Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu'nun iftarı -
Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Cengiz Hortoğlu, "Artık birilerinin İslam'ın barış ve sevgi dini olduğunu söylemesi lazım" dedi.
Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Cengiz Hortoğlu, "Artık birilerinin İslam'ın barış ve sevgi dini olduğunu söylemesi lazım" dedi.
Hortoğlu, Polat Renaissance Hotel'de düzenlenen "Kur'an-ın Boyası Ehli Beyt'in Mayası Birlikten Dirliğe" temalı iftar programında yaptığı konuşmada, programın bu yıl 4. yılında olduğunu söyledi.
Anadolu insanının İslam anlayışının ve Ehli Beyt öğretisinin bütün insanları aydınlatabilecek büyüklükte olduğunu kaydeden Hortoğlu, yol büyüklerinin "Birbirinizi sevin, sevgi gösterin" dediğini ifade etti.
Krizin ve kaosun hakim olduğu İslam coğrafyasında katliam ve kargaşanın ön plana çıktığını vurgulayan Hortoğlu, "Artık birilerinin İslam'ın barış ve sevgi dini olduğunu söylemesi lazım. Artık birilerinin, 'Müslümanım' diyorsa birbirlerine adaletle hükmetmeleri, merhamet göstermeleri ve iyilikte bulunmalarının Müslümanlığın gerçek yaşam şekli olduğunu anlatması lazım" dedi.
İnanma ve inancını özgürce yerine getirebilme hakkının teslimini istediklerini hatırlatan Hortoğlu, şiddete başvurmadan haklarını takip edeceklerini dile getirerek, cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili de oylarının, ayrım yapmayacak bir cumhurbaşkanı adayıyla şekilleneceğini kaydetti.
- Cem Vakfı Onursal Başkanı Doğan
Cem Vakfı Onursal Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan ise bu ve benzeri toplantılarda benzer ifadelerin yerine farklı şeylerin konuşulmasının daha doğru olabileceğini söyledi.
Şii-Sünni çatışmasının çok uzun yıllardan beri devam ettiğini anlatan Doğan, "İran ile Irak arasındaki Şii-Sünni çatışmasında 2 milyona yakın insan ölmüştür. 8 yıl süren bir savaş devam ede gitmiştir. Her yıl Hindistan ile Pakistan arasında yine oradaki Müslümanlar Şii ve Sünni diye ikiye ayrılmakta ve her yıl bin 500 ila 2 bin arasında insan öldürülmektedir. Öyleyse barış ve sevgi dini olan İslam'ın uygulanmasında bir terslik var. Bunu artık saklamadan, açık yüreklilikle söylemek ve çocuklarımıza anlatmak zorundayız" diye konuştu.
Cihadın kavram anlamına yönelik eleştirilerini dile getiren Doğan, cihadın gönül fethetmek olduğunu belirterek, cihadın, Horasan erenlerinin Orta Asya'dan Anadolu'ya göç hareketlerinde kendi bellerinde taşıdıkları tahta kılıçlarla gönül fethetmeye çıkma olayları olduğunu kaydetti.
Doğan, cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin ise "Aleviler kamil insanlardır. Kime oy vereceklerini bilirler" dedi.
- MHP Grup Başkanvekili Vural
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise sözlerin anlamından ziyade bir arada oruç açmanın en büyük mesaj olduğunu vurguladı.
Vural, "Bizi biz yapan bu değerlerle hep beraber şunu diyebilmemiz lazım: 'Alevisi, Sünnisi, semahı, zeybeği, horonu, karşılaması ve üç mumu benim' demek lazım. 'Hacı Bayram Veli'si, Hacı Bektaş-ı Veli'si, Ahi Evran'ı, Şeyh Edebali'si benim' diyebilmemiz lazım, 'bizim' diyebilmemiz lazım. Onun, bunun değil" diye konuştu.
MHP olarak bir cumhurbaşkanı adayını topluma bir alternatif olarak sunduklarını ifade eden Vural, "Cumhurbaşkanı hakem olacak. Herkese yakın olacak. Herkesin ulaşacağı birisi olacak" dedi.
Cumhurbaşkanı adaylarının sadece partilerinin ilke ve esaslarıyla sınırlı olmadığını anlatan Vural, "Bu ülkede başkaları da var. Başka partilere gönül vermiş insanlar da var. O bakımdan biz partici bir cumhurbaşkanı istemiyoruz. Biz, uzlaşma ve diyaloğu yapabilecek bir cumhurbaşkanı olsun istiyoruz. Biz, demokrasiden, hukuk devleti ve özgürlüklerden yana bir cumhurbaşkanı olsun diyoruz" şeklinde konuştu.
Siyasi ve dar polemiklerin cumhurbaşkanlığı makamına taşınmaması gerektiğini aktaran Vural, cumhurbaşkanlığı makamının kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı bir makam olmasını hep birlikte engelleyebileceklerini kaydetti.
Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal da birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Öze inilmesi gerektiğinde kökü ve gövdesi bir olanların asla birbirlerine soğuk bakamayacaklarını anlatan Bal, "Medeni insan, çok para kazanan insan değildir. Medeni insan, çok tüketen insan değildir. Medeni insan, kendisiyle barışık insandır. Dini, mezhebi ne olursa olsun insanlarla barışık insandır. Çevreyle barışık insandır. Kısacası yaşatmaya formatlı insan, medeni insandır" ifadelerini kullandı.
Sanatçı Orhan Gencebay da burada bütün gönüller, istekler ve duyguların bir olduğunu, çok güzel bir ortam bulunduğunu belirterek, "Burada birçok dostum var. Güzel olan her şeye destek veriyoruz. Yaradanın yarattığı güzelliğe sahip çıkıyor ve destek oluyoruz. Yaradan ne yarattıysa güzel yaratır" ifadelerini kullandı.
- Cumhurbaşkanı Gül'ün mesajı
Öte yandan, iftar programında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün gönderdiği mesaj da okundu.
Mesajında bu buluşmanın, farklı kesimleri bir araya getirerek ülkenin birliği ve dirliğine hizmet ettiğine yürekten inandığını, etkinliğin sadece kitleleri değil, yürekleri de buluşturduğunu vurgulayan Gül, "Bizler bir bütünün ayrılmaz parçalarıyız. Hepimiz biriz, beraberiz ve kardeşiz. Hepimiz ortak bir geçmişi, medeniyeti ve aynı geleceği paylaşıyoruz" ifadelerini kullandı.
Güçlü, mutlu, huzurlu ve müreffeh bir Türkiye'ye ulaşmak için birlik ve beraberliğin korunmasının elzem olduğuna dikkati çeken Gül, şöyle devam etti:
"Parlak yarınları hep birlikte kucaklayacağız. Türkiye'nin farklılıklarını ve çeşitliliklerini zenginlik kabul eden, herkesin birbirine, görüşlerine ve değerlerine ön yargısız şekilde saygı gösterdiği bir ülke olarak gelişmesi sürecinde tüm kesimlerin inanç ve sorumlulukla çalışacaklarından şüphe duymuyorum. Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal gibi gönül adamlarının yaktıkları barış ve hoşgörü meşalesi hiç sönmeyecek, yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir."
Kur'an-ı Kerim okunan ve lokma duası yapılan iftara, Balkanlar başta olmak üzere yurt dışından da çok sayıda Bektaşi dedesinin yanı sıra akademisyenler, iş adamları ve sanatçılar katıldı.