Haberler

Alaattin Yüksel İle CHP, Salihli Köylerini Salladı

Abone Ol

Alaattin Yüksel'i ağırlayan Salihli'nin Köseali, Kordon, Yeşilkavak, Beylikli ve Yağmurlar köyleri, CHP Manisa Milletvekilleri ile de kucaklaştılar.

Salihli, Belde ve köyleri seçimlere az bir süre kala hareketli günler yaşıyor. CHP Genel Başkan yardımcısı Alaattin Yüksel'i ağırlayan Salihli'nin Köseali, Kordon, Yeşilkavak, Beylikli ve Yağmurlar köyleri, CHP Manisa Milletvekilleri ile de kucaklaştılar.

Milletvekili adayları ve partilileri Salihli köylerinde yüzlerce kişi karşıladı. Yüksel, başta kendi köyü olan Köseali'de olmak üzere, gidilen her köyde heyecanlı ve coşkulu kitlenin alkışlarıyla karşılandı. Salihli deki saha çalışmasına ayrıca Tariş Başkanı Mustafa Bulut, Salihli Belediyesi Şiir İkindileri Editörü ve Balçova Belediyesi Sanat ve Kültür koordinatörü Tuğrul Keskin de katıldı.

"Köylülerime Vefa Borcum Var. Siyaset Yapma Nedenlerimden En Önemlisi de Budur"

Kısa süre önce babasını Köseali Köyünde toprağa veren ve bu nedenle konuşmasında duygulu anlar da yaşayan Yüksel, politika yapma nedenlerinden en önemlisinin köylülerine vefa borcu olduğunu vurguladı. Çocukluk dönemi, babası ve orada bulunan arkadaşlarıyla ilgili anılarını aktaran Yüksel, "Bu topraklarda çiftçilik yaptım, koyun güttüm. Daha sonra iyi okullarda okuduk, iş hayatına atıldık, genel başkan yardımcılığına kadar geldik.

Ben buralara kadar geldiysem, bunda köylümün emeği ve katkısı vardır. Onlarla aynı sıkıntıları birlikte yaşadık, aynı hayatı paylaştık. Onların nasıl sömürüldüğünü, yoksullaştırıldığını gördüm. Beni buralara taşıyan köylülerimse, onlara borçlu olduğumu düşünüyorum. Bu yüzden ben de onlara yararlı bir şey yapabilmek amacıyla siyaset yapıyorum" diyerek politikaya girme gerekçesini anlattı.

"İnsan için beşikten mezara proje ürettik"

CHP'nin, ülkenin sorunlarına yönelik yepyeni projelerle halkın karşısına çıktığını ifade eden Yüksel, "Biz iyi siyaset yaptık da halk bizi anlamadı, halk cahildi de bize oy vermedi şeklindeki mantığı altını çizerek ifade edeyim ki, ben kabul etmiyorum. Bu, maçı kaybedip de suçu hakemde, sahada, deplasmanda olması gibi gerekçeler arayan takıma benzer. Önce işini iyi yapacaksın. Biz ödevimize iyi çalıştık. Kendi alanlarında yetenekli, tecrübeli cevval arkadaşlarımızla Genel Merkezimizi, yetmedi dışarıdan yer tutarak buraları araştırma merkezine dönüştürdük.

Bir insanı anne karnından başlayarak mezara kadar geçen yaşam sürecinde, karşılaştığı bütün sorunlara yönelik çözümler ürettik. Bebeğin ve annenin ihtiyaçları, çocukların karşılaştığı sorunlar, gençliğin talepleri, yüksek öğretimdeki sıkıntılar, askerlik, iş bulma, çalışma hayatı, emeklilik vb. insan hayatındaki bütün dönemlere yönelik projeler geliştirdik. Çalışmamızın temeline de 'insan'ı oturttuk.

Bu yüzden CHP olarak hayatın her alanına ilişkin söyleyecek sözümüz ve önerilerimiz var" diyerek partisinin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Bu denli sıkı bir hazırlık yapan başka parti olmadığını söyleyen Yüksel, seçim meydanlarında, basında ve medyada gündemin sürekli çarpıtıldığından şikâyet etti. Yüksel, "Biz, halkımıza projelerimizi anlatıyoruz. Ama başbakan bunun altında kaldığından kendi vaatlerini anlatacağı yerde sürekli polemikle, karalamalarla gündem saptırmaya çalışıyor" dedi.

