Add Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt: "Çocuklarımızı Tarikatların Kucağına Bırakmak Doğru Politikalar Değildir"
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt, 17 yaşındaki A.E.S'nin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün resmine uygunsuz hareketler yapıp tutuklanmasıyla ilgili "5-6 yaşında çocuklarımızı o tarikatların kucağına bırakmak ya da yurt yapma imkânı varken üniversitedeki çocuklarımızın yüzde 86’sını yurt olanağından yoksun bırakıp tarikat evlerine mahkûm etmek doğru politikalar değildir. Biz bugün Atatürkçü Düşünce Derneği olarak tam sayfa bir gazete ilanıyla Milli Eğitim Bakanlığı’nı uyardık. Bu vesileyle iktidarı da uyarmış olalım" dedi.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt, 17 yaşındaki A.E.S'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün resmine uygunsuz hareketler yapıp tutuklanmasıyla ilgili "5-6 yaşında çocuklarımızı o tarikatların kucağına bırakmak ya da yurt yapma imkanı varken üniversitedeki çocuklarımızın yüzde 86'sını yurt olanağından yoksun bırakıp tarikat evlerine mahküm etmek doğru politikalar değildir. Biz bugün Atatürkçü Düşünce Derneği olarak tam sayfa bir gazete ilanıyla Milli Eğitim Bakanlığı'nı uyardık. Bu vesileyle iktidarı da uyarmış olalım" dedi.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün resmine uygunsuz hareketler yapıp, hakaret ettiği için gözaltına alınıp tutuklanan 17 yaşındaki A.E.S ile ilgili açıklama yaptı. Bozkurt, olaya ilişkin şunları söyledi:
"AKP İKTİDARI, SİSTEMATİK OLARAK ATATÜRK'Ü ÖNEMSİZLEŞTİRMEYE ÇALIŞTI"
"Mustafa Kemal Atatürk gibi doğumunun 100. yılında Birleşmiş Milletler tarafından Atatürk yılı ilan edilecek kadar değer verilen dünyanın onlarca ülkesinde saygıyla anılıp anıtları dikilen gerçek bir dünya liderinin ama özellikle Türk ulusu için esaretten yok olmaktan kurtaran önder olması nedeniyle aynı zamanda Cumhuriyet'i kurarak ve aydınlanma devrimleriyle bir din tarım imparatorluğundan çağdaş, laik bir cumhuriyete geçişi sağlayan belki de tarihin gördüğü en büyük devrimci olması nedeniyle Mustafa Kemal Atatürk'e dönük bu tür hakaretlerin, aşağılamaların, terbiyesizliklerin elbette bağışlanabilir bir yanı yok. Özellikle AKP iktidarı döneminde, önceden de vardı tabi ama özellikle son 20-21 yılda bu iktidar sistematik olarak, statlardan, caddelerden, meydanlardan Atatürk'ün adını kaldırdı, T.C. tabelalarını silmeye kalktı, dünyanın birçok ülkesinde çocukların buna benzer antlar okuduğunu bile bile okullardan andımızı kaldırdı. Atatürk'ü bu şekilde küçültmeye ve önemsizleştirmeye çalıştı.
"BAŞKA BİR ÇOCUK KALKIP RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN FOTOĞRAFINA O MUAMELEYİ YAPSAYDI NE OLURDU"
17 yaşında çocuk diyoruz ama herkese hatırlatmak isterim bizim Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda 8 yaşında şehidimiz var. Bozkırlı Ömeroğlu Hüsnü 26 Ağustos Büyük Taarruz'da cepheye mermi sandığı taşırken vurulup şehit oldu. Abdullah var 11 yaşında, 13 yaşında, 14 yaşında, 15 yaşında şehitlerimiz var. Tersinden bir soru sorayım eğer aynı çocuk ya da başka bir çocuk kalkıp Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafına o muameleyi yapsaydı ya da herhangi başka bir değere bu hakareti yapsaydı ne olurdu acaba hiç düşündük mü? Hatırlayın çok yakın zamanda bir ilimizde duvardaki bir postere sakal bıyık çizdi diye 15-16 yaşında bir çocuk tutuklandı.
"ATATÜRK'E HAKARET ETMEK DEMEK DOĞRUDAN TÜRK ULUSU'NA HAKARETTİR"
Atatürk'ü yok saymak demek, Atatürk'ü aşağılamak demek, Atatürk'e hakaret etmek demek doğrudan doğruya Türk ulusuna Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne hakarettir. Çünkü Atatürk Türkiye'dir. Türkiye'den Atatürk'ü aldığınız zaman geriye elinizde Afganistan'ın Taliban'ı, Suudi Arabistan'ın bedevisi kalır ya da dünyanın geri kalmış diğer ülkelerinin insanları kalır. Bunu en çok da bu ülkeyi yönetme sorumluluğu taşıyanlar ve yönetmeye talip olanlar duyumsamalıdır. Andımız yeniden okullarımızda okutulmaya başlanmalıdır. Bu ÇEDES ve benzeri okullara imam atama, vaiz atama ya da dinci vakıflarla, derneklerle, tarikatların cemaat ve vakıflarıyla protokoller hazırlayıp 5-6 yaşında çocuklarımızı o tarikatların kucağına bırakmak ya da yurt yapma imkanı varken üniversitedeki çocuklarımızın yüzde 86'sını yurt olanağından yoksun bırakıp tarikat evlerine mahküm etmek doğru politikalar değildir. Biz bugün Atatürkçü Düşünce Derneği olarak tam sayfa bir gazete ilanıyla Milli Eğitim Bakanlığı'nı uyardık. Bu vesileyle iktidarı da uyarmış olalım."
