Anabilim Eğitim Kurumları'nın Okul Tanıtım Günü
Anabilim Eğitim Kurumları tarafından her yıl düzenlenen Okul Tanıtım Günü, K. Ataşehir Merkez Kampüsü'nde çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Anabilim Eğitim Kurumları tarafından her yıl düzenlenen Okul Tanıtım Günü, K. Ataşehir Merkez Kampüsü'nde çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Anabilim Eğitim Kurumları'nın Okul Tanıtım Günü, Ortaokul Müdürü Mualla Çolak, İlkokul Müdürü Ayşe Peker, Müdür Yardımcısı Dilek İkizoğlu, Yabancı Diller Bölüm Başkanı Hülya Salihoğlu, Rehberlik Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Oktay Aydın, ÜYEP Danışmanı Prof. Dr. Uğur Sak, Spor Kulübü Koordinatörü Barış Bu ve İcra Kurulu Üyesi ve Anabilim Kariyer Akademisi (AKA) Koordinatörü Ceylan Adanalı başta olmak üzere çok sayıda eğitimci ve velinin katılımıyla gerçekleşti. Sunuculuğunu spor spikeri Emre Tilev'in yaptığı program, Anabilim Eğitim Kurumları'nın müzik öğretmenlerinden oluşan grubun müzik dinletisi ve ardından barkovizyon gösterisiyle başladı. Yabancı dilden yönetim yapısına, eğitim programından ödev politikasına, sınıf öğretmenliği sisteminden ölçme değerlendirme sistemine geniş çerçevede analizin yapıldığı ilk bölümün ardından konuklar, hem tanıtım masalarını ziyaret ederek hem de kampüs binasını gezerek okul hakkında bilgi sahibi oldu.
Anabilim Eğitim Kurumları'nda yalın, anlaşılır ve eğitimin içeriğini dolduracak bir seviyeye geldiklerini belirten Oktay Aydın, "Anabilim Eğitim Kurumları'na giren bir çocuğun, buradan mezun olduğunda hangi alanlarda güçlenmesi gerektiğini düşünerek bazı yapılar oluşturduk. Bunlar, Düşünme Becerileri, Kişilik Geliştirme, Yetenek Geliştirme ve Yabancı Dil Programları. Yani biz, düşünme becerileri güçlü, kişilik kalitesi yüksek, yetenekleri keşfedilen ve yabancı dilleri gelişmiş bireyler istiyoruz. Dolayısıyla bütün yapı 4 ayak üstüne oturtulmuş durumda. Bizim burada belirttiğimiz her şeyin arkasında Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) istediği standartlarda ve bu okula özel hazırlanmış programlar vardır" şeklinde konuştu.
Öğrencilerin kapasitelerini en iyi şekilde kullanabileceği özgün müfredat oluşturduklarını söyleyen Ölçme ve Değerlendirme Birim Danışmanı Dr. Özgür Şimşek ise, çağ değiştikçe bireylerin ihtiyaçlarının farklılaştığını söyledi. Şimşek, "Bu okulda uygulamak istediğimiz sistem farklılaşmış eğitim dediğimiz anlayıştır. Öğrenciyi merkez alan ve onun sahip olduğu özelliklerle bağdaştıracak bir yapı kurgulamaya çalışıyoruz. Merkezdeki kurgumuz, MEB'in temel müfredatıdır. Bunun yanı sıra güçlü bir ölçme ve değerlendirme birimi oluşturduk ve özgün öğretim materyallerine sahibiz. Ulusal müfredatı bir kenara koyamıyoruz fakat bunu zenginleştirerek öğretmenlerimize ve okulumuza uygun hala getiriyoruz ki başarılı bir noktaya gelelim" ifadelerine yer verdi.
"TÜRKİYE'DE İSPANYOLCAYI BİRİNCİ DİL OLARAK OKUTAN İLK OKULUZ"
Türkiye'de İspanyolca eğitimini birinci yabancı dil olarak veren ilk kurum olduklarını ve öğretmenlerini titizlikle seçtiklerini belirten Hülya Salihoğlu, " Türkiye'de İspanyolcayı birinci dil olarak okutan ilk okuluz. Bu büyük bir başarıdır. Yıllardır, 'Yabancı dil biliyordum ama unuttum' ya da 'Anlıyorum ama konuşamıyorum' tarzında sorular alıyorum. Özel okul deyince akla ilk olarak yabancı dil öğrenimi geliyor. Dil öğretmek kolay değil. Bu nedenle dershanelerde değil özel okullarda öğrenilebiliyor. Okul tercih ederken seçici olmak önemli, çünkü ülkemizde yabancı dil öğrenimi hala sorunlu. Biz Anabilim Eğitim Kurumları'nda 1. sınıfta 9 saat İngilizce öğretmeye başlıyoruz. Olması gereken budur, çünkü 1. sınıfta her yeteneği geliştirmek gerekiyor. Öğrenciler 8. sınıfın sonunda B1 ya da B2 düzeyine geliyor. 2 ve 3. sınıflardan itibaren ise Almanca ve İspanyolca eğitimleri veriyoruz ve yine 8. sınıfın sonunda da bu dillerden A2 düzeyine geliniyor" şeklinde konuştu.
