Alman futbolunda yeni yaşlı 30
Son dönemde birçok Alman oyuncunun görece erken yaşta futbolu bırakmasının nedenini araştırdık.
Son dönemde birçok Alman oyuncunun görece erken yaşta futbolu bırakmasının nedenini araştırdık. Çıkan sonuç: Yetişen genç oyuncuların oluşturduğu baskının artması, yeterli maddi birikim, doymuşluk hissi ve korona.Alman futbolunda altyapıdan yetişen oyuncu bolluğu ve artık 15-16 yaşındaki gençlerin A takımlarda oynamaya başlaması, yeni bir trendi de beraberinde getirdi: Erken emeklilik.
Otuz yaşındaki oyuncuların artık "yaşlı" addedildiği Almanya'da son dönemde birçok yıldız isim 30'lu yaşlarının başında futbolu bırakma kararı aldı.
Alman milli oyuncular Sandro Wagner, Benedikt Höwedes ve Andre Schürrle'nin 2020 yılı içindeki emeklilik kararlarının ardından 31 yaşındaki Lars ve Sven Bender ikizler de sezon sonunda profesyonel futbolculuk kariyerlerini sonlandıracaklarını duyurdular. Futbolu bıraktıklarında Wagner ve Höwedes 32, Schürrle ise 29 yaşındaydı.
Yeni yaşlı: 30
Geçmişte Alman milli takımı ve Beşiktaş'ta da forma giymiş olan Roberto Hilbert, " Almanya'da 30 yaşına geldiğinde artık yaşlısın gibi bir durum var. Yani 30'una geldiysen, kamuoyu ya da kulüplerin gözünde yaşlısın. Benim için de öyle oldu. 34-35 yaşındaydım. 'Yaşlısın' dediler. Aslında ben karar veririm yaşlı olup olmadığıma, başkası değil. Ama artık böyle. Yeni jenerasyon böyle" diyor.
DW Türkçe'ye konuşan Hilbert, aslında futbolcuların kendilerini yaşlı hissetmediklerini ancak sürekli medyada yapılan yorumlardan ya da antrenörlerin ve yöneticilerin açıklamalarından etkilendiklerini belirtiyor:
"Her gün 30 yaşında veya üstündeki futbolcuların yaşlı olduğuna dair şeyler okuyup dinlediğinizde siz de artık kendi kendinize 'Evet ben gerçekten yaşlandım' diye düşünmeye başlıyorsunuz. Almanya'da artık yaşlı oyuncuları istemiyorlar. Oysa İtalya, İspanya ya da Türkiye'ye baktığınızda, 35 yaşında futbolcular görüyorsunuz ve halen iyi oynuyorlar."
Hilbert, bu durumu ve son dönemde art arda gelen erken emeklilik kararlarını Almanya'da oyuncuların futbola çok erken yaşta başlamasına bağlıyor.
Futbolcuların profesyonel kariyerlerine 17 yaş civarında başladıklarını, 33-34 gibi de bitirdiklerini söyleyen Hilbert, " Almanya'da yeni bir jenerasyon var. Yeni genç oyuncular yetişiyor. Örneğin Dortmund'da 15 yaşındaki Moukoko'yu görüyoruz. Leipzig'de 15 yaşında bir başka büyük yetenek var. Artık daha da genç başlıyorlar. 30'unda ise yaşlı gibi görülüyorlar" ifadesini kullanıyor.
Bu görüşe katılan DW Spor Özel Haber Ekibi Yöneticisi Pascal Jochem, "Eskiden bir oyuncu için en iyi yaş 30'du. Tecrübeli, sert oyuncular kariyerlerinin zirvesindeydi. Ancak bu dönemde oyuncular A takımdaki ilk maçlarına daha erken çıkıp çok erken yaşlarda da yıldız oluyorlar. Artık 18-25 en sıcak oldukları dönem. 30 ise yeni yaşlı!" diyor.
"Senin yerine genç bir oyuncu düşünüyoruz"
Alman gazeteci Jochem, "Elbette Messi, Ronaldo ya da Ibrahimovic gibi istisnalar var. Ancak şu günlerde normal bir oyuncu 30'una geldiğinde kimi zaman çok yaşlı olarak görülebiliyor ve bu futbolcu en üst düzeyde rekabeti sürdürmekte zorlanıyor. Çünkü futbol gelişti ve modern oyun çok talepkar. Ayrıca takımda aynı pozisyon için sizinle rekabet eden ve iyi futbol eğitimi almış olan birçok genç oyuncu var" diye ekliyor.
