Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, UMED Uluslararası Medya Akademisi Sertifika Programı'nda konuştu Açıklaması
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son 20 yılda gerçekleştirilen atılımlar, yapılan düzenlemeler ve altyapı yatırımlarıyla iletişim alanında da şunu açık ve net bir şekilde ifade ediyoruz ki yüzyılın işini 20...
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son 20 yılda gerçekleştirilen atılımlar, yapılan düzenlemeler ve altyapı yatırımlarıyla iletişim alanında da şunu açık ve net bir şekilde ifade ediyoruz ki yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık." dedi.
Altun, İletişim Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) Uluslararası Medya Akademisi Sertifika Programı'nda konuştu.
Akademi programını hayata geçirdiği için UMED'i ve yöneticilerini kutlayan Altun, "Medya Akademisine katkı veren sektör ve akademi temsilcilerine teşekkür ediyorum. Genç iletişimcilerin mesleki bilgi ve donanımlarını artırmaya dönük imkan ve ortamların her biri çok kıymetli. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak her daim bu tür proje ve programlara destek vermeyi, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sürdürmeyi bir borç biliyoruz." diye konuştu.
Teknolojik gelişmeler neticesinde konvansiyonel ve dijital medya alanında büyük dönüşüm yaşandığını ifaden Altun, bu noktada, iletişim alanındaki gelişmelere sadece ayak uydurulmasının değil, aynı zamanda onları hem içerik hem teknoloji olarak yönetmenin son derece kıymetli olduğunu söyledi. Medya gibi dinamik bir alanda, ülke ve dünya gündemini doğru okuyabilecek bakış açısına sahip, bu süreçleri doğru yöntemlerle yönetebilecek aktörlerin, teknolojilerin yetkinlik içerisinde hareket etmesinin önemine işaret eden Altun, şöyle devam etti:
"Sosyal medya mecralarının yaygınlaşması, herkesi sözüm ona 'haberci' haline getirdi. Gel gelelim bu işin mesleki formasyon ve ilkeler doğrultusunda yapılmasının önemi bu süreçte bir kere daha çok açık ve net bir şekilde kendisini gösterdi. Bugün ne yazık ki gazeteciliğin temel kurallarının hiçe sayılabildiğini ve bu duruma da pek çok gazetecinin sessiz kalabildiğini görüyoruz. Haberin temel ilkelerinin çoğu zaman hatırlanmadığını da üzülerek görüyoruz. Buradan sormak istiyorum. Haber sürecinin temel unsularından biri olan teyit mekanizması, Haber'>haber üretim süreçlerinde bugün ne denli işletiliyor? Ne yazık ki çok az işletiliyor. Bugün, yeni bir sözüm ona habercilik türü karşımıza çıkmış durumda. Bu habercilik türü birçok mağdur üretiyor. Rivayet haberciliği, öyleymiş haberciliği, kulaktan dolma habercilik... Haber bağlamında sorulması gereken 'ne, nasıl, neden, nerede, ne zaman ve kim' soruları bugün soruluyor mu? Yeterince değil."
"Bugün siyasette, medyada dezenformasyon ve yalanla mücadele en büyük meselelerden biri"
Demokrasiyi zehirleyen, toplumsal düzeni bozan, kişilik haklarını hedef alan bu kuralsızlığa hem konvansiyonel hem de dijital medya mecralarında şahitlik edildiğini belirten Altun, "El birliğiyle mesleğin önemli isimleriyle, etkili meslek örgütleriyle bu kuralsızlığa, bu dalgaya karşı koymalıyız, direnmeliyiz. Bu dalgaya karşı haberciliği, gazeteciliği korumalıyız." dedi.
