Adnan Oktar organize suç örgütü davası
Adnan Oktar Suç Örgütüne yönelik soruşturma sonucunda haklarında dava açılan 167'si tutuklu 226 sanığın yargılandığı davada, suç örgütünün elebaşı Adnan Oktar'ın çapraz sorgusunun ardından iki numaralı sanık Ulviye Didem Ürer savunma yaptı.
Adnan Oktar Suç Örgütüne yönelik soruşturma sonucunda haklarında dava açılan 167'si tutuklu 226 sanığın yargılandığı davada, suç örgütünün elebaşı Adnan Oktar'ın çapraz sorgusunun ardından iki numaralı sanık Ulviye Didem Ürer savunma yaptı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısında bulunan salondaki duruşmada, tutuklu sanık Adnan Oktar'ın savunmasını tamamlamasının ardından müşteki avukatlarının sorularına geçildi.
Bir müşteki avukatının "Mehdi misiniz ya da bu yönde bir iddianız var mı?" sorusuna sanık Oktar, "Yaklaşık 150-200 kere böyle bir iddiam olmadığını söyledim. Bunu yaptığında küfre gitmiş oluyor insan. Bunu söyleyen insan dinden çıkar. Hiçbir şekilde böyle bir iddiam yok. Ömür boyu da böyle bir şey olmadığım konusunda Allah'a yemin ettim." yanıtını verdi.
Oktar, müşteki avukatının, "Örgüt üyelerine namazın 5 vakit değil, 2 vakit olduğu konusunda telkinde bulundunuz mu?" sorusu üzerine, "Namaz 5 vakittir. Kur'an ayetlerinde de açıktır. Bunu 2'ye, 3'e indirmek gibi bir iddiam olmaz." dedi.
Müşteki avukatının, "Örgütten ayrılan üyelerle ilgili karalama faaliyetleri yapıyor musunuz?" şeklindeki sorusunu sanık Oktar, "Hayır, benim ayrılan arkadaşlarım nur gibi Müslümanlardır. Müştekileri de itirafçıları da çok seviyorum. İngiliz derin devleti böl, parçala mantığıyla yapıyor. Ben onları her zaman korur kollarım, cennette buluşacağız." diye yanıtladı.
"Tek kuruşluk birikimim yok"
Avukatın "Örgüt üyelerinin mallarını tüketene kadar kullandınız mı?" sorusuna Oktar, "Mal biriktirmek İslam'da haramdır. Peygamberimiz bütün malını harcamıştır. Müslümanlıkta zenginlik yoktur. Ben 65 yaşındayım, tek bir malım, mülküm, param hiç bir şeyim yok. Tek kuruşluk birikimim yok." cevabını verdi.
Tutuklu sanık Adnan Oktar'a daha sonra bazı mağdurların avukatları sorular yöneltti.
Sanık Oktar, bir mağdur avukatının "Eviniz nerede?" sorusu üzerine "Güvenlik nedeniyle söylemiyorum." deyince, avukat bu kez "30 yıldır misafir olarak kaldığınızı söylediğiniz ev kime ait?" sorusunu yöneltti. Oktar da bu evin "Tülin" adlı kişi ve eşine ait olduğunu, güvenlik nedeniyle bu evde dahil farklı yerlerde kaldığını söyledi.
Bir kısım mağdurların avukatının, Adnan Oktar ve farklı kişilerle evli kadınların aynı evde kaldıklarının tespit edildiğini belirterek, "Evli insanların kocalarıyla aynı evde olmaları gerek diyor, evlilere çocuk yapmamaları için talimat veriyor muydunuz?" sorusu üzerine Oktar, arkadaşlarının evliliklerini Allah rızası için yaptığını iddia ederek, "Kadın, eşine zamk gibi yapışıp gezecek diye bir şey yok. Evli olan da geliyordu bekar olan da. Evli olmak ona ayrı bir hukuk getirmez. 'Evliymiş bir daha gelmesin.' demeyiz. Ayrıca kimseye talimatla uğraşacak durumum yok. Kendi kanaatleriyle çocuk yapmıyorlar. Çocukları kaçırıyorlar, ırzına geçiyorlar. Bundan çekindikleri için yapmıyorlar." diye konuştu.
