AK Parti 4. Olağan Büyük Kongresi
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti'yi kurarken milletimize bir söz verdik, özellikle genç kardeşlerimize bir söz verdik; biz bizden öncekiler gibi koltuğa yapışıp kalanlardan olmayacağız dedik, biz gençlerin önünü"...
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti'yi kurarken milletimize bir söz verdik, özellikle genç kardeşlerimize bir söz verdik; biz bizden öncekiler gibi koltuğa yapışıp kalanlardan olmayacağız dedik, biz gençlerin önünü açanlardan olacağız dedik. İşte bugün burada, bu büyük kongrede bu sözümüzün gereğini yerine getiriyoruz" diye konuştu.
Erdoğan, partisinin Ankara Spor Salonu'nda yapılan 4. Olağan Büyük Kongresi'nde yaptığı konuşmada, 26 Mart 1999'da cuma günü Pınarhisar Cezaevi'ne doğru yola çıkarken evinin önünde toplananlara kısa bir konuşma yaptığını hatırlattı.
Konuşmasında bunun bir veda olmadığını söylediğini ifade eden Erdoğan,
"İnşallah dedim, bitmeyen şarkının besteleri içindeki bir estir, bir duraktır dedim. İnanıyorum ki esten sonraki notalar istikrar içerisinde, aydınlık yarınların Türkiye'sine, barışa, sevgiye, kardeşliğe giden yolda sizin bu sevginiz, sizin bu aşkınız, sizin bu sevdalarınızla bütünleşerek devam edecektir dedim" şeklinde konuştu.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bundan 13 yıl önce cezaevine giderken evimin önünde yaptığım konuşma belki de bir temenniydi, bir hayaldi, bir arzuydu, bir duaydı. Rabbim, benim de, benimle birlikte 'amin' diyen kardeşlerimin de duasını kabul etti. Cezaevindeki bir molanın ardından bu durağın, bir esin ardından AK Parti'yi kurarak, barış için, millet için, hürriyet için mücadele verdik.
AK Parti'yi kurarken milletimize bir söz verdik, özellikle genç kardeşlerimize bir söz verdik; biz bizden öncekiler gibi koltuğa yapışıp kalanlardan olmayacağız dedik, biz gençlerin önünü açanlardan olacağız dedik. İşte bugün burada, bu büyük kongrede bu sözümüzün gereğini yerine getiriyoruz. Bu bir veda değil, bu bir estir, bir duraktır, bitmeyen şarkının notaları arasında bir moladır. Bu yorgunluğun molası değil, bir dinlenme değil, bir ilkenin, bir sözün bir vaadin yerine getirilmesidir. Bizim molamız dahi millet içindir. Vereceğimiz bu molada her ne şekilde olursa olsun, yine milletimizin hizmetinde olacağız. Partim bana, üç dönemi dolduran arkadaşlarıma hangi görevi verirse bir dava şuuru içinde onu yerine getireceğiz."
-"Ailem, eşim, çocuklarım, beni affetsinler"-
Erdoğan, hayatının her safhasında millete hizmet davası ve sevdasının benliğinin önünde olduğunu belirterek, "Ailem, eşim, çocuklarım beni affetsinler. En önce onlardan helallik diliyorum. Kimi zaman dava uğruna, millete hizmet sevdası uğruna onları dahi ihmal ettiğim dönemler oldu. Sevgili anacağımın, o anarşinin en hızlı olduğu dönemlerde gece yarılarında eve döndüğümde balkonda beni beklediği anları unutamıyorum. O bizi beklerdi, biz ise duvarlara afişlerimizi yapıştırır, yazılarımızı yazar oralardan dönerdik. Onların dualarıyla bugünlere geldik" diye konuştu.
Davalarında hiç bir zaman bencilliğe, makam, paye, rütbe hırsına yer olmadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Üstad Necip Fazıl'ın ifadesiyle, kim var diye seslenilince sağına ve soluna bakmadan fert fert ben varım cevabını vereceği bir dava ahlakına sahip olduk. İnşallah bu dönem zarfında da Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı, AK Parti'nin Genel Başkanı olarak milletime, ülkeme hizmete devam edeceğim. Ardından tüzüğümüz gereği biz kenara çekilecek, başka görevler üstlenecek, yerlerimizi, makamlarımızı arkadaşlarımıza bırakacağız.
Bir kere şunu herkes çok iyi bilsin, bu dava içinde, bu davayı omuzlayacak, binbir başlı kartalı omuzlanıp götürecek çok sayıda arkadaşlarımız var. Hiç endişeniz olmasın bu dava yerde kalmaz. 'Kim var-' denildiğinde sağına, soluna bakmadan 'ben varım' diye öne çıkacak nefsini, benliğini, şahsi beklentilerini bir kenara koyup, kendini bu davaya, bu harekete adayacak nice arkadaşlarım var. Ben çok ümitvarım. AK Parti bir siyasi parti olduğu kadar bir okul oldu hamd olsun. AK Parti 11 yıl içinde nice genç, siyasetçi, yeni siyasetçi yetiştirdi. Bugünkü kadroyu hiç ama hiç aratmayacak, zamanın ruhunu yakalamış, milletine sevdalı, ülkesine aşkı nice arkadaşım inanıyorum ki dava taşını yeri geldiğinde gediğine koymak için canhıraş çalışacak. Bu davada nifak olmaz. Olmamalıdır. Bu davaya fitne, fesat sirayet edemez. Ne manşetler, ne karanlık senaryolar bu davanın içine ikilik sokamaz. Her birimiz aramıza sızmaya, aramıza nifak sokmaya, bizi birbirimize hasım gibi, rakip gibi göstermeye çalışan karanlık çevrelere karşı çok ama çok dikkatli olacağız. Biz manşetlere karşı şerbetliyiz. Biz manşetlerle çarpışarak, vuruşarak bugünlere geldik. 'Muhtar bile olamaz' dediler. Onların nasıl bir hesabı varsa, milletin de Allah'ın da bir hesabı vardır."
Sonuçta galip gelenin millet olduğunu, Allah'ın hesabının tuttuğunu ifade eden Erdoğan, "Allah'ın takdiri neyse o olur. Bugün de bizim aramıza nifak sokmak için atılan her manşet, bizi birbirimize düşürmek için yazılan her yorum, aramıza fesat sokmak için yapılan her girişim milletin ve Rabbimin tuzağında eriyip gidecektir" diye konuştu.
Tevazuyu hiçbir zaman elden bırakmadıklarını kaydeden Erdoğan, şahısların gelip geçici, kalıcı olanın ise eserler olduğunu belirtti.
-Kurtulmuş ve Soylu, salona takdim edildi-
Bir süre önce AK Parti'ye katılan Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu salona takdim edilirken, kongreye CHP, MHP ve BDP'den temsilci katılmaması dikkati çekti.
Kongreye katılan siyasi parti temsilcileri ise şunlar: Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcıları Hasan Bitmez ve İlyas Tongüç, BBP Genel Başkan Yardımcısı Metin Gündoğdu ve BBP Genel Sekreteri Üzeyir Tunç, DP Genel Sekreteri Baki Mert, DSP Genel Başkan Yardımcısı Tuncer Ertürk.
Çok sayıda sivil toplum kuruluşunun temsilci gönderdiği kongrede, TOBB'u Genel Başkan Yardımcısı Murat Yalçıntaş temsil ederken, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, MÜSİAD Başkanı Nail Olpak ve TUSKON Başkanı Rızanur Meral salondaki yerini aldı.
(Bitti)
Muhabir: Ekip
Yayıncı: Ebubekir Gülüm - ANKARA