Akyazı Davası ... (1)
Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal'ın da Bulunduğu 7'si Tutuklu 19 Sanığın Yargılanmasına Başlandı.
Sakarya Emniyet müdürü Faruk Ünsal'ın da bulunduğu 7'si tutuklu 19 sanığın yargılanmasına başlandı.
Duruşmada savunmasını yapan Faruk Ünsal;
"Ergenekonvari bir çete, hukuk dışı bir yapı, geldiğim günden beri başarısız olmam ve oradan alınmam için provakasyon yapmıştır"
"Basit, yalan, igrenç bir iftiradır. Suç işlemediğim için vicdanen rahatım. Kimsenin maşası olmadığım için dürüst ve namuslu çalıştığım için, buradayım"
"Operasyon kapsamında görevden alınmam için baskılar yapıldı. Merkezdeki siyasi partilere gittiler. En sonunda olay Kamer Genç'e gitti. Ancak Genç, arkasındaki bu gerçeği öğrenince meclisteki soru önergesini geri çekmiştir"
Sakarya'nın Akyazı ilçesinde "silahla yaralama" ve "ihaleye fesat karıştırma" olaylarına karıştıkları iddiasıyla aralarında eski Sakarya Emniyet müdürü Faruk Ünsal'ın da bulunduğu 7'si tutuklu 19 sanığın yargılanmasına başlandı.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar eski Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal, Hüseyin Yazıcı, Cemal Yazıcı, Ali Yıldırım, İbrahim Cem Demir, Soner Atalar ve Ahmet Akgün ile 12 tutuksuz sanık katıldı. Tutuksuz sanıklardan Akyazı Belediye Başkanı Yaşar Yazıcı, dün katılmadığı duruşmaya bugün geldi
Duruşmada, sanıkların kimlik tespitinin yapılmasının ardından ifadeleri alındı.
-SANIK HÜSEYİN YAZICI-
Davada "örgüt lideri olmak" ile suçlanan tutuklu sanık Hüseyin Yazıcı, bir örgüt kurmadığını ve hiç bir suça bulaşmadığını belirtti.
-SAVCI PARKTA YANINA ÇAĞIRDI-
Akyazı'da "Serkan" adlı bir savcının kendisini parkta gördüğünü ve yanına çağırarak kendisine, "Oğlunun gazinosunda bir dansöz varmış, Gölcük'te çalışıyormuş. Oğlun bu dansözü buraya getirmesin. Ali Yıldırım da bu dansözden uzak dursun" dediğini aktardı.
-HÜSEYİN YAZICI: "ÇOCUKLUĞUMDAN BERİ BARIŞTIRIRIM"-
Savcıya "Ben gazinoyla ilgilenmem ama söylerim. Seninle ilgili bir rahatsızlık olursa bildiririk" yanıtını verdiğini belirten Yazıcı, daha sonra çiftliğine gittiğini ve kendisine Haziran ayında celp geldiğini söyledi.
Celp üzerine savcılığa gittiğini ve savcı Serkan'ın, "Ben seninle ne konuştum?" diye kendisine soru sorduğunu aktaran Yazıcı, savcıya hitaben "Ben o olayı unuttum kusura bakma" dediğini belirterek, oğlu Muhharrem Yazıcı'nın dansözü 15 gün çalıştırdığı ve bu yüzden oğluyla Ali Yıldırım arasında sürtüşme olduğunu daha sonra öğrendiğini kaydetti.
Savcı Serkan'ın kendisine bir kağıttan okuyarak, "Sana mafya diyorlar, neden insanları korkutuyorsun? Sen hiç bulanık suda yüzdün mü?" dediğini de belirten Yazıcı, şöyle konuştu:
"Savcıya, 'beni çağırıyorsun onları da çağır' dedim. 'Ben bulanıktan anlamam' dedim. Hiç ömrümde tabanca bile taşımadım. Hiç kavga edip karakola gitmedim. Köyde kavga edenleri getirirler, ben barıştırırım. İşim gücüm barış, çocukluğumdan beri barıştırırım."
Savcının bir süre kendisini odada bekletip dışarı çıktığını ve geri geldiğinde bir şey imzalatmadın kendisini gönderdiğini anlatan Yazıcı, tarlada çalışırken kendisini yakalayan polislerin, telefon görüşmelerini sorduklarını dile getirdi.
