Alzheimer'dan Korkma, Geç Kalmaktan Kork!
Hiçbir yöntemin hastalığı durdurmaya yetmediği ve günden güne büyüyen oranlarıyla ciddi bir tehlikeye dönüşen Alzheimer'a devrim gibi çözüm REEM Nöropsikiyatri'den geliyor.
Bilim dünyası şu sıralar hareketli günler yaşıyor. Bu hareketliliğin sebebi ise Türkiye'den gelen sevindirici bir haber. Tedavisi henüz bulunamayan hastalıkların başında gelen ve dünyada yaklaşık 30 milyon kişide bulunan Alzheimer'a, REEM Nöropsikiatri Kliniği çok önemli bir tedavi yöntemi yarattı. Hastalığı durdurmayı başaran ve bu alanda dünyadaki tek klinik olan REEM'in kurucusu Dr. Mehmet Yavuz, konuya ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunarak tedavinin detaylarını paylaştı.
ALZHEİMER NEDİR?
Alzheimer, yaş ilerledikçe unutkanlıkla ortaya çıkan, hafıza, konuşma gibi durumlarda sorunlar yaşanan, günlük yaşamın gerektirdiklerini uygulayamama gibi problemlere yol açan bir hastalıktır.
ALZHEİMER'LI HASTA SAYISI 10 YIL İÇİN 2 KAT ARTACAK!
Alzheimer hastalığının ana hatlarıyla unutkanlık hastalığı olduğunu söyleyen Yavuz, "Tüm demans türleri içerisinde yaklaşık % 70 ve tamamını kapsayan bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle son döneme ait bilgilerin yer aldığı bölgedeki hafıza kayıpları ile başlıyor. İlerleyen yıllarda ise tüm hafıza sistemini ele geçiriyor. Sonrasında ise hareket ve motor merkezleri kognitif pozisyonların bozulmasıyla kendini gösteriyor. En nihayetinde asıl trajik olan konu ise 8 yıl sonra büyüğümüzün, anne veya babamızın giderek çocuklaşması ile karakterize olan bir tabloyla karşı karşıya kalınması..." dedi.
Dolayısıyla hadise, kişi için ciddi bir tablo oluşturduğu gibi aynı zamanda hasta yakınları için de tam bir yıkım yaratıyor. Çünkü insanların kendi anne ve babalarının giderek çocuklaştığını kabullenmesi oldukça zor bir durum. Bu sebeple Alzheimer hastalarını tedavi ederken aynı zamanda hasta yakınlarını da rehabilite ettiklerini söyleyen Mehmet Yavuz, Alzheimer hastalığı ile ilgili korkutan istatistikler verdi. Tüm dünyada yaklaşık olarak 30 milyon olan Alzheimer'lı hasta sayının ülkemizde 600 bin ile 700 bin civarına olduğu tahmin edilmekte. Ancak meselenin korkutucu yanı bu sayının önümüzdeki 10 yıl içinde ikiye katlanarak artma olasılığıdır.
SEBEBİ ELEKTROMANYETİK KİRLİLİK OLABİLİR
Alzheimer hastalığının katlanarak artmasının sebebini tam olarak bulunmadığını söyleyen Yavuz, "Kişisel düşüncem, elektromanyetik kirlilik. 1970'lerde Alzheimer ile ilgili 30 kadar bilimsel yayın vardı. Yani bilim adamlarının çok ciddiye aldığı bir hastalık değildi. 2010 yılında ise yayın sayısı 30 bine ulaştı. Yani, tam 1000 kat bir atıştan söz ediyoruz. Bu demektir ki Alzheimer hastalığı da geçmiş yıllarda katlanarak arttı. Bilim adamları ve hekimler olarak biz inanılmaz yükselişi ve arkasında yatanları bulmak zorundayız" dedi.
"14 YILDIR BU TEDAVİ PROJESİ ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ"
Alzheimer hastalığıyla ilgili olarak 14 yıldır bir tedavi projesi üzerinde çalıştıklarını vurgulayan Mehmet Yavuz ciddi bir ilerleme kaydettiklerini ifade etti. Reem Nöropsikiyatri kliniğinde yapılan çalışmalar ışında Alzheimer hastası tam olarak eski haline döndürülmese de hastalık kontrol altına alının ilerlemesi durdurulabiliyor.
"HASTALIĞI DURDURUYORUZ"
Alzheimer hastalığında yapılan beyin incelemeleri göstermiştir ki, özellikle beyinde ana bellek bölgelerinde bir metabolizma düşüklüğü söz konusudur. Reem Nöropsikiyarti kliniğinde yapılan 'Manyetik Uyarı' tedavilerinin uygulanan bölgede metabolizmayı yükselttiği görülmüştür. Bu durum bilimsel araştırmalarla da ispat edilmiştir.
Bu durumu Yavuz şöyle açıklıyor. "Alzheimer'da bir metabolizma düşüklüğü olduğuna ve manyetik uyarılar da metabolizmayı yükselttiğine göre, ana bellek bölgelerine manyetik uyarı yapsak nasıl olur diye düşündük. İlerleyen süreçte gördük ki, yaptığımız manyetik uyarı uygulamaları hastalık sürecini durdurmakta, hastalığın ilerlemesini ve ağırlaşmasını engellemektedir. % 10.7 civarında bir iyileşme kaydediyoruz ve o seviyede kalıyor. Bizim tedavimiz altındaki Alzheimer hastaları, kısmen bir iyileşme gösterdikten sonra, ilerleyen yıllarda herhangi bir ağırlaşmaya, kötüleşmeye tabi olmuyor. Ve sonuç, hastalığı artık durdurabiliyoruz" ifadelerini kullandı.
