Haberler

Aksaray-Yenikapı Metro Hattı Açılış Töreni

Abone Ol

Başbakan Davutoğlu: (3) "Biz bir daha bu topraklarda ne Dersim gibi olaylarla Alevilere ne diğer bazı uygulamalarla Kürtlere veya başkalarına ne de 3 Mayıs 1944'te yaşandığı şekilde, bugünkü MHP'yi oluşturan fikri kadrolara o dönemde yapılan, ne de solcu diye bilinenlere yapılanlara, Nazım Hikmet'e ve diğerlerine ama en önemlisi de halkın değerlerini savundu diye bu topraklarda tahkir edilen Müslümanlara, Hristiyanlara, Alevilere, Sünnilere kimlere olursa olsun yapılan zulme hep karşı çıktık, karşı çıkacağız" "Dersim'den Sayın Cumhurbaşkanımız özür dilediği için, Dersim'de yapılan zulüm dolayısıyla ben de onu Hacı Bektaş'ta dile getirdiğim için yanlış yaptığımı ve özür dilememi söylüyor.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Biz bir daha bu topraklarda ne Dersim gibi olaylarla Alevilere ne diğer bazı uygulamalarla Kürtlere veya başkalarına ne de 3 Mayıs 1944'te yaşandığı şekilde bugünkü MHP'yi oluşturan fikri kadrolara o dönemde yapılan, ne de solcu diye bilinenlere yapılanlara, Nazım Hikmet'e ve diğerlerine ama en önemlisi de halkın değerlerini savundu diye bu topraklarda tahkir edilen Müslümanlara, Hristiyanlara, Alevilere, Sünnilere kimlere olursa olsun yapılan zulme hep karşı çıktık, karşı çıkacağız" dedi.

Davutoğlu, Aksaray-Yenikapı metro hattı açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Dün, evvelsi gün Osmanlı'nın ilk başkenti Bursa'daydım, şimdi de son başkenti ve ebedi dünya başkenti İstanbul'dayım. Dün de Nevşehir'deydik, Daha önce de Kayseri'de, Malatya'da, Kırşehir'deydik, Samsun'daydık, Kahramanmaraş'taydık. Biz ülkemizin her yerine hangi şartta olursa olsun gidiyoruz, konuşuyoruz. Görüyor musunuz onları, kendi çevreleri dışında konuştuklarını? Hayır" dedi.

Dün Hacıbektaş'ta, Alevi, Bektaşi vatandaşlara hitap ettiğini, orada Hacı Bektaş-ı Veli'i ziyaret ettiğini anımsatan Davutoğlu, "Çünkü biz bu topraklardaki her bir veliyi, Allah dostunu kendi dostumuz bellemişiz" diye konuştu.

Davutoğlu, Başbakan olduğu günün sabahında önce Hacı Bayram-ı Veli'yi ziyaret ettiğini, sonra İstanbul'da Ebu Eyyüb El-Ensari'yi, Konya'da Hz. Mevlana'yı, Bilecik'te Şeyh Edebali'yi, Ertuğrul Gazi'yi, Kırşehir'de Ahi Evran'ı, Kayseri'de Seyyid Burhaneddin Veli'yi, Malatya'da Seyyid Battal Gazi'yi ziyaret ettiklerini hatırlatarak, her bir beldede, bu beldelere ruh katan büyük zatları ziyaret ettiklerini söyledi.