Hüseyin Yazıcı, amcasının oğlu İlyas Yazıcı'nın vurulduğunu ve Erkut Okumuş'un arabasında bulunduğunu belirterek, Orhan Yazıcı ve Ali Yıldırım'ın kendisine olayı anlatarak, "Benim peşime düştüler, arabama ateş ettiler, İlyas da vuruldu" dediklerini aktardı. Yazıcı, o olaydan sonra Erkut Okumuş'u bir daha görmediğini de söyledi.
Gözaltındayken polisin kendisine Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal'ı sorduğunu ve polislere Ünsal'ı tanımadığını söylediğini belirten Yazıcı, "Faruk Ünsal size telefon açıp operasyon olacak mı?" sorusunun sorulmasına rağmen, Ünsal'ın kim olduğuyla ilgili kendisine bir bilgi verilmediğini ifada etti.
Cep telefonu kullanmadığını, normal telefon konuşmalarından suçlandığını, AK Partili olduğunu ve sülalesinde AK Partili bir milletvekili ile bir belediye başkanının bulunduğunu da söyleyen Yazıcı, Serkan adlı savcının çoğunlukla ilçedeki bir partinin mahalli seçim bürosuna takıldığını ve kendilerinin de seçimlerle ilgilendiklerini dile getirdi.
Hüseyin Yazıcı, "Bana 'örgüt kurmuşsun' dediler. Ben, suç işlenmesin diye Akyazı'ya ömrümü verdim. Hakim ayarladılar orada. Biz gitmeden bizi tutukladı. 'Yazıcı çetesi' yazılmış. Bir Faruk meselesi dönüyor. Ben Faruk kimdir tanımam" dedi.
-TUTUKLU SANIK CEMAL YAZICI-
Duruşmada ifadesi alınan tutuklyu sanıklardan Cemal Yazıcı da, örgüt lideri olduğu iddia edilen Hüseyin Yazıcı'nın örgüt lideri olamayacağının duruşmadaki anlatımından görülebileceğini belirterek, kendisinin de herhangi bir örgüt üyesi omlmadığını ve kardeşinin Erkut Okumuş'un arabasındayken dışardan ateş edilerek öldürüldüğunu söyledi.
Cemal Yazıcı, kardeşinin ölüm haberini aldıktan sonra gittiği hastane kapısında, olayın psikolojisiyle Erkut Okumuş'a, "Git ya öl ya öldür, öldürmeden gelme" dediğini söyledi.
"Biz kalabalık olduğumuz için bir güçüz gerçekten" diyen Yazıcı, Hüseyin Yazıcı'nın kendisini çağırarak herhangi bir hata yapmadan kardeşinin öldürülmesi olayını atlatmaları gerektiği konusunda uyarıda bulunduğunu ve "kafamızı toparlayalım" dediğini ifade etti.
Kendilerine örgüt denilmesine rağmen, öldürülenlerin hep kendilerinden olduğunu savunan Yazıcı, Selim Genç'in öldürülmesi için Erkut Okumuş'a emir verdiğinin iddia edilmesine rağmen, inançlı insanlar olarak olayın tesadüf olduğunu kabul ettiklerini dile getirdi.
Adı "Serkan" olan bir savcının kendisini, "Kulağıma bir takım şeyler geldi. Erkut veya Selim'e bir şey olursa ilk seni alırım" diye uyardığını belirten Yazıcı, Erkut Okumuş'a savcının söylediklerini aktardığını ve ona "Selim'e biri atarsa bırak Selim'i, sen o şahsa at" dediğini anlattı.
Cemal Yazıcı, "Erkut Okumuş ve Selim Genç'i bana düşman olarak gösteren emniyet ve savcılıktır. Onlar benim şahitlerim olmuştur" dedi.
-ESKİ SAKARYA EMNİYET MÜDÜRÜ FARUK ÜNSAL-
Duruşmada ifadesi sorulan eski Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal da, görevde bulunduğu süre içinde 7 yeni birim, 3 ilçe emniyet müdürlüğü, 3 ilçe emniyet amirliği ve 3 çevik kuvvet müdürlüğü kurulduğunu, polis evi binası yapıldığını, Sakarya Mobese sisteminin yeniden oluşturulduğunu ve 23 sosyal projenin hayata geçirildiğini söyledi.
