Ahmet Vefik Alp: Bir Ülkenin Ulaştığı Medeniyet Çizgisi, Şehirlerinin Görüntüsüyle Orantılıdır
Londra'da gerçekleştirilen 'Avrupa Gayrimenkul Ödülleri 2011' yarışmasında iki ödül kazanan Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, 'Bir ülkenin ulaştığı medeniyet çizgisi, şehirlerinin görüntüsüyle orantılıdır' dedi.
İngiltere'nin başkenti Londra'da gerçekleştirilen 'Avrupa Gayrimenkul Ödülleri 2011' yarışmasında 'Kamu Hizmet Binaları' kategorisinde Ankara'daki MHP Genel Merkezi ve Malatya Belediye Sarayı'na ait mimari projeleriyle iki ödül kazanan Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, 'Bir ülkenin ulaştığı medeniyet çizgisi, şehirlerinin görüntüsüyle orantılıdır' dedi.
Şehir tasarımcısı Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, ödül töreninin ardından yaptığı açıklamada, İstanbul'da belediyelerin şehrin hormonlu bir şekilde büyümesine imkan verdiğini söyledi.
Alp, şöyle konuştu:
"Maalesef belediyelerimiz birazda oy kaygısında. Bunu hepimiz biliyoruz. İstanbul'un hormonlu bir şekilde büyümesine imkan verdiler. Olanak tanıdılar. Bugün üzülerek söylüyorum; bir yabancı ülkede bunu telaffuz ettiğimde inanmıyorlar. Ama İstanbul gibi muhteşem bir şehrin yüzde 70'inin mimari açıdan illegal olduğunu söyleyince inanamıyorlar. Bu bizim bir ayıbımız. Sadece görüntü olarak değil, deprem güvenliği açısından da bir ayıbımız. Türkiye genelinde bu oran yüzde elli. Düşünebilir musunuz' Boğaziçi gibi üç ayrı yasayla korunan, birincisi imar yasası, ikincisi kültür ve tabiat varlıkları yasası, içincisi Boğaziçi yasasıyla imara karşı korunan bir Boğaziçi bölgesinde, 3 bine yakın aşkın kaçak yapı var ve yıkılamıyor. Bu Türkiye'nin maalesef yumuşak karınları!...Daha öncede söyledim. Bir ülkenin medeniyetinin geldiği nokta, şehirlerinin görüntüsüyle orantılı. Bu konuda bireysel başarılar var ama, genelde de idarelerin, Büyükşehir Belediyelerimizin, şimdi kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın bu konuları süratle ele almasını ve ülkemizde çağdaş bir görünüm getirmesini bekliyoruz."
ZEYTİNBURNU'NDAN YÜKSELEN GÖKDELEN
İstanbul'un ciddi bir tarihi yük taşıdığını belirten Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, İstanbul'un Zeytinburnu ilçesindeki tarihi İstanbul surlarının yakınında yapılan ve Sultanahmet Camii ile özdeşleşmiş tarihi siluetini bozan üç gökdelene ilişkin olarak, "Burada şehircilik boyutu öne çıkıyor mimarinin. Bir binayı çok güzel yapabilirsiniz. Detayları, içi, cephesi, mekanları çok güzel olabilir. Ama yeri doğru değilse, genel olarak boyutları doğru değilse başarısızdır.Roma, Bizans ve Osmanlı gibi üç ayrı medeniyetin kalıntıları bu şehirde.Tarihi yarımada o açıdan çok önemli bizim için.O silüet yani cami minarelerinin, Topkapı Sarayı'nın oluşturduğu silüet İstanbul'u simgeliyor. Şimdi bu sülietina rkasına düşen, esasında uzakta olmakla beraber belli açılardan ve zumlarla çekildiğinde cami minareleriyle yarışan yeni üç konut bloğu, Zeytinburnu kesiminde bizleri üzüyor. Bunu maalesef belediyemiz atlamış. Sayın Belediye Başkanımız da teyit ettiler ve 'gözden kaçırdık' dediler. Evet, bu silüet konusu ve gökdelenleri yanlış yerlere konuşlandırılmaları, İstanbul gibi tarihle içi içe bir şehirde büyük yaralar açıyor. O bakımdan gökdelenler örneğin Levent bölgesinde olabilseydi, Dolmabahçe'de bir gökkafes olmasaydı;bu yeni yapılan son üç bina olmasaydı, İstanbul için daha seviyeli o kitaplarda, turizm dergilerinde, televizyonlarda görülen o muhteşem sülüet bozulmadan kalabilseydi, çok daha mutlu olacaktık. Umarım bu son gelişme yani Sultanahmet'deki, tarihi yarım adadaki Ayasofya ve Sultanahmet camilerinin görülen o üç binanın yetirdiği olumsuzlar, binayı yapanlara da zarar vermeden çünkü, izin almışlar.İzin verilmiş.Ruhsatını almış yapıyor. Onları da düşünmek lazım. Bir şekilde ortak bir çözüm bulup o sülüetin yeniden düzeltileceğini tahmin ediyorum. Bunu bekliyorum" diye ifade etti.
TÜRK MİMARLAR YÜZÜMÜZÜ GÜLDÜRDÜ
Bu yıl ki ödül töreninde Türk mimarların ciddi bir varlık gösterdiğini ve bunun da çok sevindiri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, ödül törenine ilişkin olarak, "Bugün Londra'da iki binamla ödül aldım. İkiside easen ilginç daha doğrusu anlamlı ödüller. Çünkü kamu yapılarına verilmiş ödüller. Özel müşteri kapsamındaki çalışmalarımızda biliyorsunuz daha rahat hareket edebiliyoruz. Bütçe daha kolay organize edilebiliyor ama, devlet yapılarına geldiğimizde, devlet yapılarında Türkiye ortamında Sayıştay gibi ciddi bir mekanizmanın kontrolü ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın usülleri öne çıkıyor. Bu usüller ve kontroller içinde olağan üstü mimariler ve mekanlar oluşturabilmeniz daha zor oluyor. O bakımdan ben bu ödülleri anlamlı buluyorum. Diğer bir yandan da, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi'nin bir ödül alması, diğer taraftan Anadolu'nun kalbindeki kentimiz Malatya Belediye sarayının ödül alması beni ayrıca heyecanlandırıyor. Hem Milliyetçi Hareket Partili yöneticilerine ve partililere hem de Malatyalılara armağan ediyorum. Umuyorım gelecekte Türk mimarları bu başarıyı sürdürecek, ve hepimizin çok üzüldüğü, ülkemizin büyük bir yapılı mimari çevresinin illegal oluşu, kaçak oluşu...Türkiye genelinde bunu yüzde 50'ye yakın olarak hesaplıyoruz. Bu görüntü ortadan kalkacak ve daha seviyeli daha güvenli, depreme dayanıklı yapılar içinde Türkler yaşayacak" dedi.
Vefik Alp, "Genç meslektaşlarımın artık dünyaya açılması ve çeşitli alanlarda mimari ödüller alması, Türkiye'nin modernleşmesi ile aynı kulvarda gelişen bir olay. Bunu hep söylüyorum; bir ülkenin ulaştığı medeniyet çizgisi, şehirlerinin görüntüsüyle orantılıdır. Nitekim her ülkeye gittiğimizde, uçaktan indiğimizde gördüğümüz manzara, bize o bölgenin, o ülkenin geldiği medeniyet ve teknoloji seviyelerini işaret ediyor" diye kaydetti.