"Tarımda, acil eylem planıyla atılım yapacağız"

CHP'nin ulusal tarıma büyük önem verdiğini altını çizerek vurgulayan Yüksel, tarıma yönelik hummalı bir şekilde çalışmaları olduğunu, raporların oluşturulduğunu ve iktidara gelmeleri halinde Acil Eylem Planıyla ilk icraatlarından biri olarak ele alacaklarını belirtti. AKP'nin tarıma yönelik politikalarını değerlendiren Yüksel, tarımsal kalkınmayı, ulusal kalkınmanın motoru olarak gördüklerini ifade ederek;"dünyada kendine yeten sekiz ülkeden biriyken, şimdi dışarıdan buğday ithal eden ve kurban bayramında hayvan getiren bir ülke haline geldik.

En çok yoksullaşan, rezil olan kesim çiftçidir. Tarım kesiminin büyüme rakamları sıfırdır. Bu rakamları biz değil, devletin kurumları söylüyor. İktidar, bütçeden tarım ve hayvancılığa beş milyar lira destekleme yaptığını söylüyor ama altı milyar lira da vergi alıyor. Çiftçiyi sürekli borçlandırıyorlar.

Emperyalist ülkelere verdikleri sözleri tutmak için sürekli ithalatla, doğrudan gelir desteği gibi yöntemlerle tarımı yıkıma sürüklüyorlar. Bunu geçen hafta Iğdır'a gittiğimde daha net gördüm. Toprak, hava ve suyu çok güzel olmasına rağmen topraklar bomboş, ekilmeden duruyor. Doğrudan gelir desteği vererek, kota koyarak ürün ekimini ortadan kaldırıyorlar ve üretimi bitiriyorlar. Üretimin olmadığı bir yerde ülke kalkınır mı?" iktidarın tarım politikasını eleştirdi.

"Ziraat Bankası çiftçinin dostu, çiftçinin bankası olacak"

13 Haziran'da iktidara gelmeleri halinde tarımı şaha kaldıracaklarını vurgulayan Yüksel, partisinin tarım politikalarına yönelik başlıkları aktardı. Yüksel, "milli gelir artışından tarıma pay ayrılması yasada olmasına rağmen bu hükümet yarısını gasp etmiştir.

Ama biz tamamını aktaracağız. Hükümet Ziraat Bankasını özelleştirme kapsamına aldı, biz özelleştirme kapsamından çıkaracağız. Eskiden olduğu gibi Ziraat Bankası, uzun vadeli faizsiz kredileriyle çiftçinin dostu, çiftçinin bankası olacak. Tohum, gübre, ilaç gibi bütün tarımsal girdi fiyatlarını aşağıya çekeceğiz" dedi.

"Tarımsal sanayiyi kurarak çiftçimizi ayağa kaldıracağız"

Tarım ve hayvancılığın kalkınmasına yönelik en önemli hedeflerinden biri olan sanayiye dayalı, planlı tarımsal kalkınma konusunda da açıklama yapan Yüksel, "Parti olarak sadece mazotun 1,5 TL olacağını, girdi fiyatlarını düşüreceğimizi söylemiyoruz. Daha da ötesi tarımı planlayarak bilim, teknoloji ve tekniği arttırarak sanayiyle bütünleştireceğiz. Tarımsal sanayiyi kurarak çiftçimizi ayağa kaldıracağız. Üzümü, zeytini, tütünü, pamuğu fabrikalarda kendimiz işleyeceğiz. Katma değeri yüksek ürünler haline getireceğiz. Böylece fabrikaların bacası tütecek, istihdam artacak, dünya pazarlarında rekabet edeceğiz" diyerek, tarıma yönelik kapsamlı politikaları olduğunu vurguladı.

"Sosyal Devlet, ilk kez bu kadar geniş konuşuluyor"

Yüksel, Aile Sigortası, gençlik ve emeklilere yönelik sosyal destekler konusuna da değinerek, AKP'nin yoksulluğu bitirme gibi bir niyeti olmadığını, bunu da sekiz yılı bir yana, son bir yılda 818 bin vatandaşın daha yoksul kesime katılmasından açık olarak anlaşıldığının önemine işaret etti. Yüksel;İktidarın özellikle yasada olmasına rağmen aile sigortasını hayata geçirmeyip para, makarna, kömür, beyaz eşya gibi yardımlarla vatandaşın yoksulluğunu sömürerek siyasi ranta dönüştürdüğünü söyledi.

