Akdağ: "Kimse Diktatör Değil"
Sağlık Bakanı Akdağ: "Kimsenin diktatör olduğu falan yok. Türkiye'de böyle bir şeyin emaresi mi var" dedi.
Yalova'da konuşan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, yürütme olarak yargının işine karışmadıklarını belirterek, "Seçimlerde şeffafça sandığa gidiyoruz, oyumuzu kullanıyoruz, kimi istersek onu seçiyoruz. 2011'de seçim olacak, Meclis yenilenecek, Yürütme de yenilenecek. Türk halkının bilinci birçok batılı demokrasi halkının bilincinden çok daha yüksek. Diktatörlük gelecekmiş. Kimsenin diktatör olduğu falan yok. Türkiye'de böyle bir şeyin emaresi mi var" dedi.
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Akdağ deniz yoluyla geldiği Yalova'da ilk olarak valiliği ziyaret ederek Vali Doç. Dr. Yusuf Erbay ile görüştü. Görüşmede Vali Erbay, Akdağ'a Yürüyen Köşk tablosu hediye etti.
Daha sonra AKP İl Başkanlığı'na geçen Bakan Akdağ, burada AKP Milletvekili İlhan Evcin, İl Başkanı Orhan Veli Döğüşçü ve partililer tarafından karşılandı. Bakan Akdağ burada partililerle sohbet etti.
İl Başkanlığı ziyareti sonrasında Yalova Devlet Hastanesi'ne geçen Bakan Recep Akdağ burada da yoğun bir kalabalık tarafından karşılandı. Hastane Başhekimi Adem Çakır tarafından karşılanan Bakan Akdağ poliklinikleri dolaştı ve çeşmeleri açarak suları inceledi. Hastanede servislerde yatan hastaları ziyaret eden Bakan Akdağ, çocuk servisindeki hastalara oyuncak hediye etti.
HASTA KOCASI İÇİN YARDIM İSTEDİ
Bakan Akdağ'ın hastane ziyareti sırasında Asiye Türedi adlı kadın, eşi İzzet Türedi'nin hasta olduğunu ve Bursa'da bir özel hastanenin sigortalı olmalarına rağmen kendilerinden 27 bin TL istediğini, borç harç paranın bir kısmını bulup ödeme yaptıklarını ve çocuklarının aç kaldığını gözyaşları içinde anlattı. Traktör kazası geçiren İzzet Türedi'yi ilk olarak Bursa'da bir özel hastaneye götürdüklerini söyleyen Asiye Türedi, "Eşim sigortalı olmasına rağmen bizden böyle bir para istediler. Borç harç bir kısmını bulduk. Çok zor durumdayız. Ne olur bize yardım edin Sayın Bakanım" dedi. Bakan Akdağ da kadına yardım sözü verirken sağlık hizmeti ihtiyacı olduğunda 184 no'lu telefonun aranması gerektiğini belirtti. Bakan Akdağ, bakanlık müsteşarı ile görüşerek, "Asiye Türedi'ye gereken yardım bugün yapılacak. Vatandaşa bir özel hastanenin böyle bir şey yaşatmaya hakkı yok" dedi.
CHP'Yİ ELEŞTİRDİ
Yalova Öğretmenevi Tesisleri'ndeki Yerel Yönetimler Danışma Kurulu Toplantısı'na katılan Bakan Akdağ, 7,5 yıldır iktidarda olduklarını ve bu durumun Türk siyaseti için alışılmış bir durum olmadığını söyleyerek, "Türkiye'de aslında demokrat olmayan, ama demokratikmiş gibi görünen, halka inanmayan ama halkçıymış gibi görünen, halkı küçümseyen, halkın karşısına çıkıp birilirenin ortalıkta oldukları ülkede siyaset yapıyoruz. Bizim partimizi diğer partilerden ayıran en önemli özellik vatandaşın derdiyle dertlenmektir. Siyaseti menfaat haline getirme, hükümran olma haline getirmek anlayışı bize sığmaz.
Diyorlar ki, 'biz Cumhuriyeti kuran partiyiz. Atatürk'ün partisiyiz' Atatürk'e de haksızlık ediyorlar. 1938-1950 dönemi arası halkın küçümsendiği, Atatürk'ün resminin paralardan kaldırıldığı dönemdi. Milli şef dönemi başladı. Vatandaşın jandarmanın dipçiği altında inlediği dönemdi. 1950'de demokratik irade kendini gösterdi. Böylece çoğulcu demokratik dönem başladı. 1960'ta halkın gözbebeği insanları astılar. CHP'nin o zamanki tutumu da belli. 12 Eylül 1980'de ihtilal oldu. Milletin iradesine el konuldu, hiçe sayıldı. Yasama, yürütme ve yargı 1982 Anayasası'yla birbirinden ayrıldı. Seçimlerde şeffafça sandığa gidiyoruz, oyumuzu kullanıyoruz, kimi istersek onu seçiyoruz. 2011'de seçim olacak, Meclis yenilenecek, Yürütme de yenilenecek. Türk halkının bilinci birçok batılı demokrasi halkının bilincinden çok daha yüksek. Diktatörlük gelecekmiş. Kimsenin diktatör olduğu falan yok. Türkiye'de böyle bir şeyin emaresi mi var" diye konuştu.
Bakan Akdağ, kendilerinin yürütme olarak asla ve asla yargının işine karışmadıklarını da ifade ederek, "Bir yargı reformu yapmamız gerekiyor. Halktan kimse korkmamalı. Bunu muhalefet partililere söyleyin halktan korkmasınlar. 82 Anayasasını yapan da halktı. Şimdiki değişikliği de halk yapacak. Bu zihniyetler 1930-1950'lerde kaldı" diye konuştu.
