Ak Parti, Türkiye Adalet Akademisi Kanun Teklifi'ni TBMM'ye Sundu.
AK Parti, Türkiye Adalet Akademisi Kanun Teklifi’ni TBMM Başkanlığı’na sundu. AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, Türkiye Adalet Akademisi bünyesinde ‘Eğitim Kurulu’ ve ‘Hukuk Araştırmaları Merkezi’ kurulacağını belirterek, “Yargı mensuplarının meslek öncesi eğitim süreci yargıyı daha da güçlendirecektir. Ne kadar iyi kanun çıkartırsanız çıkartın en iyi uygulama en iyi reformdur. AK Parti hükümetleriyle birlikte bu reformların da milletimiz nezdinde karşılık bulduğunu hep birlikte görüyoruz" dedi.
(ANKARA) - Ak Parti, Türkiye Adalet Akademisi Kanun Teklifi'ni TBMM Başkanlığı'na sundu. AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, Türkiye Adalet Akademisi bünyesinde 'Eğitim Kurulu' ve'Hukuk Araştırmaları Merkezi' kurulacağını belirterek "Yargı mensuplarının meslek öncesi eğitim süreci yargıyı daha da güçlendirecektir. Ne kadar iyi kanun çıkartırsanız çıkartın en iyi uygulama en iyi reformdur. AK Parti hükümetleriyle birlikte bu reformların da milletimiz nezdinde karşılık bulduğunu hep birlikte görüyoruz" dedi.
AK Parti, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 2018 yılında kapatılan, 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yeniden kurulan, ancak Anayasa Mahkemesi'nin kararnamesini iptal ettiği Türkiye Adalet Akademisi'yle ilgili kanun teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu.
"Terörsüz Türkiye için mücadelemizi kararlı bir biçimde sürdürmeye devam edeceğiz"
Teklifle ilgili TBMM'de basın toplantısı düzenleyen AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, konuşmasına gündeme ilişkin değerlendirmelerle başladı. Gül şunları söyledi:
"Bütçe milletin temel haklarından birisi. Bütçe hakkı millete ait. O yüzden milletimizin temsilcisi olduğu TBMM'de bunları müzakere ediyoruz. Özellikle önümüzdeki kritik dönemde de, bölgemizin ve ülkemizin yaşamış olduğu kritik dönemde de gazi Meclisimizin büyük bir konsensüsle bu sorunların üstesinden geleceğine inanıyoruz. Coğrafyamız adeta bir yangın yeri. Şimdiye kadar yürüttüğümüz politikalarla bu ateş çemberinin içinde olmamıza rağmen ülkemize bir kıvılcım dahi sıçratmadan bu süreci sürdürüyoruz. Yangın yerine dönen bu coğrafyanın barışa ve huzura kavuşması için çalışmalarını Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da büyük bir hassasiyetle, gayretle sürdürüyor.
Bugün de D-8 toplantısı için Mısır'da Sayın Cumhurbaşkanımız. Bu hafta içi de Somali-Etiyopya arasındaki yıllarca süren çatışmayı, kavgayı ve savaşı bitiren bir iş birliğini ellerinde tutarak yine birleştiren Türkiye olmuştur. Türkiye'nin elini uzattığı her yer barış yeridir, huzur yeridir, esenlik yeridir. Bu anlamda terörsüz Türkiye için mücadelemizi kararlı bir biçimde sürdürmeye devam edeceğiz. Bu konu bizim için çok önemli bir hayati noktadır. Ukrayna-Rusya savaşı devam ederken, güneyimizde BAAS rejiminin son bulmasıyla yarım asrı bulan zulüm dönemi sona ermiştir. 13 yıldır Suriyeli kardeşlerimize ev sahipliği yapan milletimize bir kez daha teşekkür ediyoruz. Suriyeli kardeşlerimiz de kendi vatanlarına güvenli ve onurlu bir şekilde döneceklerdir, dönmeye başlamışlardır. Biz Suriye'nin de Suriyeli kardeşlerimizin de yanında olmaya devam edeceğiz.
"Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Bahçeli'nin çağrıları Türk demokrasisi, ülkemizin bekası ve geleceği için hayati öneme haizdir"
Sayın Cumhurbaşkanımızın ve MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrıları Türk demokrasisi, ülkemizin bekası ve geleceği, istiklali ve istikbali için hayati öneme haizdir. Bizim beklentimiz bu çağrıya tüm siyasi partilerin, demokratik kurumların; demokratik siyaseti güçlendirerek olumlu cevap vermesi ve Türkiye'de 85 milyon, Türkü, Kürdü, Alevisi, Sünnisi ile bir ve beraber olma yolunda bu çağrılara destek vermesidir. Ben iç cephemizi güçlendirecek bu çağrıların nihai noktası, hukuki anlamda da en önemli teminatının da yeni anayasa olduğuna inanıyoruz. Artık yamalı bohçaya dönmüş ve kabul edildiği tarihten itibaren tartışılan bu Anayasa'nın Türkiye'yi geleceğe taşımayacağı açıktır. Bu nedenle sivil, çoğulcu, tüm partilerin de uzlaşmayla kabul ettiği yeni bir anayasa, Türkiye'nin ihtiyacıdır. 2025 yılında dileğimiz, yeni yılda yeni bir anayasaya ülkemizin kavuşmasıdır. Bu konuda da tüm ülkemizin yediden yetmişe herkesin özgürlüklerinin teminat altına alındığı, herkesin 'benim anayasam işte bu' dediği birlikteliği gelecek asırlara taşıyacak bu anayasayı Gazi Meclisimiz çıkartabilecek, anlaşabilecek kudrettedir, güçtedir, iradededir. Ben bunun da yine milletimizin de beklentisi olduğuna inanıyorum. İç cephemizi güçlendirecek bu yeni anayasanın da ülkemiz için bir zaruret olduğunu bir kez daha ifade ediyorum."
Türkiye Adalet Akademisi Kanun Teklifi hakkında bilgilendirme yapan Gül, şöyle konuştu:
"Özellikle hukuk devleti ilkesi, tüm devlet kurumlarının anayasaya, kanuna ve hukuka uygun davranmasının yanı sıra, mevzuatın da yine evrensel hukuka, demokratik standartlara göre oluşturulması elzemdir, zarurettir. Hukuk devleti olmanın en önemli şartlarından biri de adil, bağımsız, tarafsız etkin bir yargı sistem ile ancak mümkün olmaktadır. Böyle bir yargı sisteminin varlığı için hukuka ve insan haklarına bağlı, tarafsız, bağımsız, hür vicdanı ile karar veren; meslek etik ilkelerini benimseyen, toplumun adalet ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte hakim ve savcıların yetiştirilmesidir, yargı teşkilatlarına kazandırılmasıdır. Bu sebeple uluslararası belgeler, raporlar ile mukayeseli hukuktaki iyi örnekleri de dikkate alarak 'Türkiye Adalet Akademisi Teşkilatı'nı düzenleyen bir kanun teklifi hazırlanmıştır. Teklifle ilgili olarak özellikle Türkiye Adalet Akademisi'nin mevcut yapısı yine dikkate alınarak kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik önemli düzenlemeler vardır. Eğitim ve öğretim faaliyetleriyle ilgili bir 'Eğitim Kurulu' oluşturulmaktadır. Bu Eğitim Kurulu da çoğulcu bir yapıyla oluşturulmaktadır. Yargıtay'dan, Danıştay'dan, HSK'dan, YSK'dan, İstinaf ve ilk derece mahkemeleri ile üniversitelerden buraya temsilciler yine katılmaktadır, katılacaktır.
Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde ve İnsan Hakları Eylem Planı'nda belirtilen hedeflerden biri de yine akademi bünyesinde 'Hukuk Araştırmaları Merkezi' kurulmasıydı. İşte bu kanun da bir hukuk araştırmaları merkezi kurulmasını da yine öngörmekteyiz. Bu merkezle beraber gerek ülkemiz ve gerek de dünyadaki adalete ilişkin gelişmeleri yakından takip etme, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu daha adil, daha güvenilir ve etkin bir yargı sistemine ilişkin düzenleme yapabilecek bir önemde hukuk merkezi ülkemize kazandırılmış olacaktır.
Akademi, hakim ve savcıların meslek öncesi eğitimleri ile beraber meslek içerisindeki eğitimlerini de yine düzenlemektedir. Ayrıca avukatların, noterlerin, yine bilirkişi ve arabulucular gibi hukukçuların da eğitilmesine imkan tanımaktadır. Yargı mensuplarının meslek öncesi eğitim süreci yargıyı daha da güçlendirecektir. Ne kadar iyi kanun çıkartırsanız çıkartın en iyi uygulama en iyi reformdur. AK Parti hükümetleriyle birlikte bu reformların da milletimiz nezdinde karşılık bulduğunu hep birlikte görüyoruz."