Alman Meclisi Mahkeme Değil
Yarın Berlin Potsdamer Platz'da saat 16.00'da başlayacak yürüyüş öncesi basın toplantısı düzenleyen dernek yöneticileri, Federal Meclis milletvekillerine ve siyasi parti yöneticilerine seslenerek, kendilerini hakim ve yargının yerine koymamalarını istedi.
Yarın Berlin Potsdamer Platz'da saat 16.00'da başlayacak yürüyüş öncesi basın toplantısı düzenleyen dernek yöneticileri, Federal Meclis milletvekillerine ve siyasi parti yöneticilerine seslenerek, kendilerini hakim ve yargının yerine koymamalarını istedi.
2005- 2009 arasında Sol Parti'den Federal Meclis milletvekilliği yapan Türk Azerbaycan Birliği Başkanı Hakkı Keskin, "Federal Meclis yargı ve hakim yerine kendini koyamaz. Biz olayların gerçek boyutuyla bilinmesini istiyoruz" dedi.
1915 yılında Osmanlı devletinde yaşanan olayların soykırım olmadığına dair binlerce bilimsel veri bulunmasına rağmen yanlış bir kararın dayatılmak istendiğini belirten Keskin, kararın mecliste çıkmasının, Papa'nın olayları soykırım olarak kabul etmesinden kaynaklandığını savundu.
MECLİS NEDEN DEĞİŞTİ?
Berlin Türk Cemaati Başkanı Bekir Yılmaz da "Geçen yıl Cumhurbaşkanı ve Federal Meclis Başkanı olayları soykırım olarak nitelendirdi. Daha önce meclis, 1915 olaylarını soykırım olarak kabul etmedi. Şimdi ne değişti de daha önce alınan karardan geri dönüyorlar?" sorusunu sordu. Kendilerinin Federal Meclis'in alacağı olumsuz kararı tanımayacağını ve 1915 olaylarıyla ilgili kararın bir tarih komisyonuna bırakılması gerektiğini ifade eden Yılmaz, herkesi yürüyüşe beklediklerini söyledi.
DESTEKLEYEN DERNEKLER
Yarın saat 16.00'da Potsdamer Platz'da başlayacak yürüyüşe Almanya Türk- Azerbaycan Birliği, Almanya- Türk Konseyi, Almanya- Türk Mimar ve Mühendisler Birliği, Avrupa Cumhuriyet Kadınları Birliği, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği, Avrupa Türk Birliği, Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği, Berlin Alperen Ocakları, Berlin Türk Cemaati, Berlin Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Birliği, Dialog für Frieden, DİTİB Berlin Eyalet Birliği, Talat Paşa Komitesi, Türk Eğitim Derneği, Türkiye Gençlik Birliği Avrupa, TürkAlman Toplumu, Türk Okul Aile Birliği Berlin ve Vatanseverler Berlin destek verecek.
İZMİR BAROSU DA DESTEK VERECEK
Berlin'deki yürüyüşe, İzmir Barosu da destek verecek. İzmir Baro Başkanı Aydın Özcan, Birleşmiş Milletler sözleşmesine göre soykırımın bir suç tanımı olduğunu, bu suçun varlığına ancak eylemi yapan ülkenin yetkili ceza mahkemesi veya Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin karar verebileceğini belirtti. Bunların dışında hiçbir kimse, kuruluş ve meclisin bu konuda karar veremeyeceğini vurgulayan Özcan, Türkiye'ye yapıştırılmak istenen 'soykırım yaftasına' engel olmak için mücadele vereceklerini dile getirdi.
Özcan, "Türkiye siyasi iktidarıyla, muhalefet partileriyle, sivil toplum örgütleriyle, 78 milyon Türk halkı olarak dimdik durmalı. Bu nedenle Almanya'da yapılacak yürüyüşü önemsiyoruz. Oradaki Türk toplumu ve Türkiye'den katılımcılar arasında biz de olacağız ve Türkiye'ye yapıştırılmak istenen soykırım yaftasına engel olmak için birlikte mücadele vereceğiz" dedi.