Hilbert 34 yaşındayken tam da böyle bir durumda futbolu bırakma kararı alan bir isim. Greuther Fürth kulübünde oynarken sezon ortasında aldığı emeklilik kararını şöyle anlatıyor:
"Şu an antrenörlük yaptığım kulübün futbolcusuydum. ve kulübüm bana, 'Senin pozisyonunda daha genç bir oyuncu istiyoruz. Ama seni tanıyoruz, seviyoruz, burada büyüdün ve sana kulüpte çalışma fırsatı vermek istiyoruz' dedi."
Futbolu bırakma tercihini bugün değerlendirdiğindeyse bunun doğru bir karar olduğunu düşünüyor:
"Bugün baktığımda 'Evet, doğru olanı yapmışım' diye düşünüyorum. Bana futbolculuktan antrenörlüğe kolay bir geçiş şansı tanımış oldular. Eşimle, ailemle konuştum ve bunun belki de yeni bir hayata başlamak ve kariyerimde yeni bir dönem açmak için bir fırsat olacağını düşünerek kabul ettim."
Socrates Dergisi Almanya Genel Yayın Yönetmeni Fatih Demireli de Almanya'da çok genç yaşlarda profesyonel futbola başlayan oyuncuların A takım düzeyindeki rekabete erkenden girmenin dezavantajını 30'lu yaşlara geldiklerinde yaşadıklarını belirtiyor.
"Birçok ülkede ve özellikle Türkiye'de 'genç' diye tanımladığımız yaşlarda, Almanya'da ciddi anlamda tecrübe sahibi sporcular yetişiyor. Bu sistem için istisnasız çok faydalı bir durum, ancak bireysel anlamda dezavantajlar da doğurabiliyor" diyen Demireli, Almanya'da A takımda oynamak için kendisini en geç 15 yaşında göstermek zorunda olan gençlerin karşılaştığı güçlükleri şöyle sıralıyor:
"Daha bu yaşlarda profesyonel bir disiplinle kariyerlerine hazırlanıyorlar. 17-18 yaşında A takıma yükseldiklerinde ise birçok 'olmuş' kişinin arasında kendini ispatlamak zorundalar. O evreyi de geçtiklerinde kalıcı olabileceklerini ispatlamak zorundalar. Bunun kariyerlerinin bir noktasında hem fiziksel hem de zihinsel yorgunluk yarattığı bir gerçek."
Özil kıyaslaması
Uzun yıllar böyle bir mücadelenin içinde olmanın zorluklarına değinen Demireli, "Bu varolma savaşını sürekli vermek kolay değil ve bir noktada artık bu çarkın içinde olmak istemeyen insanların olması şaşırtıcı değil. Kariyerleri boyunca hep en iyi olmak için savaşanların, ilk yorgunluklarında tempoya ayak uyduramadıklarını görünce, tükeniş başlayabiliyor. ve onlar durduğunda, yerlerine çoktan yeniden yetişen ve yetiştirilenler çıkmış oluyor" diyor.
Demireli'ne göre, bu tip bir durumla karşılaşan Alman futbolculardan biri de Schürrle'ydi:
"Kendi mevkisinde eşsiz bir oyuncuydu ama bir form düşüklüğü sonrası sayısız yeni oyuncu yetişmişti bile. Schürrle bırakmayla çare aradı. Düşüşe geçmelerine rağmen Mesut Özil gibi devam edenler ise kariyerleri boyunca yetenekleri ve çalışma azimleriyle kurdukları o muhteşem portreyi yıkabiliyorlar. Belki de Schürrle, Bender ve diğerleri Mesut gibi olmak istemedikleri için bırakıyorlar."
Yeterli maddi birikim ve gelecek planlaması faktörü
Gazeteci Pascal Jochem, Alman futbolcuların erken yaşta futbolu bırakma kararında, geçmişte yeterince para kazanmış ve başarıya doymuş olmalarının da etkisi olduğu görüşünde:
"Özellikle Höwedes ve Schürrle, kariyerlerinde büyük başarılara imza attılar. Dünya Kupası dahil birçok kupaya uzandılar, epey de para kazandılar. Her ikisi de son dönemde Rusya'da yüksek ücretler aldılar. Yani her şeyi elde ettiklerini ve birkaç sene önce zirveyi gördüklerini söyleyebiliriz. En iyi dönemleri geride kalmıştı ve diğer kulüpler onlara büyük kontratlar sunmaya gönüllü değildi. Zaten artık paraya da ihtiyaçları yoktu."
Hilbert de Alman futbolcuların maddi birikimine ve planlı hareket etme özelliklerine vurgu yapıyor.
