Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Kar: Kadın cinayetlerinde bilirkişi raporları titizlikle hazırlanıyor
ANKARA'da bir rezidansın 20'nci katından atılan Şule Çet (23) davasını aydınlatarak sanıkların ceza almasını sağlayan, son olarak da erkek arkadaşının evinin balkonundan düşerek ölen Duygu Delen (17) soruşturmasında bilirkişi olarak görevlendirilen Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr.
ANKARA'da bir rezidansın 20'nci katından atılan Şule Çet (23) davasını aydınlatarak sanıkların ceza almasını sağlayan, son olarak da erkek arkadaşının evinin balkonundan düşerek ölen Duygu Delen (17) soruşturmasında bilirkişi olarak görevlendirilen Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Hakan Kar, raporları bilimsel veriler ışığında objektif şekilde hazırlayarak adalete yardımcı olduklarını söyledi. Kar, "Kamuoyunda kadın cinayeti ya da cinsel saldırı suçlarına verilecek cezalar az gibi bir anlayış hakim ancak bu doğru değil. Bu suçların karşılığındaki cezalarımız çok ağır" dedi.
Şule Çet, Aysun Yıldırım, Duygu Delen, Esin Güneş, Sezay Koçak Özahi son olarak da Şeyda Yılmaz, ölümleriyle hafızalara kazındılar. Erkek şiddet kubanı olmalarının yanı sıra ilk anda 'intihar' ettikleri öne sürüldü. Genişletilen soruşturmalar tamamının ölümündeki şüpheleri tek tek ortaya çıkardı. Ölümlerinden sorumlu olanlar da tutuklanarak cezaevine koyulup, yargılandı.
İsimleri ayrı kaderleri aynı olan kadınların ölümlerindeki sır perdelerini aralayıp, gerçeği ortaya çıkaranlar ise dosyaları titizlikle inceleyen bilirkişiler oldu. Türkiye'nin gündemine oturan Şule Çet cinayetinde hazırladığı raporla davanın seyrini değiştiren, son olarak da Duygu Delen'in şüpheli ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada bilirkişi olarak görevlendirilen ve hazırladığı raporu savcılığa sunan Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Hakan Kar, Demirören Haber Ajansı'na konuştu. Mahkemelerin hazıladıkları raporlar doğrultusunda karar verdiğini ifade eden Mersin Üniversitesi Adli Tıp Fakültesi Adlli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan Kar, "Bize savcılıklardan bilirkişi raporu hazırlanmak üzere olgular gönderiliyor. Bu olgular daha çok yaralanan şahıslarla birlikte gönderiliyor. Biz burada öykülerini alıyoruz, muayenelerini yapıp ilgili birime danışıyoruz, sonunda bir karara varıyoruz. Bizim verdiğimiz rapor neticesinde de hukuktaki ceza maddesine göre ceza belirleniyor. Bir günde hazırladığımız rapor da var, 1,5 ayda hazırladığımız rapor da. Rapor hazırlama süreleri olguya göre değişiyor" diye konuştu.'MAHKEME, BİLİMSEL RAPORLARI ESAS ALARAK KARAR VERİYOR'Mahkemenin sunulan raporlar arasında en gerçekçi ve bilimsel olanını göz önüne aldığını aktaran Kar, "Adli tıp raporları, tıp bilimi ile ilgili mahkemeye deliller sunuyor. Bir davanın aydınlatılmasında otopsi bulguları, olay yeri incelemeleri, deliller, tahliller hep birlikte sentezlenip mahkemeye sunuluyor. Bir dosyaya birden çok rapor girebiliyor. Bu raporlar arasında en gerçekçi, en bilimsel olanı hangisi ise, mahkeme onu dayanak gösterip kararlarını daha objektif verebiliyor. Hakim ve savcılar raporları serbestçe değerlendirir. Raporumuzun esas alınmadığı zamanlar da oluyor. Bu son derece doğal. Biz üniversite adli tıp ana bilim dalı üyeleri olarak biraz daha serbest karar verebiliyoruz. Çünkü ortaya koyduğumuz delillerle, adli tıp kurumuna oranla yüzdeler vererek, olgu hakkında kanaatimizi söyleyebiliyoruz" dedi.'ELİMİZDE SİHİRLİ DEĞNEK YOK'Duygu Delen davası ile ilgili raporunu mahkemeye sunduğunu aktaran Kar, "Bu rapor, dava sürecinde incelenecek. Şu an dosya üzerinde gizlilik olduğu için bir açıklama yapamıyoruz. Elimizde sihirli değnek yok. Bilim ve literatür bize ne gösteriyorsa o şekilde adalete yardımcı olmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.'TÜRKİYE, CİNSEL SUÇLARA VE KADIN CİNAYETLERİNE EN AGIR CEZAYI VEREN KANUNA SAHİBİZ'Kadın cinayetlerinde yüksekten düşme vakalarının arttığı yönünde bilimsel bir çalışma olmadığını ifade eden Kar, şöyle konuştu: "Bu konuda bilimsel bir çalışma yapılmış değil ama yüksek düşmedeki kadın ölümleri artmış gibi görünüyor. Kamuoyunda kadın cinayeti ya da cinsel saldırı suçlarına verilen cezalar az gibi bir anlayış hakim ancak bu doğru değil. Bu suçların karşılığındaki cezalarımız çok ağır. Çocuk istismarı ve cinsel suçlarda dünyanın ağır cezalarını veren kanun Türk Ceza Kanunu. Bu kanunların uygulanmasında sorun yaşadığımızı düşünüyorum. Bir de cinsel şiddette cezayı çok ağırlaştırıp adam öldürme ile eşit hale getirirseniz, sanık bunu bileceği için cinsel saldırı sonrası öldürme eylemi daha sıklaşıyor."'ADLİ TIPIN İŞ YÜKÜ ARTTI'Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın büyük bir dosya yükü altına girdiğini dile getiren Kar şunları söyledi:"Yargımızda önemli, önemsiz tüm dosyaları Adli Tıp Kurumu'na gönderip bilgi notu alma gibi anlayış var. Bu iş yükünü artıyor. Bu yüzden raporlar geç çıkabiliyor. Raporların gecikmesi nedeniyle adalet gecikmesi söz konusu oluyor. Hakim ve savcılarımızı üniversitelerdeki adli tıp anabilim dallarından daha sıklıkla yararlanmasının çözüm olduğunu düşünüyorum."