Bir başka müşteki avukatı, Ergenekon ve Balyoz davalarını takip ettiğini, o dönemde Adnan Oktar grubunun her celse bu davalara müdahil olmak için dilekçe verdiklerini anlatarak, ifadesinde FETÖ ile mücadele ettiğini savunan Oktar'a, "Neden bu davalara müdahillik talebinde bulundunuz?" sorusunu sordu. Oktar da "Ben mi müdahil olmuşum? Benim haberim yok?" dedi.
Oktar, bir müşteki avukatının "Mal beyanınızda aylık gelirinizin 3 bin lira olduğunu söylediniz. Sanık arkadaşlarınız da bu şekilde beyan etti. Yaşadığınız lüks hayatı, A9 televizyonunun uydu kiralarını nasıl karşılıyordunuz?" sorusu üzerine, mal varlığı olmadığını yineleyerek, Müslümanlıkta velayet sistemi olduğunu söyledi.
"Yoksa ben oynamaktan çok rahatsızım"
Duruşmada, avukatların ardından Cumhuriyet savcısının sorularına geçildi.
Savcının "Size mehdi olup olmadığınızla ilgili sorular yöneltildi. Cevapladınız. A9 kanalında 'Mehdi zaten mehdi olduğunu söylemez.' diyorsunuz ama yayınlarınızda kendinizin mehdi olduğunu ima ediyorsunuz. Örgüt evlerinde, örgüt üyelerinin el yazılarıyla yazılmış, karıncalarla konuştuğunuz, hava olaylarını değiştirebildiğinizle ilgili notlar ele geçirildi. Savunmanızda da tutuklandıktan sonra doların arttığını söylediniz. Bunları örgütü diri tutmak için mi söylüyorsunuz?" sorusuna sanık Adnan Oktar, şu şekilde cevap verdi:
"Ben burada dürüst davranıyorum. Seyyidim. Peygamberin soyundan olduğum için bu normal. Bu benzerlik belki 100 insanda çıkabilir. Mehdi olsam sarık cübbeyle çıkardım. Eğlenen insanların da dekolteli hanımların da Müslüman olacağını göstermek istiyordum. Yoksa ben oynamaktan çok rahatsızım. Bazı gelenekçi Müslüman kardeşlerim bunu yanlış anladı."
"Örgüt içindeki hiyerarşik yapıyı kabul ediyor musunuz?" sorusunu Oktar, "Benim hiyerarşik yapıya ihtiyacım yok." diye yanıtladı. Oktar, 1999 yılında kendilerine yapılan operasyondan sonra örgüt içi haberleşmede tedbir alıp almadıkları sorusuna, "Ben bir yere gideceğim zaman haber vermiyordum. Nereye gittiğimi can güvenliğim açısından söylemiyordum. Yoksa neyi gizleyeceğiz? Devlet benim, millet benim, bayrak benim." dedi.
Oktar, savcının "Sizinle ilgilenen, hizmet eden, koruyan kişilerin maaşını nasıl karşılıyorsunuz?" sorusunu "Velayet sistemi var. Allah rızası için yapıyorlar, ben Allah rızası için yaşamayan bir insanla yaşayamam." diye cevapladı.
Sanık Ürer'in savunması
Sanık Adnan Oktar'ın çapraz sorgusu tamamlandıktan sonra tutuklu sanık Ulviye Didem Ürer'in savunmasının alınmasına geçildi.
Tutuklu sanık Ürer, bir örgüt olmadıklarını savunarak, iddianamede örgütün iki numara olarak geçtiğini, oysa davada 125 şikayetçiden 90'ı ile hiç karşılaşmadığını söyledi. İddianamede kendilerine "örgüt" denilerek günlük hayatta yaptıkları şeylerin anlatıldığını, bütün hayatlarının tüm Türkiye'nin önünde gerçekleştiğini anlatan Ürer, bir örgüt olsalardı devletin bu duruma müdahale edeceğini aktardı.