Dün de muharrem ayında, Hacı Bektaş-ı Veli'nin huzurundan seslendiğine işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Kerbela'yı ve Hz. Hüseyin'i anarak seslendim. Biz bu ülkede gerçekten adam gibi adamların hizmetkarıyız, onların yoldaşıyız, kardeşiyiz, omuzdaşıyız, sırdaşıyız, dava arkadaşıyız. Sizler adam gibi olduğunuz için biz bu kadar dirayetli, bu kadar cesur, bu kadar kararlıyız. Şimdi, dünkü hitabımdan sonra Sayın Bahçeli rahatsız olmuş ve bir açıklama yapmış. Biz Türkiye'nin her bir taşıyla, toprağıyla, tozuyla, rüzgarıyla gurur duyuyoruz. Türkiye'nin her bir köşesine aşığız, ülkemizin, vatanımızın her bir ferdini kendi canımızdan aziz biliriz. Aziz İstanbul'dan seslenerek söylüyorum. Her bir vatandaşımızın canı, nesli, aklı, düşüncesi, inancı bize emanettir. Fark gözetmedik, gözetmeyiz."

"Tek parti zulmünü savunmak MHP'ye kalmamalı"

Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, kendisinin özür dilemesini istediğini ifade ederek, "Dersim'den Sayın Cumhurbaşkanımız özür dilediği için, Dersim'de yapılan zulüm dolayısıyla ben de onu Hacı Bektaş'ta dile getirdiğim için yanlış yaptığımı ve özür dilememi söylüyor. Yani Dersim'de vaktinde işlenen zulmü bugün dile getirmek, dolayısıyla özür dilemek. Buradan Sayın Bahçeli'ye ve arkadaşlarına söylüyorum; tek parti döneminin zulümlerini sahiplenmek sizin için bir zillettir" dedi.

"Tek parti dönemine sahip çıkmak gerekiyorsa Cumhuriyet Halk Partisi sahip çıksın, siz sahip çıkmayın" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Yoksa en çok rahmetli Türkeş'e ızdırap verirsiniz. Neden biliyor musunuz? 1937'de Dersim katliamını yapanlar, 1944 3 Mayıs'ta da başta Alparslan Türkeş olmak üzere, Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan olmak üzere bugün MHP'nin ideolojik arka planını oluşturan en önemli isimleri tabutluklara soktular, tabutluklar. MHP kadroları bilir tabutluk ne demek, bilir. O zaman onları o tabutluklara sokanlar, Sansaryan Han'da, Kazım Alöç, Sayın Bahçeli git ve oku, Kazım Alöç'ün bu tutuklamalar sonrasında okuduğu iddianameyi, tek parti dönemi, diyor ki;, 'Bunların', yani Alparslan Türkeş rahmetlinin de 'diğerlerinin de vatana ihanetleri sabittir. Bu vatan hainlerini her halde Pera Palas'ta ağırlayacak değildik. Tabii ki bu tabutluklarda ağırlayacaktık ve tabii ki zulüm yapacaktık ve zulüm yapılacaktı' aynen ifade bu. 'Onların hak ettiği, müstahak oldukları zulümdür. Bu zulüm de yapılacaktır'. Ey Bahçeli, ister zulüm Dersim'de yapılsın, isterse senin ideolojik öncülerine Sansaryan Han'da tabutluklarda yapılsın biz hepsine karşı çıkarız. Zulmün her birine karşı çıkarız. Ama siz 'Eğer zulüm başkalarına yapılırsa bırakın sessiz kalalım, zulüm bize yapılırsa sesimizi yükseltelim' diyorsanız, işte zaten temel ayrıldığımız nokta burada.

Kılıçdaroğlu'na sorarsanız, Esad zulüm yaparsa problem yok, dokunmayın Esad'ına, IŞİD yaparsa problem var. HDP'ye sorarsanız Kobani'deki Kürt kardeşlerime zulüm yapılırsa karşı çıkalım, ama Halep'teki Kürtlere ya da Bayırbucak'taki Türkmenlere, Telabyad'daki Araplara zulüm yapılıyorsa bırakınız yapsınlar. Biz Hüseyni yolun yolcuları, biz Muhammedi yolun yolcuları ve istiklal bilincinin sahipleri için dünyanın neresinde bir zulüm varsa ona karşı çıkarız. Ülkemizde kim zulüm işlemişse, ister sağcıya işlenmiş olsun ister solcuya, ister Sünni'ye işlenmiş olsun ister Alevi'ye, ister Türk'e işlenmiş olsun işler Kürt'e hiç ayırım gözetmeden hepsine karşı çıkarız. Çünkü bizim kitabımızda zalimin yanında durmak yoktur. Ey Bahçeli esas sizin Türkeş'ten özür dilemeniz lazım. Çünkü eminim, o bu söylediklerinizi duysaydı 3 Mayıs 1944'te yapılanları bizzat kendisine yapılanları bilerek size döner derdi ki; 'Tek parti zulmünü savunmak Milliyetçi Hareket Partisi'ne kalmamalı' derdi."