"Alman futbolcuların emeklilik kararı aldıklarında, gelecekte ne yapacaklarına dair halihazırda bir planları da oluyor. Çoğu, o ana kadar kazandığı parayı iyi değerlendirmiş ve geleceklerini güvence altına almış oluyorlar" diyen Hilbert, Alman futbolcularla diğer ülkelerde yetişmiş oyuncular arasında bir mantalite farkı olduğunu da dile getiriyor:
"Dünyanın birçok yerinden futbolcularla birlikte oynadım. Paralarını nasıl yöneteceklerini bilmediklerini gördüm. Futbolu bırakayım da sonra ne olacak bakarız gibi düşünüyorlardı. Ama biz Alman futbolcular olarak öyle büyütülmüyoruz. Hayatımızı planlamak üzere büyütülüyoruz. Büyütülme şekillerimiz farklı. Örneğin Güney Amerikalı bir oyuncu, yokluktan gelip çok para kazanıyor. ve 'Bu benim hayatım ve yarın hayatım sona erecek' deyip çok da harcıyor."
Korona etkisi
Jochem, başta Schürrle olmak üzere emeklilik kararı alan birçok Alman oyuncunun sakatlığa da yatkın futbolcular olduklarını hatırlatarak "Birçok ciddi sakatlık geçirdiler ve her seferinde geri dönmek için aylarca çok sıkı şekilde çalıştılar" ifadesini kullanırken bu durumun oyuncular üzerindeki yıpratıcılığına da vurgu yapıyor. Gazeteci, bir başka önemli faktörün ise korona olduğu düşüncesinde:
"Schürrle, Höwedes, Wagner ve Bender ikizler... Hepsi sadece futbola değil, hayata dair de oldukça fazla düşünen gayet akıllı insanlar. ve içinde bulundukları duruma dair düşünmek için korona döneminde çok fazla vakitleri oldu. Futbola olan açlıklarını, çocukken hissettikleri sevgiyi kaybettiklerini fark ettiler ve kariyerlerinde geldikleri noktada şu soruların yanıtlarını verme durumundaydılar: Artık kendimi dahi motive edemezken neden bana yeni bir kontrat teklif edecek muhtemel bir orta sıra takımında 2-3 yıl oynamaya devam etmeliyim? Neden sakatlıklarla boğuşmayı sürdürmeliyim? Hayatımın geri kalanında ne yapmak istiyorum? Neden şimdi temiz bir şekilde bırakıp da yeni bir döneme başlamayayım?"
Geçmişte de örnekleri var
Alman futbolunda geçmişte de benzer emeklilik kararlarını görmek mümkün.
Eski bir Bayern Münih ve Alman milli takım oyuncusu olan Tobias Rau, 2009 yılında geçirdiği bir dizi sakatlığın da etkisiyle 27 yaşında futbolu bırakma kararı almıştı. Yurt dışından gelen transfer tekliflerini reddeden Rau, spor öğretmenliği okuyabilmek için futbolu bırakmayı tercih etti.
Bir dönem Almanya'nın en büyük yıldız adaylarından biri olarak gösterilen Sebastian Deisler de geçirdiği sakatlıkların ve psikolojik sorunların ardından 2007'de 27 yaşındayken profesyonel futbolculuk kariyerini sonlandırdı. Futbol dünyasından tamamen kopan Deisler, uzun zamandır gözlerden uzak bir hayat yaşıyor.
Bir başka milli oyuncu Marcell Jansen ise 2015 yılında 29 yaşındayken aslında futbol sektörünü sevmediğini söyleyerek futbolculuğu bıraktı. Jansen, 2019 yılından beri Hamburg kulübünün başkanlığını yapıyor.
27'sinde futbolu bırakan Alman futbolcular kervanının bir başka üyesi Stefan Reinartz. Milli formayı da giymiş olan Reinartz, sakatlıklar nedeniyle 2016 yılında 27 yaşında emeklilik kararı aldı.
Ayrıca Beşiktaş'ta gol krallığı yaşamış olan ve ayrılışının ardından siyah-beyazlı ekibe dönmesi için sosyal medyada kampanyalar yürütülen Mario Gomez'in de Haziran 2020'de profesyonel kariyerindeki ilk kulübü Stuttgart'ın yeniden Bundesliga'ya yükselmesini sağladıktan sonra 34 yaşındayken futbolu bırakması özellikle Türkiye'de büyük bir hayal kırıklığı ve şaşkınlıkla karşılanmıştı.
Cengiz Özbek
(c)