Kasıtlı ve sistematik dezenformasyon ve yalan kampanyalarına da şahitlik edildiğini aktaran Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün siyasette, medyada dezenformasyon ve yalanla mücadele, ülkemiz ve dünya için en büyük meselelerden biri haline gelmiş durumdadır. Bu mücadele sürecinde mesleki, ahlaki, hukuki, demokratik ve toplumsal değerlere sahip çıkan medya mensuplarının varlığı çok kıymetlidir. Bu noktada haktan, hakikatten ayrılmayan medya mensuplarına bir kere daha teşekkür etmek istiyorum. Genç iletişimcilerin, genç medya mensuplarının da bu ilkelerle donanmalarının geleceğimiz açısından çok değerli olduğunu düşünüyorum."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "iletişim seferberliği" çağrısının muhatapları arasında hiç kuşkusuz medya kurumlarının, medya mensuplarının bulunduğunu ifade eden Altun, "Ülkemizin karşı karşıya kaldığı yıpratma savaşının konvansiyonel ve dijital medya mecraları üzerinden de gerçekleştirildiği hepimizin malumudur. Bu mücadelede her birimizin ortaya koyacağı gayret ülkemiz için, milletimiz için hayati önemdedir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak, yerli ve milli bir çizgide yürüyen medya kurumlarını ve medya mensuplarını hakikat mücadelelerinde en önemli paydaşlardan biri olarak gördüklerini belirten Altun, "Hep birlikte omuz omuza, bir yandan ülkemizin atılımlarını, itibarını, marka değerini pozitif iletişim kampanyalarıyla korumaya çalışmalı ve yükseltmeliyiz. Öte yandan da Türkiye karşıtlarının, terör örgütlerinin algı operasyonlarını, çarpıtmalarını, tezviratlarını ifşa edecek, yalanlarını ortaya dökecek ve dezenformasyonlarıyla mücadele edecek bir dinamizm içerisinde olmak durumundayız." dedi.
"Dijitalleşme belki de en çok iletişim alanında çığır açtı"
İletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmenin, sosyal ilişkilerden habere ulaşmaya birçok yeniliği beraberinde getirdiğini söyleyen Altun, şöyle konuştu:
"Belki de yüzlerce yıldır süregelen, kullanılan teknolojilerin, iletişim araçlarının çoğu, son 30 yılda çok ciddi anlamda değer kaybetti. Dijitalleşme belki de en çok iletişim alanında çığır açtı ve yenilikleri hayatımıza entegre etti. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son 20 yılda gerçekleştirilen atılımlar, yapılan düzenlemeler ve altyapı yatırımlarıyla iletişim alanında da şunu açık ve net bir şekilde ifade ediyoruz ki yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık. Bu süreçte, Cumhurbaşkanımızın vizyoner liderliği ülkemizi iletişim teknolojileri bakımından hep en önde giden, öncü olan ülkeler arasına yerleştirdi. Türkiye, bilgi ve iletişim teknolojilerine yapılan büyük yatırımlarla dünyada adından söz ettiren bir ülke konumundadır. Herkesin bu teknolojik yeniliklere ulaşabilmesiyle de ülkemiz bu anlamda farkını göstermektedir. Bugün yeni nesil iletişimcilerin yetiştirilmesini konuşabiliyorsak bunda Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde iletişimin altyapısına yapılan yatırımların önemli bir rolü vardır. Bu dönemde bilgi ve iletişim teknolojileri sektörümüzün büyüklüğü de 2021 yılı itibarıyla 266 milyar liraya ulaştı. Sektördeki toplam istihdam 185 bin kişiye ulaşırken, bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün ihracatı 2 milyar doları bulmuştur."
İletişim altyapısını her geçen gün güçlendirmeye devam ettiklerini vurgulayan Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vizyonuyla uzaya gönderilen Türksat 5B uydusunun da bugün hizmete alınacağını söyledi.
"Ülkemizin her alanda altyapısını yenileyerek geliştirirken diğer yandan, farklı imtihanlarla, saldırılarla, meydan okumalarla da karşılaşıyoruz." diyen Altun, Türkiye'nin yükselen güç olarak kendini göstermesiyle dijital mecralar kullanılarak Türkiye aleyhindeki kampanyaların sayısının da her geçen gün attığına dikkati çekti. Bu durumun da dijitalleşmenin olumsuz etkisi olarak görülebileceğini söyleyen Altun, şunları kaydetti:
"Ağ Toplumu isimli abidevi eserin yazarı Manuel Castells, karşı karşıya kaldığımız uluslararası iletişim düzenini enformasyonelizm kavramıyla açıklamıştır. Castells'e göre enformasyonelizm ile birlikte eşitsizlik, adaletsizlik, yoksullaşma, kutuplaşma ve toplumsal dışlanma günümüz uluslararası gerçekliğinin bir ayrılmaz parçasına dönüşmüştür. Etkileriyle yüzleştiğimiz küresel ağ toplumu içinde bir yanda imtiyazlı elitler vardır ona göre, öte yanda ise dışlanmışlar vardır. Bu bağlamda karşımızda bir küresel sömürü düzeninin olduğundan bahsedebiliriz. Daha doğrusu 200 yıl önce kurulan Batı sömürge düzeninin enformasyon alanında da kendisine yeni bir formatta alan bulduğunu, kendisini bu alanda ürettiğini söyleyebiliriz. Biz küresel alanda sömürünün her düzeyine karşı olduğumuz gibi enformasyon alanındaki eşitsizliğe, adaletsizliğe ve sömürü düzenine de karşıyız. Enformasyon alanındaki küresel adaletsizliğe karşı mücadele etmek için de yeni nesil iletişimcilerimize önemli görevler düşüyor. Doğru ile yanlışın, gerçek ile yalanın arasındaki çizginin önemini idrak ederek yapacağınız çalışmalar, kendinize meslekte hem saygın bir yer kazandıracak hem ülkemizin marka değerine katkı sunacak hem de uluslararası alandaki adaletsiz enformasyon düzeninin ortadan kaldırılmasına yönelik önemli bir katkı sunacaktır."