Ünsal, şöyle konuştu:
"Tüm bu başarılarla birlikte, uyuşturucu üretimi, kullanımı, imalı ve Sakarya'dan geçiş yolu azalmıştır. Ergenekonvari bir çete, hukuk dışı bir yapı, geldiğim günden beri başarısız olmam ve oradan alınmam için provakasyon yapmıştır. Ayrıca şahsıma yönelik çok sayıda ihbar mektubu göndermişlerdir. Bu yapı, görev yaptığım süre içerisinde tertip ve komplolarına devam etmiştir. Şahsımla ilgili dava konusu, bunların devamıdır. Basit, yalan, igrenç bir iftiradır. Suç işlemediğim için vicdanen rahatım. Kimsenin maşası olmadığım için dürüst ve namuslu çalıştığım için, buradayım. Adalete güvenmek istiyorum. Adaletin tecelli etmesini istiyorum. Dava konusuyla ilgili olarak Akyazı provakasyon ve linç girişimlerine açık bir ilçedir. Nisan ve Haziran 2009 aylarında Akyazı?da silahla adam öldürme, silahla adam yaralama gibi bir çok olaylar meydana gelmiştir. Akyazı Ükü Ocakları Başkanı ve 2 vatandaş öldürülmüştür. Çeşitli çevrelerce ilçede sanki, Kürt-Türk çatışması var gibi lanse edilmiştir. Hatta bunu Roj tv kullanmıştır. Bu olaylar provakasyon niteliğindedir."
Mahalli seçimler nedeniyle ilçede olayların arttığı ve yaptıkları operasyonlarla ilçede huzur sağlandığını aktaran Ünsal, "İddianamede yer alan Alparslan Hersanlıoğlu ile ilgili olaydan 2 ay sonra ifade verirken, şahısları takip ederken bazılarının Sakarya Milletvekili Recep Yıldırım, Akyazı Belediye Başkanı Yaşar Yazıcı ve bir kısım sanıklarla yakınlıklarını fark ettik" dedi.
2009 yılı başında başkan Yaşar Yazıcı'nın yanına geldiğini ve "Sedat Alan isimli kişinin kendisini öldüreceği yönünde duyumlar aldığını" kendisine aktardığını anlatan Ünsal, Sedat Alan ile görüştuğünü ve Alan'ın kendisine, "belediye başkanı için öldürme planının olmadığını, belediye başkanı yakınlarının kendini tehdit ettiğini" söylediğini ifade etti.
- "İÇİŞLERİ BAKANI BEŞİR ATALAY'I OPERASYONLA İLGİLİ BİLGİLENDİRDİM"-
Operasyonların, bu olayın araştırma süreciyle başladığını ve Sakarya Kaçakçılık ve Organize Şube (KOM) Müdürü Alparslan Hersanlıoğlu'nun, şahısların arasında geçen telefon konuşma metinlerini değiştirdiğini savunan Ünsal, "Bunu yaptığı için suç işlemiştir. Bu operasyon öncesi ilgili şube müdürü ve personel tarafından bilgilendirildim. Bu her olayda yapılır. Benim bilgi sızdırdığım şeklindeki beyanı gerçek dışıdır" dedi.
Alparslan Hersanlıoğlu'nun tayininin Arifiye İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne çıktığını ve operasyonla bir ilgisinin bulunmadığını öne süren Ünsal, "KOM şubedeki bir komiserin mailiyle Alparslan Hersanlıoğlu hakkında soruşturma açılmıştır. Soruşturma savcılığı TCK'nın 285. maddesini ihlalden soruşturma açmıştır. Dolayısıyla Hersanlıoğlu, 2 ay sonra verdiği ifadesini kızdığı için vermiştir. İddialar doğru değildir. Telefon görüşmelerini değiştirdiği için suç duyurusunda bulunuyorum" diye konuştu.
Tutuklu sanık Faruk Ünsal, bir seminer nedeniyle 19 Temmuz 2009'da İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın ilçeye geldiğini ve operasyonla ilgili Atalay'a bilgiler verdiğini belirterek, operasyonun başarısızlığının en çok kendisini zaafa uğratacağını, 5 Temmuz 2009'da şüphelilerin tamamının yakalandığını ve içinde siyasilerin yakınları da olan 6 kişinin tutuklandığını anlattı.
