AK Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresi'ne Doğru
İstanbul İl Başkanı Babuşcu: "Başta Davutoğlu olmak üzere AK Parti'deki herkes şu gerçeği bir şuur seviyesinde özümsemiştir; Erdoğan'la olmak milletle olmaktır.
AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, "Başta Davutoğlu olmak üzere AK Parti'deki herkes şu gerçeği bir şuur seviyesinde özümsemiştir; Erdoğan'la olmak milletle olmaktır. Kılıçdaroğlu ve onun gibi düşünenler boşuna hayal kurmasın. Yeni başbakanımız kukla olmayacak kadar kişilikli, Erdoğan'la olmanın milletle olmak demek olduğunu bilecek kadar şuurludur" dedi.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığınca, 27 Ağustos'ta Ankara'da yapılacak AK Parti Olağanüstü Genel Kurultayı'na ilişkin Sütlüce'deki parti binasında düzenlenen toplantıya, il başkanı Aziz Babuşcu'nun yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile ilçe belediye başkanları, partinin ilçe başkanları ve parti il yönetim kurulu üyeleri katıldı.
Burada konuşan Babuşcu, Türkiye'nin kaderi ve çocukların geleceği adına çok önemli bir seçimi geride bıraktıklarını belirterek, milletin derme çatma çatılara itibar etmediğini, kendi çatısını kendisinin çattığını ve Recep Tayyip Erdoğan'ın her zamanki feraset ve basiretiyle diğer adaylara ezici bir fark atarak seçimi kazandığını söyledi.
"Hedeflere daha güçlü adımlarla yürünecek bir dönem açıldı"
Türkiye'nin 2013 hedeflerine daha emin, daha kararlı, daha güçlü adımlarla yürüyeceği bir dönemin açıldığını ve daha güzel yarınların inşa edileceğini aktaran Babuşcu, "Ülkenin aydınlık yarınları adına milletin iradesini aşacak iradenin, milletin sözünden üstün olmadığı, demokrasimizin son vesayet kırıntılarından da temizlendiği bir dönem" dedi. Babuşcu, sadece Türkiye için değil bütün mazlum coğrafyalar için de yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu ve cumhurbaşkanı seçim sonucuyla Türkiye halkıyla birlikte Gazze, Bosna, Kosova ve Üsküp'teki insanlarla, Uygurların da mutluluk duyduğunu ifade etti.
Aziz Babuşcu, varlıklarını sadece AK Parti karşıtlığı üzerinden anlamlandıranların şimdilerde bütün umutlarını da bu partiye bağlamış olduklarını belirterek, "3 Kasım 2002 seçimlerinden itibaren AK Parti karşısında, yerel-genel her seçimde ve referandumda yeni bir hezimete uğrayanlar, kendi hatalarından ders çıkarıp yeni bir siyasi anlayışa sarılacaklarına, bu sefer de Erdoğan sonrası AK Parti'nin zayıflayacağı, bölüneceği, iç çekişmelerle yıpranacağı türünden umutlara sarılıyorlar. Kendilerini anlamlandırırken de umutlandırırken de merkezlerinde hep AK Parti var" dedi.
Ağır mağlubiyetler almış partilerin başarısızlık nedenlerini tartışacaklarına AK Parti'yi karıştırmaya çalıştıklarını öne süren Babuşcu, "10 Ağustos öncesinde alay-ı vala ile ittifak yapıp milletin ittifakı karşısında ağır bir yenilgiye uğrayanlar, bugünlerde yeni oyun ve tezgahları tedavüle sürmeye çalışıyorlar. AK Parti'de taraflar oluşturmanın, küskünler oluşturmanın gayreti içindeler. 28 Ağustos sonrası Çankaya ile problemli bir kabine görüntüsü ortaya çıksın diye ne yapacaklarını nasıl bir yol izleyeceklerini düşünüp duruyorlar" ifadelerini kullandı.
"Pensilvanya'daki zat, bir örgüt lideridir"
CHP ve MHP'nin, bilinçli bir muhalefetten uzak bir şekilde, son dönemlerde muhalefet anlayışlarını bütünüyle Pensilvanya'ya ihale ettiklerini savunan Babuşcu, "Gerek 30 Mart, gerekse cumhurbaşkanlığı seçimine dair bütün kampanya ve çalışmalarını Pensilvanya'nın yörüngesinde yaptılar. Belli bir inanç ve düşünme biçiminin sistemli bir şekilde devlet içinde örgütlenerek meşru devlete paralel ayrı bir devlet oluşturma çabalarına seyirci kalmamız, bu paralel yapının tehdit ve şantajlarına boyun eğmemiz, onlarla herhangi bir şekile uzlaşmaya ve iş bölümüne gitmemiz asla söz konusu olamaz ve olmayacaktır" diye konuştu.
Dünyada hiçbir devletin kendi içinde ve kendine paralel başka bir yapılanmaya izin veremeyeceğini anlatan Babuşcu, "Şu artık bütün boyutlarıyla ortaya çıkmıştır ki, Pensilvanya'daki zat, herhangi bir dini hizmet cemaatinin değil, devleti ele geçirmeye dönük bir örgütün lideridir" dedi.
