Adalet Sarayı Önünde ?basına Özgürlük? Nöbeti
14 ARALIK Operasyonu kapsamında basına yönelik baskınlar ve bazı gazetecilerin gözaltına alınması, Kayseri Adalet Sarayı önünde protesto edildi.
14 ARALIK Operasyonu kapsamında basına yönelik baskınlar ve bazı gazetecilerin gözaltına alınması, Kayseri Adalet Sarayı önünde protesto edildi. Adalet Sarayı önüne gelen bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile vatandaşlar, 'Basın Özgürlüğü Nöbeti' başlattı.
Adalet Sarayı önünde toplanan gruba destek veren Kınaş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı ve Kayseri Gelişen Sanayici ve İşadamları Derneği (GESİAD) Başkanı Hamdi Kınaş, "Haksız yapılan uygulamaları protesto etmek için geldik. Arkadaşlarımızla beraber kendi üslubumuzca demokratik tepkimizi ortaya koymak için geldi. Bir gazetenin baskına uğraması, demokratik bir ülkede hiç kabul edilebilir bir şey değil. Ortada herhangi bir suç, herhangi bir neden olmaksızın hayali problemlerle, sıkıntılarla böyle bir baskının yapılması, zulmün yapılması, kabul edilebilir bir şey değil. İş dünyası olarak biz bunu hiç anlayamıyoruz, anlam veremiyoruz. Bu olaylar bizim gibi işadamlarını çok karamsar bir havaya ulaştırıyor, karamsarlığa sokuyor. Böyle bir ortamda işadamları nasıl yatırım yapacak, nasıl işlerini geliştirecek, nasıl ihracat yapacak' Makul şüphe zaten çok yuvarlak bir tabir, muğlak bir tabir. Bu kanunen nasıl uygulanacak? Bunu da çok merak ediyoruz. Çünkü herkes herkesten makul bir nedenden dolayı şüphelenebilir. Bunun sonucunda da çok kötü şeyler olabilir. Bugün bize olur, yarın bir başkasına olur. Makul şüphe diye bir kavramı biz anlamıyoruz?? dedi.
Aktif Eğitimciler Sendikası Kayseri Şube Başkanı Ayhan Kaya, Adalet Sarayı önünde yaptığı açıklamada, "Yaşadığımız ülke her geçen gün nefes almanın biraz daha zorlaştığı bir yer haline geliyor. Devlet olarak taraf olduğumuz uluslar arası sözleşmelerle garanti altına alınmış neredeyse bütün temel insan hak ve özgürlükleri ihlale uğruyor. Biz inanıyoruz ki, yeryüzünde bir insanın veya başka bir canlının hakkını ihlal eden, Yüce Yaratıcı'nın hakkını da gasp etme kabahatini işlemiş olur. Türkiye, her geçen gün biraz daha fazla kan kaybediyor, yarın ne olacağı, kimse tarafından kestirilemiyor. Zaten 17-25 Aralık'tan bu yana Türkiye'de bir asra yetecek kadar yanlış yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Bunları yapan irade öylesine fütursuz ki, yaptığı hataları söyleme, sorgulama konumunda olan medya organlarını da susturmak sindirmek için herşeyi yapıyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de yapılan istatistiklerin, bir kısım siyasi aktörlerin medyaya yönelik doğrudan veya dolaylı baskıları yüzünden son bir yılda 2 bine yakın gazetecinin işsiz kaldığını gösterdiğini belirten Kaya, "uluslar arası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü verilerine göre dünya basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye, 180 ülke içinde 154'üncü sıraya gerilemiş durumda. Öte yandan kamu çalışanları siyasi görüş ya da etnik kökenlerine göre fişleniyor, ayrımcılığa tabi tutuluyor, hakları ellerinden alınıyor. Bütün bu yapılanlar, birer utanç ve ibret vesikası olarak tarihin karanlık sayfalarında yerini alacaktır. Ama insanlık onuru, her devirde olduğu gibi, bu devirde de insan hakkı ihlallerine, hukuksuzluklara, baskılara, zorbalıklara, zulümlere karşı direnmeye devam edecek ve eninde sonunda kazanacaktır. Biz, babalarımızdan ve dedelerimizden hür ve bağımsız bir Türkiye emanet aldık. Evlatlarımıza ve torunlarımıza da aynı şekilde, hür ve bağımsız bir Türkiye teslim edeceğiz" diye konuştu.
Adalet Sarayı önünde toplananların ellerinde Zaman Gazetesi'nin bugünkü baskısı ile üzerlerinde "Özgür Basın Susturulamaz", "Demokrasiye Darbe", "Demokrasiden Geri Dönülemez", "Özgür Basın Sıfırlanamaz" yazılı dövizler taşıdıkları görüldü. Kadınların da destek verdiği eylemde, bazı kadınlar Kur'an okudu. Adalet Sarayı önündeki 'Basın Özgürlüğü Nöbeti'nin 3 gün süreceği bildirildi. Nöbetin bugünkü bölümünü tamamladıklarını belirten grup sözcüleri, olaysız bir şekilde Adalet Sarayı önünden ayrıldı.