Ünsal, "Vicdanı olan şahıslara sesleniyorum. Operasyonu ben sızdırdıysam, şüphelilerin tamamı, siyasilerin yakınları yakalanıp tutuklanır mıydı?" diye sordu.
Ali Yıldırım ile Ahmet Akgün arasında 2 Temmuz'da yapılan görüşmenin 4 Temmuz'da eline ulaştığını ve Terörle Mücadele Şube Müdürünün (TEM) "3 Temmuz'da kendisine ulaşmadığı" yönünde bilgi vermesine rağmen bunun mümkün olmadığını savunan Ünsal, "Telefonum hep açıktır ve cevaplamak zorundayım" dedi.
- "VALİ VE MİLLETVEKİLİ TANIK OLARAK DİNLENSİN"-
Operasyondan sonra KOM Şube Müdürü Alparlan Hersanlıoğlu, müdür yardımcısı ve 30 personelin izne ayrıldığına dikkat çeken Ünsal, "Suçlandığım 5 temmuz, Yaşar Yazıcı ve Yavuz Ekinci arasındaki görüşmedir. Akyazı'da belediye başkanının bazı yakınları ve bazı vatandaşların gözaltına alındığı haberi geldi. Olay üzerine milletvekili Recep Yıldırım, beni aradı. 'Olayın Akyazı savcısından bilgisini almalıyım' dedim. Konuşma içeriğini de valimize bildirdim. Vali ve milletvekilinin tanık olarak dinlenmesini talep ediyorum" diye konuştu.
İçişleri Bakanlığı'nın 20 Haziran 2009'da düzenlediği bir seminere protokol gereği katıldığını ve orada Akyazı Belediye Başkanı Yaşar Yazıcı'yı seçimleri kazandığı için tebrik ettiğini belirten Ünsal, "emniyet genel müdürünün operasyonla ilgili bilgi sızdırdığı" yönünde yerel gazeteler ile ulusal bazı gazetelerde haberler çıkması üzerine savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu dile getirdi.
Ünsal, şöyle konuştu:
"Operasyon kapsamında görevden alınmam için baskılar yapıldı. Merkezdeki siyasi partilere gittiler. En sonunda olay Kamer Genç'e gitti. Ancak Genç, arkasındaki bu gerçeği öğrenince meclisteki soru önergesini geri çekmiştir. Belediye başkanı ile yapılan konuşmalar mesleki konuşmadır. Herhangi bir operasyonu bildirir bir konuşma değildir. Konuya yüzbaşı Tamer Aksoy tanıktır. Emniyette bir çok şubede çalıştım. Bu çirkin suçlamalar abesle iştigaldir. Özel kalemimin tuttuğu ajandada yazan notları delil olarak sundum. Böyle bir görüşme yapılmamıştır."
- "OPERASYONU BİLDİRMEM İÇİN DELİ OLMAM LAZIM"-
Emniyet genel müdürlüğünün telefon görüşmeleriyle ilgili santral çıktılarını mahkemeye sunan Ünsal, iddianameye ajandadan başka delil alınmadığını savundu.
"Emniyet Müdürlüğü özel kaleminde yapılan telefon görüşmesinden suçlanabilir mi bir emniyet müdürü?" diye soran Ünsal, özel kaleminden komplocuların zan altında kalması için telefon araması yapmış olabileceklerini söyledi.
"Benim kendi yaptığım, bakanıma, valiye bilgi verdiğim operasyonu bir vatandaşa telefon açarak bildirmem için deli olmam lazım" diyen Ünsal, kimseyi yönlendirmediğini, kimseyle planlama yapmadığını,yazılı ve sözlü talimat vermediğini, bütün delilleri Fatih Çakmak'ın ifadesi alınmadan sunduğunu ve 30 yıllık devlet memuru olarak kanunları iyi bildiğini belirterek, kendisine komplo kurulduğunu savundu.
Dün ara verilen duruşmaya bugün yeniden başlandı.Duruşmaya, 7'si tutuklu 40 sanık katıldı.