Adalet Bakanı Tunç: 8 Milyon Vatandaş Mahkemeye Gitmeden Davalarını Çözdü
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Yatağan Adalet Sarayı'nın temel atma töreninde yaptığı konuşmada, arabuluculuk sisteminin vatandaşların mahkemeye gitmeden uyuşmazlıklarını çözmelerine olanak tanıdığını belirtti. Ayrıca, yeni Yargı Reformu Strateji Belgesi ile ceza adalet sisteminde yapılacak düzenlemelere dikkat çekti.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "6 milyon civarındaki uyuşmazlık arabulucuların önüne geldi. Bunun 4 milyonu anlaşma ile sonuçlandı. İki taraf olduğunu düşünürsek 8 milyon vatandaşın mahkemeye gitmeden karşılıklı barışarak davalarını çözdüklerini görüyoruz." dedi.
Tunç, Yatağan Adalet Sarayı'nın temel atma töreninde yaptığı konuşmada, ilçede uzun yıllardır adliye binası ihtiyacı olduğunu söyledi.
Yargı hizmetlerinin daha kaliteli şekilde görülmesini sağlayabilecek binanın 10 bin metrekare kapalı alana sahip olacağını belirten Tunç, teknolojinin tüm imkanlarının bulunduğu adalet sarayını kısa sürede tamamlayarak hizmete açacaklarını anlattı.
Toplumsal barışın adaletle mümkün olduğunu dile getiren Tunç, adaletin gecikmeden hakkıyla tecellisinin önemine vurgu yaptı.
Bakan Tunç, binaların da adliye hizmetlerine yakışır nitelikte olması gerektiğini ifade ederek, binaları yapmanın yanı sıra içerisindeki insan unsurunu da hem nitelik hem de nicelik olarak güçlendirmenin gayreti içerisinde olduklarının altını çizdi.
Türkiye'nin 22 yılda toplumun ihtiyacına cevap veren çağdaş mevzuat konusunda önemli mesafeler aldığını aktaran Tunç, "Temel kanunlarımızın tamamını yeniledik. Nüfusun artması, ticaret ve teknolojinin gelişmesi, yeni suç tiplerinin ortaya çıkması ve yargıda dava sayısının, dava çeşitliliğinin artması nedeniyle kanunlarımızda yenileme, güncelleme ihtiyaçları oldu." diye konuştu.
"Ceza adaleti sistemiyle ilgili konular ağırlık verdiğimiz hususlar"
Tunç, 4. Yargı Reformu Strateji Belgesinde hazırlıklarının son aşamaya geldiğine işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önümüzdeki birkaç gün içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyu ile paylaşılacak. Strateji belgesini hazırlarken hakim, savcılarımız ve avukatlarımızın yanı sıra hukuk fakültelerindeki akademisyenler ve toplumun değişik kesimlerinin görüşlerini değerlendirdik. Ceza adaleti sistemiyle ilgili konular ağırlık verdiğimiz hususlar. Toplumda suç işlenmesini önlemeye, suç ve suçluyla mücadeleye, caydırıcılığı arttırmaya, suçlunun ıslahına yönelik birtakım düzenlemelerimiz Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında olacak."
Toplumu rahatsız, huzursuz eden bazı suçlar, teknolojinin gelişmesiyle beraber bilişim yoluyla yasa dışı bahis, sanal kumar gibi suçların da gündemlerindeki hususlar olduğunu anlatan Tunç, şöyle konuştu:
"Özellikle ceza adaleti sisteminin üç aşamasını da önemsiyoruz. Birinci aşama soruşturma aşaması. Soruşturmayı en etkin bir şekilde yapabilmenin yolunu açacak, bu noktada varsa eksiklik, onları ortadan kaldıracak düzenlemeleri bu belgede göreceğiz. Ceza adaletinin ikinci aşaması dava, kovuşturma aşaması. Bu hızlandırılacak. Geciken adalet, adalet değildir. Bu anlamda önemli düzenlemeleri önümüzdeki günlerde milletvekillerimizin takdirine sunacağız. Üçüncü aşama da infaz aşaması. Suçlunun hak ettiği yaptırımı çekerken aynı zamanda tahliye olduktan sonra bir daha suç işlememesi için gerekli tedbirleri almak gerekir. Bunun için cezaevlerinde eğitim merkezleri, iş yurtları kurarak önemli çalışmalar yapıyoruz."
Arabuluculuk sisteminin 2013 yılında hukuk sistemine girdiğini hatırlatan Tunç, "6 milyon civarındaki uyuşmazlık arabulucuların önüne geldi. Bunun 4 milyonu anlaşma ile sonuçlandı. İki taraf olduğunu düşünürsek 8 milyon vatandaşın mahkemeye gitmeden karşılıklı barışarak davalarını çözdüklerini görüyoruz. Bizim geleneklerimizde de olan bu barışçıl yöntemin daha da geliştirilmesi için çalışmalarımız var." ifadelerini kullandı.
UYAP Sisteminin dünyaya örnek bir proje olduğunu söyleyen Tunç, yapay zekanın adalet hizmetlerinde kullanılmasıyla ilgili önemli çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi.
Türkiye'yi temel hak ve özgürlükler anlamında daha da genişletmek için çaba gösterdiklerinin altını çizen Tunç, şunları kaydetti:
"Anayasa'daki bunca değişikliğe rağmen yeni anayasa diyoruz. Bu anayasa darbecilerin yaptığı anayasa. Seçilmiş bir organ yazdırmadı. Darbe sonrası atanmış bir Meclisin görevlendirdiği bir bilim kurulu tarafından yazıldı. Anayasayı Türkiye Yüzyılı'na başladığımız bu anlamlı zamanda milletin temsilcilerinin yazması lazım. Vesayetçi ruhtan arınmış, demokratik, katılımcı, sivil, tam anlamıyla toplum sözleşmesi olan, temel hak ve özgürlükleri öne alan, her kesimin kendini içinde bulduğu yeni bir anayasa ile yolumuza devam etmemiz lazım. Türkiye'ye bu yakışır. Bu milletimize olan borcumuzdur."
Bakan Tunç, konuşmasının ardından adalet sarayının temeline ilk harcı attı.