Aksolotllar İnsan Vücudundaki Uzuv Yenileme Araştırmalarında Umut Oluyor
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde yürütülen Model Organizma Aksolotl Projesi, aksolotlların rejenerasyon yetenekleri sayesinde insan vücudundaki uzuv kaybı ile ilgili bilimsel çalışmalara destek olmayı hedefliyor.
Bazı uzuvlarını yenileyebilme özelliklerine sahip, nesli tükenme tehlikesinde olan su canlısı aksolotl, insan vücudunda bazı azaların kaybedilmesiyle ilgili bilimsel çalışmalara destek amacıyla Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde (ÇOMÜ) çoğaltılıyor.
Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesinde yaklaşık 20 kişilik ekip tarafından 9 ay önce başlatılan Model Organizma Aksolotl Projesi'nde, literatürdeki adı "Ambystoma Mexicanum" olan ve halk arasında "su semenderi" olarak bilinen Meksika kökenli aksolatlların yetiştirilmesine yönelik laboratuvar çalışmasının ardından uygulama aşamasına geçildi.
Projenin yürütücüsü Doç. Dr. İhsan Çelik, AA muhabirine, göl ve akarsularda yaşayan aksolotlların en önemli özelliğinin rejenerasyon (yenileme) kapasiteleri olduğunu söyledi.
Uluslararası Doğayı Koruma Birliğince bu deniz canlısının neslinin "kritik tehlikede" olduğunun belirlendiğini ifade eden Çelik, "Uzuvlarını yenileyebilmelerinden dolayı özellikle rejeneratif tıpta çok fazla araştırmalara konu oluyor. Son zamanlarda ülkemizde de aksolotlla ilgili çalışma yapan bilim insanlarımız var. Buradan yola çıkarak insanlardaki uzuv yenileme tedavisi olmayan hastalıkların tedavisine yönelik ipuçları arıyorlar." dedi.
Çelik, aksolotlların yumurtadan çıkıp larvadan ergin bireye gelinceye kadar birtakım üretim ve yetiştirme prosedürleri olduğunu, bu konuda yaşanan sorunları aşmaya çalıştıklarını dile getirdi.
Bu alanda çalışmak isteyen bilim insanlarının deney hayvanı tedariki konusunda boşluk olduğunu ifade eden Çelik, bu ihtiyaca yönelik başta Mersin Üniversitesi olmak üzere bazı yükseköğretim kurumlarıyla işbirliği yaptıklarını anlattı.
Saldırgan değil, evcil hayvan olarak beslenebiliyor
Aksolotlların saldırgan olmadığını, evcil beslenebilen türlerden sayıldığını vurgulayan Çelik, "Özellikle küçük yaştaki çocukların çok ilgi gösterdiği bir hayvan. Çok nahif, sakin hatta dişleri olmayan ama etçi bir tür. Bilinen ömürleri 15 ila 20 yıl arasında. Boyları 25 ila 30 santimetre arasında ve kısa bir sürede bu boya erişebiliyorlar." bilgisini paylaştı.
Doç. Dr. Çelik, aksolotlların özellikle trafik kazaları ya da benzer yaralamalı olaylarda uzuv kaybı yaşayan insanların tedavilerine yönelik bilimsel çalışmalar için umut olabileceğine dikkati çekti.
Bu canlıların bilim dünyası için önemine işaret eden Çelik, şöyle konuştu:
"Aksolotllar kol ve kuyruk gibi bilinen uzuvların dışında iç organlarını hatta beynin bir kısmını, sinirlerini de yenileyebiliyor. Bu alanda çalışan bilim insanları buradan aldıkları ipuçları ile insanlarda tedavisi olmayan bazı hastalıkların aksolotlların uzuv yenileyebilme ile ilgili yönlerinden yola çıkarak araştırmalarına devam ediyor. Onun için bizim için çok kıymetli bir tür. Burada yetiştirmesinin diğer bir önemi de şu, nesli tehlikede olduğu için bu hayvanları doğadan temin etmek şu anda doğru değil zaten yasak. Onun için bu hayvanın laboratuvar şartlarında yetiştirilmesi lazım. Bizim de burada genetik kodlamalarını yaptığımız, genetik tanımlarını yaptığımız hayvanları üretip, çoğaltıp bu alanda çalışma yapmak isteyen bilim insanlarına katkı sunmakla ilgili misyonumuz var."
Çelik, 3 aylık periyotlarda yavru elde edebildikleri laboratuvardaki kapasitenin 3 bin aksolotl olduğunu dile getirerek, yıllık 12 bin aksolotl üretip uzuv kaybıyla ilgili araştırma yapan bilim insanlarının hizmetine sunmayı amaçladıklarını sözlerine ekledi.