"Bu milletin her ferdi canıyla, namusuyla, izzetiyle bize emanet"

Kur'an kurslarının kapatıldığı, Kur'an-ı Kerim okumanın yasaklandığını bir döneme sahip çıkmanın MHP'ye kalmaması gerektiğini dile getiren Davutoğlu, "Git bunu Konya'da, Kayseri'de, İç Anadolu'da konuş ve de ki; 'Dersim'de yapılan zulmü yapan CHP iktidarı, tek parti iktidarı doğruydu' de. Dersim'de Seyit Rıza idama götürülürken, kim olursa olsun, bizim için ideolojik, siyasi, düşünce farkı ne olursa olsun haykırır ve der ki 'Biz Ehli Kerbalayız. Bihatayız. Acıyın, merhamet edin, ayıptır' der. ve bir tek şey ister Sayın Bahçeli, oğlu da idam edilecektir, Hüseyin, 17 yaşında. Oğlunun yaşı 21'e çıkarılıp idama götürülür. Seyit Rıza'nın da yaşı 78'den 51'e düşürülür, yaş haddi olmasın diye. Der ki; 'Oğlumu benden sonra asın, onun acısını görmeyim. Kabul etmezler önce o yaşlı adamın önünde oğlunu asarlar, sonra da kendisini asarlar. Şimdi bu zulüm değil mi? Bunu kim yaparsa yapsın buna karşı çıkmak, bu toprakların değerlerine sahip çıkmak değil mi?" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, kararları ve ilkelerinin kesin olduğuna, bu milletin her bir ferdiyle, canıyla, namusuyla izzetiyle kendilerine emanet olduğuna, suçlu varsa hukuk kuralları içinde gerekli cezanın verildiğine işaret ederek, bir daha bu topraklarda Dersim gibi olaylarla Alevilere ne diğer bazı uygulamalarla Kürtlere ya da başkalarına ne 3 Mayıs 1944'te yaşandığı şekilde bugünkü MHP'yi oluşturan fikri kadrolarına, ne solcu diye bilinenlere, Nazım Hikmet'e ve diğerlerine, ama en önemlisi de halkın değerlerini savundu diye bu topraklarda tahkir edilen Müslümanlara, Hristiyanlara, Alevilere, Sünnilere yönelik, kimlere olursa olsun, yapılan zulme hep karşı çıktıklarını ve buna devam edeceklerini ifade etti.

Davutoğlu, "Çünkü biz Kudüs-ü Şerif'te bütün farklı dinleri 400 yıl barış ile idare eden bir gelenekten geliyoruz. Çünkü biz yedi iklim, bütün dünyada bir barış düzeni olsun diye gece gündüz asırlarca çalışan bir ecdadın varisleriyiz. Çünkü biz, istiklal ordularıyla yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğunda bütün sömürgecilere karşı istiklalin, onurun ve izzetin merkez ülkesi olmuşuz. Bundan sonra da aziz İstanbullular, dünyanın neresinde olursa olsun, kim yapmış olursa olsun, zulme karşı duracağız, mazlumun yanında olacağız. Türkiye artık sadece bu aziz vatanın temsil ettiği değerlerle anılmıyor. Türkiye, bütün dünyada insanlık vicdanıyla anılıyor" ifadelerini kullandı.

- İstanbul

Kaynak: AA / Güncel

Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title