BU TEDAVİ İÇİN HASTALIĞIN ERKEN TEŞHİS EDİLMESİ ANAHTAR KELİME!
Hastalara uygulanan başlangıç tedavisinden sonra idame tedavilerle hastaları takip ettiklerini söyleyen Yavuz, "Hastalarımızı ayda bir veya iki kere davet ediyoruz. Bu şekilde de mevcut tedavi pozisyonumuzun korunmasını sağlıyoruz. Bundan 3 sene önce kendi kliniklerimizde bilimsel araştırma yaptık. 17 kadın ve 13 erkekten oluşan bir grubumuza tedavinin başlamasının öncesinde ve sonrasında hafıza testleri yapıldı. Bu kişilere manyetik uyarı tedavileri uygulandı. Hafıza testleriyle durumları değerlendirildi ve bu hastalar 3 yıl boyunca takip edildi. Hala daha takip ettiğimiz hastalarımız mevcut. Tedaviye aldığımız hastaları yüzde 10,7 oranında düzeltebiliyoruz ve bu seviyede tutabiliyoruz." dedi
Alzheimer hastalığının sebepleri olarak 2 nokta üzerinde duruluyor. Birisi özellikle nöronlar arasındaki iletişimi bozan amiloid plakların ve nörofibril yumakların hücreler arasındaki bölgede birikmesi, ikinci sebep de Tau denilen bir toskit proteinin hücre içinde birikmesi. Bu amiloid plakları ortadan kaldırılabilirse kısmen tedavi edilebileceği iddia ediliyor. Ancak Mehmet Yavuz'a göre oluşan amiloid plaklar, nöronun aktivitedeki metabolizma düşüklüğünden kaynaklanıyor. Hücrenin metabolizması düştüğü için artık moleküller oluşuyor ve maddeler tam yanamıyor. Bunlar hücre dışında birikiyor. Nöronun metabolizması yükseltilmediğinde amiloid plakları yok edilse bile hastalık kontol altına alınamıyor.
Dünya'da Alzhmeimer'ı durduran ilk ve tek tedaviyi uyguluyoruz
Dr. Mehmet Yavuz "Reem Nöropsikiyati'nin uygulanan yöntemde nöronal metabolizma yükseldiği için temelden hastalığa müdahale söz konusu oluyor. Reem kontrolünde takip edilen 30 hastanın durumunda bir ağırlaşma veya kötüleşme gözlenmedi. Tabi, buradaki en önemli nokta hastalığın erken dönemde fark edilmesi. Hasta bize hangi seviyede gelirse, hastalığı o seviyede tutuyoruz. Maalesef ilerleyen bir dönemde gelen hastalara çok fazla müdahale edilemiyor. Hastalığın seyrinin daha da kötüleşmesini engelliyoruz ancak ileri seviyelerde bu durumun çok büyük bir katkısı olmuyor. Bu anlamda; hastalarımızın bize başlangıç ve orta seviyede gelmesi önemli. 14 yıllık çalışmamız sonucunda Alzheimer hastalığını dünyada ilk olarak durdurabilmeyi başardık" değerlendirmesini yaptı.
Hastalığın ilk döneminde tamamen iyileşmek mümkün!
Alzheimer için ilerleyen dönemlerde tedavilerin hangi boyuta geleceğini bilmediklerini ifade eden Yavuz, "Buradaki dejenerasyonun geri dönüşü zor. Ama biz en azından hastalığın ilerlemesini durdurmayı sağlamış durumdayız. Özellikle başlangıç döneminde gelen hastaları tamamen iyileştirebiliyoruz. Bu böylesi bir hastalık için devrim gibi bir yenilik!
Hafıza kayıpları ilk belirtisi
Alzheimer hastalığı hafıza kayıplarıyla başlıyor. Ancak işin komplike yanı daha eski anılar ve hafızaya kayıtlı bilgiler biraz daha netleşiyor. Yani, hasta 20 yıl öncesini çok iyi hatırlarken, bir gün önce nereye gittiğini hatırlamıyor. Eski hafızası daha canlı olduğu için insanlar yanılıyor. Bu nedenle hastaların doktora başvurma süresi uzuyor. Zaten bu hastalığı kişinin kendisinden ziyade etrafındaki insanlar fark ediyor. Alzheimer hastası olan bir kişi kendi durumunu farkına bile varamıyor. Alzheimer hastalığını, yaşa bağlı bellek bozukluğundan ayıran durum da bu fark. Yaşa bağlı bellek bozukluğunda kişi unutkanlığını bilir. Bununla ilgili hekime gider, çözüm arar. Ancak Alzheimer'da bu durum tam tersidir. Çevresindeki insanların bir şeyleri fark etmesiyle çözüm süreci başlar. Eğer hastanın çevresindeki kişiler tabloyu erken fark ederse bu tedavi yöntemi için iyileşme durumu söz konusudur. Yani, her hastalıkta olduğu gibi Alzheimer hastalığında da erken teşhis çok önemlidir.