"Yeşil kart sahibinden katkı payı almayacağız"

Sosyal destek projeleriyle, on yıllardır ilk kez sosyal devletin bu denli geniş kesimlerce tartışıldığını ifade eden Yüksel, "Ben Genel Başkan Yardımcısı olunca köylülerim beni arayıp tebrik ettiler ve yüzde sekseni desteklediğini söylediler. Aradan bir iki hafta sonra kimileri ise, biz CHP'ye oy vermek istiyoruz ama aldığımız yardımlar kesilir mi acaba, demeye başladılar. İşte AKP'nin desteği böyle yandaş desteğidir.

İhtiyacı olana değil, yandaşını destekler. Biz, 1971'de meclis tarafından kabul edilen sigorta yasası gereği ihtiyacı olan her aileyi siyasi görüşüne bakmadan vatandaşlık hakkı gereği destekleyeceğiz. Hatta 9 milyon 770 bin yeşil kart sahibinden de sağlık ödemelerinde katkı payı almayacağız.

Parayı kadının hesabına yatırarak, Atatürk'ün seçme ve seçilme hakkı verdiği kadınlarımıza, ekonomik özgürlüğünü vereceğiz. Evine, çocuğuna ihtiyacı neyse onu alacak. Dünyanın 16. büyük ekonomisiyiz, diyenler bize kaynak soruyorlar. 14 ayrı kaynaktan zaten şu anda desteğin yarısı yapılıyor. Geriye kalanı ise bütçenin yüzde 1,8'i tutuyor. Gemicik sahiplerini 35 milyon lirayla akaryakıt desteği sağlayanlar, kaynak hesaplarıyla bize saldırıyorlar. Ama biz bu ülkede yoksulluğun kader olmasını da, yoksulluğun sömürülmesini de tarihe gömeceğiz" dedi.

"Büyüme dedikleri şey, sadece AKP'nin büyümesidir, AKP'nin balonudur"

AKP'nin büyümeyle ilgili demeçlerine de değinen Yüksel, hükümetin halkı kandırdığını, halkın dikkatli olması gerektiğine işaret etti. "Türkiye, 2002-2005 arası dünya ortalamasının üzerinde büyüdüğünü, ama 2006-2010 arasında gelişmekte olan ülkelerin bile gerisine düştüğünü ifade eden Yüksel, şunları söyledi. "AKP hükümeti 2002'den beri sıcak parayla, ithalatla büyüme modelini uyguluyor.

Son dokuz yılda cari işlemler açığı 80 kat artmıştır. 52 yılda oluşan toplam cari açık miktarı ise, son dokuz yılda beşe katlanmıştır. Ülkemizde dışa bağımlı ve istihdam yaratmayan bir büyüme vardır. İktidara yakın gazete yazarları bile hükümeti cari açıkla, borçlarla ilgili duvara toslayacağız diye uyarıyor. Bu kadar borçla uzun süre gidemezsiniz.

En küçük krizde bu balon patlar. İşte Yunanistan'ın halini görüyorsunuz. Büyüyen sadece AKP, onun yandaşları, müteahhitleridir. İşsizlik rakamlarını biz değil, resmi kurumlar açıklıyor. Ayrıca ithalata dayalı büyüme, istihdam da yaratmıyor. Bu yüzden AKP'nin iktidardan uzaklaştırılarak, ağır bir kriz yaşamadan bu politikayı değiştirmemiz gerekiyor. Üretime dayalı sanayi, üretime dayalı tarım gibi bir ekonomiyi hayata geçirmemiz gerekiyor" dedi.

Güvercin uçurudu

Konuşması sık sık alkışlar ve "Başbakan Kemal" sloganlarıyla kesilen Yüksel, özgür bir ülkede herkesin rahat bir nefes alması için güvercin uçurdu. Sözlerini yine köy anılarıyla noktalayan Yüksel, "kişisel ihtiyacımdan dolayı değil, köylülerime vefa borcumdan dolayı siyaset yapıyorum. Köylülerimin de vefa borcumu ödeyebilmek, onlara hizmet edebilmek için bize sahip çıkmalarını bekliyorum" dedi.

Kaynak: Bültenler / Güncel

Politika Güncel Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title