriyle uygulanan bir şey"

Kadına yönelik şiddete ilişkin soru üzerine Bozdağ, bu konunun herkesin yüreğini dağladığını, dileğinin bu tür olayların, cinayetlerin yaşanmaması olduğunu söyledi. Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklikle kadına karşı şiddetin kasten yaralama suçunda kendi adıyla kaydedilmesinin sağlandığını anımsatan Bozdağ, ayrıca eziyet, işkence, kötü muamelenin cezalarının arttırıldığını, yüze kezzap atmanın da yaralama suçunun nitelikli hali kapsamına alındığını bildirdi. Basit yaralamanın tutuklama nedeni sayılmadığını ancak kadına karşı işlenmişse yasa koyucunun mahkemelere tutuklama konusunda yol gösterdiğini dile getiren Bozdağ, şöyle devam etti:

"Katalog suçlar arasına alınmak suretiyle yasa koyucu, 'kadına karşı yapılan yaralamanın niteliğine bakma' diye mahkemelere bir yol gösteriyor. Bu haliyle yaralamanın niteliği basittir veya niteliklidir ayrım yapmadan eğer mağdur kadınsa, 'tutuklama nedeni varsayılan hallerden ben bunu sayıyorum' diyor yasa koyucu. Dolayısıyla mahkemeler bundan sonra bu maddeyi uygularken tutuklama tedbirine başvurmak isterse elinde bir gerekçe olacaktır. Tabii bütün bunlara rağmen tutuklama tedbiri, hakimin takdiriyle, mahkemenin takdiriyle uygulanan bir şey. Mahkemenin ve hakimin takdirini bu yasa ortadan kaldırmıyor ama bu yasanın uygulamaya girmesinden sonra tutuklama tedbirinin uygulanacağını ümit ediyoruz."

Bozdağ, "bir yumruk ya da tokadın tutuklama sebebi sayılıp sayılmayacağı"nın sorulması üzerine, bunu da mahkemenin takdir edeceğini söyledi.

Seçim yasasındaki değişiklik

Seçim Kanunu'ndaki değişiklikle seçim kurullarının oluşma şeklinin değiştirildiğinin anımsatılması üzerine Bozdağ, önceden en kıdemli hakimin kurul başkanı olduğunu, yeni düzenlemeyle birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasında çekilecek kura ile kurul başkanının belirleneceğini söyledi. Düzenlemenin seçim güvenliğine ilişkin bir riskinin olmadığını kaydeden Bozdağ, kuranın herkesin huzurunda yapıldığını, bunun doğru bir düzenleme olduğunu dile getirdi.

"Türkiye'nin seçim sistemi içerisinde seçim güvenliğinin ihlal edilebilmesi mümkün değil." ifadelerini kullanan Bozdağ, seçimde hileden bahsetmenin mevzuatı bilmemek veya seçim sonuçlarını önceden görerek mazeret aramak olduğunu belirtti. Bozdağ, "Başarısızlığa mazeret hazırlamasınlar, başarmak için çalışsınlar. Türkiye'de bugüne kadar yapılan seçimler ortada. Uluslararası denetim de var, kendi iç denetimimiz de var. Kimse seçimlerin güvenliğine ilişkin Türkiye'yi haksız gösterecek bir şey ortaya koyamadı, bundan sonra da koyamayacak." dedi.

Muhalefetin güçlendirilmiş parlamenter sistem mutabakatı

Muhalefetten 6 partinin bir araya gelerek hazırladıkları parlamenter sisteme ilişkin mutabakatlarını incelediğini söyleyen Bozdağ, muhalefetin isteklerini somutlaştırmadığını dile getirdi. Muhalefetin dilek ve temennide bulunduğunu aktaran Bozdağ, bunlar anayasada ilgili yerlere yerleştirildiğinde 17 Nisan 2016'dan önceki anayasa metninin ortaya çıktığını anlattı. Bozdağ, "Eski sistemi aynen tekrarlıyorlar, adına güçlendirilmiş parlamenter sistem diyorlar. Eskiye dönüyorlar, yeni sistem diyorlar. Yeni bir tane bir şey göstersinler." diye konuştu.