Sanık Ürer, "Bizimle uğraşanlar hep aynı kişiler ve bu kişilerin yönlendirdiği kişiler. Kaçma diye bir olay yok. Basını telefonla aradık. Benim ikamet adresime üzerimi değiştirmek için gittik, tam yola çıktığımızda güvenlikçiler tarafından durdurulduk. İddianamede normal görüşmeler lobi faaliyeti gibi gösterilmiş. 300-500 liralık para hareketleri anormal gösterilmiş. Oy kullanma konusunda bir ortak hareket yok. Arkamızda sayısız mağdur bıraktığımız iddiaları var, buradan başka mağdur denilen kimse yok." şeklinde savunma yaptı.
Mesleğinin zirvesindeyken dinini samimi olarak yaşamaya karar verdiğini aktaran Ürer, kendisinin Adnan Oktar ile tanışmak istediğini, onu çok samimi gördüğünü, Oktar'dan gördüğü tek ahlakın Kur'an ahlakı olduğunu anlattı.
Sanık Ürer'in, Oktar'ın hep arkadaşlarının menfaatini kendinden önce tutan, Allah'ın yarattıklarına saygı duyan bir insan olduğunu söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı Galip Mehmet Perk, "Adnan Oktar, düzenli namaz kılar mı?" diye sordu.
Sanık Ürer de "Herkesin ortasında kılmaz. Çok sevdiğim, vatanına milletine aşık, güler yüzlü bir insandır. Örnek aldığım güzel bir ahlakı var. Ben bütün hayatımı Allah için yaşamaya adadım. Bizim bunun için yaptığımız faaliyetler var. İlmi konferanslar yaptık." dedi.
Mahkeme Başkanı Perk, sanık Ürer'i, Oktar ile sözler söylemesi üzerine "Biz zaten Adnan Oktar'ın avukatına söz vereceğiz." diyerek uyardı.
Bunun üzerine sanık Ürer, "Adnan Oktar'ın ahlakını ve faaliyetlerini anlatmadan örgüt iddialarını yanıtlayamam. Kimseye talimat vermedim. Kimseden talimat almadım. Bütün arkadaşlarım çok temiz insanlardır. Bir örgüt kurmaya ihtiyacımız yok. Biz dünyevi imkanlarımızı bırakıp Allah için yaşayan insanlarız. Biz birbirimizi çok seven, menfaatleri olmayan insanlarız. Ben ve arkadaşlarımız namusumuz ve iffetimiz için yaşarız. Aynı Meryem Ana'ya iftira atıldığı gibi bize de iftira atıldı." şeklinde savunma yaptı.
Başkan Perk'in "Adnan Oktar'ın mehdi olduğuna inanıyor musunuz?" sorusuna Ürer, "Hayır." dedi.
Sanık Ürer, "PKK, DEAŞ'ın ölüm listelerinde Adnan Bey'in adı geçtiği için devletimiz koruma vermek istedi. FETÖ'den mahkum edilen kişiler tarafından bize komplo düzenlendi. Arkadaşlarımız birçok devlet kurumuna bu kişiler için şikayette bulundu. Bunları canlı yayında söyledik ancak iddianamede bizi FETÖ ile suçladılar." diye konuştu.
Hayatlarında trafik cezası almamış insanlar olduklarını anlatan sanık Ürer, "15 aydır cezaevindeyiz. Çok zor şartlarda yaşadık. 3-5 aile yüzünden 200 aile mağdur edildi. Biz yine devletimize sadığız ama bunlar da yadsınamaz gerçekler. İnsan haklarına saygılı yaşadım. Ben arkadaşlarım Allah'tan korkan insanlarız o yüzden iddianamede yazılan şeyleri yapamayız. FETÖ ile bağlantılı olduğu denilen rotahaber sitesinde 2012 yılında yazarlık yaptım, yazdığım yazılar terör örgütleriyle ilgili yazılardı. Yazarlık yaptığım tarihte FETÖ terör örgütü değildi. Site 2016 yılında kapatıldı." ifadelerini kullandı.
Mahkeme Başkan Perk'in, Adnan Oktar'ın kendisini mehdi olarak ima ettiğini söylemesi üzerine sanık Ürer, "Adnan Bey'in anlattığı mehdinin özellikleri Peygamber Efendimizin söylediği özellikler. Hadislerde bulunan ifadeler bunlar." dedi.
Sanık Ürer'in savunmasını tamamladıktan sonra duruşma yarına ertelendi.