"En aşağılık darbeleri tezgahlamaya kalktılar"
Paralel yapının kendi hedeflerine ulaşmak için her yolu mubah, her ahlaksızlığı meşru saydığını, kendi örgüt amaçlarına ulaşmak için milli güvenliği bile hiçe sayarak her türlü dış mihrakla her türlü karanlık ilişkiye girmekten çekinmeyen ibretlik bir görüntü sergilediğini öne süren Babuşcu, şu ifadeleri kullandı:
"Bu yapı, bu ülkenin cumhurbaşkanını, başbakanını, genelkurmay başkanını, bakanları dinledi. Bu yapı, bu ülkenin ulusal güvenlik açısından en önemli ve en kritik toplantılarını dinleyip başka odaklara servis etti. İnsanlarımıza kumpaslar kurdu, kurgulanmış montaj ve dublajlarla kendine karşı gördüğü herkesi itibarsızlaştırmaya ve ortadan kaldırmaya çalıştı. 'Bizim devleti ele geçirmek gibi niyetimiz yok' dediler ama devletin kılcal damarlarına kadar nasıl sızdıkları ortaya çıktı. Pensilvanya'daki zat her fırsatta 'siyasetle ilgimiz yok, siyaset üstüyüz' dedi ama kargaları bile güldürdü. 'Siyasetle alakamız yok, devleti ele geçirmeye çalışmıyoruz' diyenler, bu ülkenin seçilmiş hükümetine karşı en aşağılık darbeleri tezgahlamaya kalktılar."
Eleştirilerine devam eden Babuşcu, yapıdakilerin çok sayıda yalana ve tezvirata başvurduğunu, aynı insanları ve aynı çevreleri aynı anda hem İrancı, hem El Kaideci, hem de IŞİDci olarak suçladıklarını iddia ederek, yapıdakilerin deşifre olmalarına rağmen, halen büyük bir pişkinlikle yalan söylemeye ve milleti kandırmaya devam ettiklerini dile getirdi.
Babuşcu, şöyle devam etti:
"Pensilvanya'daki zat, darbe girişiminde bulunduğu için gözaltına alınıp mahkemece tutuklanan mensuplarını, 'Onlar medrese-i yusufiyedekilerdir' diye tanımlıyor, İslami kavramları hala hoyratça sömürmeye çalışıyor. İsrail'in güvenliğini düşündüğü kadar kendi ülkesinin güvenliğini düşünmeyenleri, her fırsatta zalimin yanında yer alanları, mazlumların çığlığını bir tek gün duymadığı gibi onlara götürülen yardımları bile engellemeye çalışanları, yeryüzünün mazlum coğrafyalarında soykırım yapanlara karşı bir gün sesini çıkarmadığı halde kendisine rakip gördüklerine beddua üstüne beddua edenleri, kendi ülkesindeki gizli güvenlik toplantılarını dış odaklara servis edenleri, insanların namus ve şereflerini yerle bir etmek için ahlaksızca kumpaslar kuranları Hazreti Yusuf peygambere benzetmeye çalışmak, nasıl tüyler ürpertici bir istismar, nasıl bir dünyevi iktidar hırsı, nasıl bir hezeyandır. Kim ne dersi desin, bu yapıyla sonuna kadar mücadele edecek, devletin içinde ayrı bir devlete asla ama asla geçit vermeyeceğiz."
Paralel yapı deşifre edilmeden önce bu yapının devletten temizlenmesi gerektiğini her fırsatta söyleyenlerin AK Parti temizliğe başlayınca tamamen paralelci kesildiklerini ve bunu milletin asla unutmayacağını savunan Babuşcu, CHP ve MHP'nin başarısızlıklarının cevabını bulmak yerine, paralel yapının yörüngesinde AK Parti'yi karıştırmaya, zayıflatmaya parçalamaya çalıştıklarını da belirtti.
Ahmet Davutoğlu'nun başbakanlığı
AK Parti'de her şeyin kendi doğası içinde geliştiğini ve en güzel karara dönüştüğünü de aktaran Babuşcu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlık ve AK Parti Genel Başkanlığı görevini devralacağı Ankara'da 27 Ağustos'ta yapılacak Olağanüstü Genel Kongreyle ilgili de, "Kongremizi de bize yakışan tarihi bir sorumluluk ve vakar içinde ama aynı zamanda büyük bir coşku ve heyecanla yapacak, yeni gelen başkanımız ve başbakanımız etrafında nasıl birlik ve beraberlik içinde kenetlendiğimizi tüm dünyaya göstereceğiz" dedi.
"İnşallah, 'Çankaya'da Erdoğan, Başbakanlık'ta Davutoğlu' tablosuyla Türkiye'miz çok daha büyük hedeflere koşacak, çok daha güzel günlere ulaşacaktır" diyen Babuşcu, malum çevrelerin amacının bir kere daha Erdoğan ile milletin arasına mesafe koymaya çalışmak olduğuna dikkati çekti.
Babaşcu şunları kaydetti:
"Biz de diyoruz ki, bu zamana kadar başaramadınız, bundan sonra da başaramayacaksınız. Başta Davutoğlu olmak üzere AK Parti'deki herkes şu gerçeği bir şuur seviyesinde özümsemiştir; Erdoğan'la olmak milletle olmaktır. Kılıçdaroğlu ve onun gibi düşünenler boşuna hayal kurmasın. Yeni başbakanımız kukla olmayacak kadar kişilikli, Erdoğan'la olmanın milletle olmak demek olduğunu bilecek kadar şuurludur." - İstanbul