557 STK'DAN AÇIK MEKTUP
Almanya'daki 557 sivil toplum kuruluşunun imzasını taşıyan 'açık mektup' Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Başbakan Angela Merkel ve milletvekillerine de gönderildi. Son derece tartışmalı olan 'soykırım' iddiaları konusunda bir karar alınmasının politikacıların görev alanına girmediği ifade edilen mektupta, "1915 yılındaki tehcir sırasında ve sonrasında yüzbinlerce Ermeninin hayatını kaybetmesi ve yaşanan son derece üzücü olaylardan ötürü büyük üzüntü duymaktayız. Ancak savaş şartları altında yaşanan olaylarda sadece hayatlarını kaybetmiş olan Ermenilerden bahsedip, aynı sayıda hayatını kaybeden Türkleri gözardı etmek yanlış bir tutumdur" denildi.
1915 olaylarının 100 yıldan beri araştırıldığı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne göre 'soykırım' iddiaları için hukuki dayanak bulunmadığı kaydedilen mektupta, aynı zamanda çok sayıda Türkün de Ermenilerin katliamlarının kurbanı olduğuna dikkat çekildi.
Mektupta, Federal Meclis'in alacağı olumsuz bir kararın kabul edilmeyeceği ve böyle bir kararın Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkileri derinden sarsacağı ifade edildi.
CHP'Lİ YILMAZ: SORUMSUZLUK
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Alman meclisinin girişimini "Sorumsuzca atılan provokatif bir adım" olarak değerlendirdi. Almanya'nın böyle bir adım atması halinde Türkiye ile ilişkilerinin gerileceğini savunan Yılmaz, "Bu konuyla ilgili Almanya'da buna öncülük eden partilerin muradı ne olabilir?
Almanya'da 60 bin Ermeni yaşıyor, 3.5 milyon Türk yaşıyor. Almanya'nın yaptığı sorumsuzca atılan provokatif bir adım. Türkiye'ye karşı bu konunun Almanya tarafından iç politik malzeme yapılmasını yanlış buluyoruz. Türkiye, bu sözde Ermeni iddialarıyla, onların şantajıyla çok uğraştı. Bu konunun parlamentoların görevi olmadığını dile getiriyoruz" dedi.
DÜŞMANLIKLAR KÖRÜKLENİYOR
Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı ve eski CHP Milletvekili Umut Oran, 'Ermeni soykırımı' önergesinin, hukuk tanımazlığın yeni bir ifadesi olduğunu belirtti. Bir meclisin kendini 'mahkeme' yerine koyması ve hukuki bir olayı 'siyasileştirme' çabasının iyi niyetle bağdaşmadığını vurgulayan Oran, Fransız Yüksek Mahkemesi'nin 8 Ocak 2016'da aldığı bir kararla, 'parlamentoların soykırım iddialarıyla ilgili hüküm vermeye yetkili olmadıklarını' belirttiğini hatırlattı.
Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi'ne göre de bu konuda yetkilinin mahkemeler olduğunu anımsatan Umut Oran, "Görünen o ki soykırım iddiaları, Türkiye ve bölge üzerinde planları olan ülkeler tarafından dün olduğu gibi bugün de bir tehdit unsuru olarak kullanılmak istenmektedir. Tarihi gerçekler ortada olmasına rağmen parlamentolar eliyle 'alternatif tarih' yaratma çabaları aynı zamanda düşmanlıkları körüklemeye yöneliktir. Halkların birbirine düşman edilmesinin kimseye faydası olmamasına rağmen bazı ülkelerin her konuyu 'ötekileştirme, ayrıştırma, düşmanlaştırma ve çatıştırma' gerekçesi olarak görmesi, emperyalist yıkıcılığa örnek olması anlamında dikkat çekicidir" dedi.