"Mesleki donanım ve yetkinlikle varlık göstermeniz son derece hayatidir"
Haberciliğin, tıklama sayılarına ve okunma sürelerine indirgendiğini, bu durumun da dijitalleşmenin sektöre olumsuz etkilerinden biri olarak söylenebileceğini anlatan Altun, bu türden kaygılar güdülerek yapılan habercilikte hakikatin yerini asparagas habere, sahte bilgiye bırakabildiğini, hedefin, hakikate hizmet değil, sansasyon yaratmak, reyting üretmek olduğunu ifade etti. Altun, şöyle konuştu:
"Bu olumsuzluklar karşısında elbette bize düşen de sorumlu bir medya ortamı inşa ederek, basın meslek ve ahlak ilkelerini yeniden ayağa kaldırmak olmalıdır. Yeni nesil iletişimcilerden beklentimiz dijitalleşmeyi, teknolojik yenilikleri kullanırken popüler olma, siyasi ve ekonomik rant sağlama gibi kaygılardan arınmış olmalarıdır. Gazeteciliği bir meslek olarak gördüğüne inandığım siz genç iletişimcilerin, mesleki donanım ve yetkinlikle varlık göstermeniz son derece hayatidir. Mesleğinizin saygınlığına halel getirmeden Türkiye'nin milli çıkar ve menfaatleri doğrultusunda hakikatin temsilciliğini yapacağınıza yürekten inanıyorum."
Dezenformasyonla mücadele yasası
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak Türkiye'ye karşı yürütülen dezenformasyona karşı büyük bir mücadele verdiklerine dikkati çeken Altun, şunları kaydetti:
"Kendisini siyaset üstü konumlandıran, birey ve toplumun iradesini ipotek altına almak için büyük bir sistem kuran sosyal medya mecralarıyla mücadele ediyoruz. Türkiye markasına, Türkiye'nin itibarına zarar vermek için her fırsatı değerlendiren mecra ve kesimler için de hukuki düzenlemelerimizi yapıyor, sektörün beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda mevzuat çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hiç kuşkusuz yalan haber ve dezenformasyonla kamu düzenini bozmak, kişilik haklarına saldırmak, tüm demokrasilerde suç olarak kabul edilir ve cezai süreçlere tabidir. Bu doğrultuda hazırlanan bir kanun teklifi de bugünlerde Meclisimizde görüşülüyor. Türkiye aleyhinde dezenformasyon yapan, yalan haber üreten kesimlerin rahatını bozan bu yasal düzenlemenin, demokrasinin, basın özgürlüğünün, kişilik haklarının temellerini güçlendireceğine inanıyoruz. Yapılacak düzenlemelerle daha özgürlükçü bir basın mecrası, ifade hürriyetinin ve kişilik haklarının daha güçlü korunduğu bir medya iklimi yaratılacağını düşünüyoruz."
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak ortaya koydukları "Türkiye İletişim Modeli"ni genç iletişimcilerle, yeni nesil iletişimcilerle güçlendirmek istediklerini vurgulayan Altun, "İletişim modelimizi halkla ilişkilerden kamu diplomasisine, dezenformasyonla mücadeleden kriz yönetimine kadar pek çok alanda kamu çıkarını gözeterek yürüteceğimiz mücadeleyle taçlandırıyoruz ve geniş bir zeminde bu gayreti koyuyoruz. Bu kadar geniş bir ölçekte inşa ettiğimiz iletişim modelimizin gençlerimizin katkılarıyla ülkemizin 2023 hedef ve 2053 vizyonlarına ulaşmasını hızlandıracağına inanıyorum." dedi.
Altun, konuşmasının ardından UMED Başkanı Aslan Değirmenci ile birlikte Uluslararası Medya Akademisi'ni tamamlayanlara sertifikalarını verdi.