Üstün yetenekli çocuklara yönelik uygulanan eğitim programları hakkında bilgi veren ve bu çocukların normal sınıflarda eğitim almaları durumunda akademik potansiyellerinin gerisinde kaldıklarına dikkat çeken Prof. Dr. Uğur Sak, 1. sınıftan 4'e kadar üstün yeteneğe yönelik tüm programları tamamladıklarını ve her sınıf düzeyinde 5 farklı ders verdiklerini belirtti. Sadece Türkiye'de değil, Avrupa ve Amerika'da da hayal edilemeyen bir başarı yakaladıklarını vurgulayan Sak, "Her akademisyen anaokulundan liseyi bitirene kadar MEB programına paralel bir program geliştirmek ister. Biz bunu Anabilim Eğitim Kurumları'nda başardık. Bir tarafta MEB programını uygularken diğer tarafta ise bu programın yetersiz olduğu üstün yetenekli çocuklara yönelik programlar geliştirdik. Türkiye'de bu çocuklar için özel bir okul geliştirmeyi hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.
Anabilim Eğitim Kurumları'nın etüt programı hakkında bilgi veren ve öğrencilerin ihtiyaçlarına yönelik etüt uygulamaları olduğunu söyleyen Mualla Çolak, "Özellikle 1. sınıf öğrencilerinin okuma yazma hızlarına yönelik okul başlamadan 2 hafta önce özel etüt veriyoruz. 4. sınıf öğrencilerinde ise yazılı sınavlarda 70 barajının altında kalınca zorunlu etüt uyguluyoruz. Üniversiteye hazırlanan 12. sınıf öğrencilerine yönelik olarak ofis uygulamalarımız oluyor. Burada iki önemli husus var. Bunlar; Türkçe, Matematik, Sosyal Bilgiler, Fen Bilgisi gibi derslerden olan temel eksiklikleri tamamlamak ve soru çözümüne geçmek" dedi.
YETENEK GELİŞTİRME PROGRAMI
Yetenek Geliştirme Programı'nın detaylarını katılımcılarla paylaşan Dilek İkizoğlu, 4. yıl itibariyle Beden Eğitimi ve Müzik derslerinde branşlaşma başladığını söyledi. İkizoğlu, "Beden Eğitimi'nde ilk 3 yıl çocuklarımız, hem fiziksel gelişimleri bakımından değerlendirilirler hem de ders programları farklı spor dallarını deneyimleyecek şekilde ayarlanır. Birkaç haftalık periyotlarla yüzme, tenis, basketbol ve jimnastik gibi farklı branşlarda spor yaparlar. Her yılın sonunda çocukların gelişimleri değerlendirilerek raporlanır. 3. yılı bitirip 4. sınıfa geçen öğrencimiz artık Beden Eğitimi dersinde kendine uygun spor dalını seçer. Müzik için de aynı şekilde ilk 3 yıl temel eğitim mantığı ile gider, 4. Yılda öğrenciye uygun olan müzik enstrümanını çalmak üzere kendi branşını seçer" diye konuştu.
Dönemsel olarak yaptıkları veli toplantılarının olmazsa olmaz olduğunu söyleyen Ayşe Peker, "Her dönem bir kez gerçekleştirdiğimiz veli toplantıları bizler için yeterli değil. Ayrıca öğretmenlerimize her gün özel olarak veli görüşme saatleri belirleniyor. Velilerimiz de arzu ettikleri zaman bu gün ve saatlerde randevu alarak sınıf ve branş öğretmenlerimizle görüşürler. Eğer çocuğumuzla ilgili herhangi bir sıkıntı yaşadıysak hiç beklemeden bunu velimizle paylaşırız. Böylece çok çabuk yol kat ederek sonuca ulaşmış oluyoruz.
Modern teknolojinin son imkanlarıyla hazırlanan salonlara spor kulübü çalışmalarına devam etiklerini söyleyen Barış Bul, "Lokomatif branşımız yüzme. Onun yanında basketbol tenis ve jimnastik branşlarında hizmet veriyoruz. 25 metre yarı olimpik yüzme havuzuna sahibiz. Basketbol ve voleybolda ise kapalı spor salonumuz kullanılıyor. Geçen sene Anabilim Spor Kulübü küçükler, yıldızlar ve gençlerde okullar arası yüzme müsabakalarında Türkiye Şampiyonluğu elde ettik. Bugüne kadar hiçbir okulun yapabildiği bir şey değildi. Liselerarası Dünya Şampiyonası Müsabakası'na katıldık ve 2. olduk. Hedefimiz önümüzdeki yıl Polonya'da yapılacak müsabakada bu başarıyı tekrarlamak ya da daha iyisini yapmak" dedi.
Anabilim Kariyer Akademisi olarak öğrencilerin anaokulundan üniversiteye kadar kariyer planlamasını yaptıklarını belirten Ceylan Adanalı, "Çocuklarımızın daha üst noktaya taşınması için çalışmalar yapıyoruz. Velilerimizin de kişisel gelişmeleri için pek çok programlar geliştirdik. Öğrencilerimiz kendi anne ve babalarına karneler verdi. AKA'yı Anabilim Eğitim Kariyerleri bünyesinde fakat ders saatleri dışında gerçekleşen bir VIP program olarak düşünebilirsiniz" dedi. - İSTANBUL