Bozdağ, muhalefetin mutabakatında sistemle alakalı tek şeyin Cumhurbaşkanı seçilen kişinin 7 yıldan sonra yeniden seçim hakkı verilmemesi olduğunu, ayrıca ömür boyu siyaset yasağı getirildiğini aktardı. Bu durumun sistemle alakasının bulunmadığını belirten Bozdağ, şöyle devam etti:

"Öte yandan cumhurbaşkanını nasıl seçeceklerini yazmamışlar. Her şeyi yazıyorlar, cumhurbaşkanını parlamento mu seçecek, yoksa halk mı seçecek şimdi ki gibi, bunu açık bırakmışlar. Dilek ve temenni de yok. Ben de merak ediyorum acaba niye susmuşlar burada. Çünkü halk bugün cumhurbaşkanını doğrudan seçiyor. Halktan cumhurbaşkanını doğrudan seçme hakkını almak, halkı cumhurbaşkanı seçmeye ehil görmemektir. Bugün Türk halkı 2018'den bu yana yürütme organı olan devlet başkanı, cumhurbaşkanını doğrudan seçiyor, yani yürütme organını doğrudan seçiyor. Ama eski düzende halk yürütme organını seçmiyor. Türk halkının yürütme organını seçme hakkı yok, anayasa ve yasalar böyle bir hak vermeyecek. İlk defa 2017 anayasa değişikliğiyle Türk halkına bu yetki verildi. Bu yetkiden sonra ilk defa Türk halkı 2018'de yürütme organını doğrudan kendi seçti. Şimdi diyorlar ki 'Yürütme organını seçmeye Türk halkı layık değildir, biz onu Türk halkından geri alacağız, Meclise vereceğiz, vekillere vereceğiz.' Vekillerin içerisinden yürütme organının kim olacağını cumhurbaşkanı başbakanı atayarak belirleyecek. Güven oyu alırsa da hükümeti kurmuş olacak."

Bakan Bozdağ, bununla Türk halkına verilmiş iki önemli hak olan cumhurbaşkanını seçme hakkı ile yürütme hakkını doğrudan seçme hakkının geri alınacağını söyledi.

"İstinaf yargılama süreçlerini kısaltan reformdur"

Bakan Bozdağ, yargıda hedef süre uygulamasına ilişkin soru üzerine bu konudaki beklentiye ulaşamadıklarını, çalışma ve denetimlerin yapıldığını, ayrıca sürelerin de yeniden tanzim edileceğini bildirdi.

İstinaf mahkemelerinin yargı sürecini uzattığına yönelik eleştirileri cevaplayan Bozdağ, istinaf hukuk dairelerinin verdiği yaklaşık 1 milyon 800 bin karardan 450 binden fazlasının temyiz hakkı olmasına rağmen temyiz başvurusunda bulunmadığını belirtti. Bozdağ, "İstinaf yargılamayı uzatan değil, yargılama süreçlerini kısaltan ve kararların doğruluk oranlarını arttıran çok önemli bir reformdur. Bu reformu korumak, geliştirmek, aksayan yönlerini düzeltmek bizim vatandaşımızın adalet beklentisine olumlu katkı sağlayacaktır." değerlendirmesini yaptı.

"Hakimler rüzgara göre değil, anayasa, hukuk, kanun ve dosyaya göre edindikleri vicdani kanaatle karar verir"

Kamuoyunda Elmalı davası olarak bilinen davaya ilişkin soru üzerine Bozdağ, söz konusu davada hakimin doğru karar verdiğini, dosyayı bilmeden içindeki delilleri görmeden eleştiri yapmanın haksızlık olacağını söyledi.

Yargı kararlarını bazen kendisinin de eleştirdiğini belirten Bozdağ, yargı içinde bu kararların denetlendiğini hatırlattı.

Hakimlerin takdir hakkı olduğuna, bu hakkın Anayasa'nın 138'inci maddesine göre anayasa ve kanuna göre kullanılması gerektiğine işaret eden Bozdağ, "Hakimin vicdanı, anayasaya, kanuna, hukuka ve dosyadaki delillerden edindiği kanaate bağlı olacak. Bir yere bağlı olmazsa rüzgar nereden eserse o yana gider. Hakimler rüzgara göre değil, anayasa, hukuk, kanun ve dosyaya göre edindikleri vicdani kanaatle karar verir." dedi.

Bakan Bozdağ, kadına karşı şiddeti tutuklama nedeni varsayılan haller arasına aldıklarını anımsatarak "23 yerinden birini bıçaklamayı, serbest bırakmayı ben kendi adıma doğru göremem, kabullenemem. Bıçak kullanıyor, bıçak silah. 23 yerinden vuruyor o da ha keza öyle. Tutuklanacaksa herhalde 23 yerinden bir kadını bıçaklayan kişinin tutuklanması kadar bizim yasalarımıza uygun bir şey olamaz." diye konuştu.

İyi hal indirimi konusunda da somut bir adım atıldığına dikkati çeken Bozdağ, yeni düzenlemeyle hak etmeyenlerin iyi halden yararlanamayacağını kaydetti.

(Bitti)

Kaynak: AA / Güncel

Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title