Altın Portakal'ın Yemeği Sönük Geçti
51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali nedeniyle Mardan Palace Otelde verilen yemeğe katılım düşük oldu.
51'incisi düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali nedeniyle Mardan Palace Otel'de verilen yemeğe katılım düşük oldu. 1000 kişilik rezervasyon yapılan gecede masaların yarısı boş kaldı.
İlyas Salman, Eşref Kolçak, Salih Güney, Ufuk Kaplan, Nilüfer Aydan, Bulut Aras, Yılmaz Erdoğan gibi sanatçıların yer aldığı geceye, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, eşi Ebru Türel ile katıldı. Gecenin en küçük misafiri ise Nilüfer Aydan ile Yılmaz Duru'nun torunu Serhan Erdem Duru oldu. Seda ve Turhan Duru çiftinin çocukları Serhan Erdem Duru, gecede kucaktan kucağa alınıp sevildi.
'AYRIŞMAYI ÜZÜNTÜYLE TAKİP EDİYORUM'
Başkan Menderes Türel, gecede yaptığı konuşmada ise sinemada özgürlüklere değindi. Türel, yarım asırlık bir gelenek olarak nitelendirdiği Altın Portakal Film Festivali'yle birlikte bu yıl aynı zamanda sinemanın 100'üncü yılını da kutladıklarını söyledi. Sinema sanatçılarıyla sinema tutkunlarını bir araya getiren festival sayesinde kolektif bir hafıza oluşturulduğunu anlatan Türel, bu organizasyona katılanların da Antalya'ya ayrı bir renk kattığını söyledi. Son zamanlarda ve son günlerde herkesin birbirini anlamaya ihtiyacı olduğunu da vurgulayan Türel, Türkiye'de sanatçılara zaman zaman birtakım ayrıştırma suçlamalarını şahsen üzüntüyle takip ettiğini söyledi.
'SANSÜR, SANATTAKİ DOĞURGANLIĞI ÖNLER'
Örnek olarak İskender Pala, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Sezai Karakoç gibi isimleri veren Türel, "Sanat ve sanatçı ayrıştırmaz, birleştirir. Bütünleştirir. Oysa Türk sineması Filiz Akın'larla, Fatma Girik'lerle, Hulusi Kentmen'lerle, Münir Özkul'larla, Nubar Terziyan'larla, Süleyman Turan'larla, Ediz Hun'larla uzun bir dönem bu birleştirici gücünü çok iyi şekilde oynadı ve başardı. Yine bunu hep birlikte başaracağımıza inanıyorum. Şöhret ve para için değil, aşkla, sinema yapan kuşak bu millete sevgi verdi. Veriyor, aynı zamanda sevgi alıyor" diye konuştu. Sansürün ve otosansürün sanatın doğurganlığını önleyeceğini iyi bilen bir kişi olduğunu da anlatan Türel, Antalya'yı bir sinema merkezi yapmak istediklerini açıkladı.
'ANTALYA'YI FİLM PLATOLARIYLA DONATMAK İSTİYORUZ'
Bugün Antalya'nın yılda 12 milyon yabancı turiste ev sahipliği yapan bir kent durumuna geldiğini belirten Türel, şöyle devam etti:
"Antalya sahip olduğu zenginlikleriyle doğal bir film platosu olmaya adaydır. Ama Antalya'yı sinema merkezi yapacaksak, doğal platolarının dışında teknolojinin bütün imkanlarının kullanıldığı platolarla donatılması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Avrupa'nın en eski film festivallerinden biri olan Antalya'yı film platolarıyla donatamazsak, film festivalleri için festival saraylarıyla Antalya'yı buluşturamazsak, hatta hatta Antalya'da dileyen prodüktörün dilediği gibi film çekebilme kolaylığını sağlayamazsak, o zaman bunların hepsi lafta kalır. Biz bunların hepsini hayata geçirmek için çok büyük iddialarla ortaya çıkıyoruz. Bu konuda sinema endüstriesinin bütün aktörlerinin bize destek olması olmazsa olmazdır. Biz bu hedefi yolumuza koyup ulaşmaktan büyük onur duyuyoruz."
FESTİVALDE AKSAKLIKLAR AZALDI
Festival koordinatörü Elif Dağdeviren de masaları tek tek dolaşıp davetlilerle ilgilendi. Festivalin gayet iyi gittiğini aktaran Dağdeviren, geçmişe göre aksaklıkların çok daha az olduğunu açıkladı. Çok yorulduklarını, ancak hiçbir zaman 'Keşke festival bir an önce bitsin' diye de içlerinden geçirmediklerini anlatan Dağdeviren, bunun tatlı bir yorgunluk olduğunu söyledi. 'Keşke' sözcüğünü 'Keşke insanların bakış açıları biraz daha farklı olsa' diye içinden geçirdiğini anlatan Dağdeviren, kimi zaman getirilen eleştirilere şaşırdığını da sözlerine ekledi. - Antalya