Analiz - İngiltere'de "Sert Brexit" Endişesi Artıyor
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) çıkışının alternatif bir anlaşma sağlanmadan hızlı bir şekilde gerçekleşmesi ihtimali İngiliz ekonomisi üzerindeki belirsizlikleri artırıyor.
GÖKHAN KURTARAN - İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) çıkışının alternatif bir anlaşma sağlanmadan hızlı bir şekilde gerçekleşmesi ihtimali İngiliz ekonomisi üzerindeki belirsizlikleri artırıyor.
İngiltere'nin 23 Haziran tarihindeki AB referandumunda birlikten ayrılma kararı almasının ardından İngiliz ekonomisi nispeten beklentilerden daha iyi bir performans sergiledi. Örneğin, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,6 oranında büyüyen İngiliz ekonomisi, ikinci çeyrekte yüzde 0,7 oranında büyüme kaydetti.
İngiltere'nin Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) İstatistik uzmanı Darren Morgan'a göre bu veriler İngiliz ekonomisi üzerinde ani ve büyük çaplı bir Brexit etkisinin görülmediğini gösteriyor. AB ile mevcut anlaşmaların halihazırda devam ediyor olması İngiliz ekonomisin Brexit şokuna karşı direnç göstermesinde büyük rol oynadı. İngiltere Merkez Bankası'nın ağustos ayındaki teşvik paketi, İngiltere eski Başbakanı David Cameron'ın istifasının ardından Theresa May'in hızlı bir şekilde görevi devralması politik belirsizliklerin azalmasına neden oldu.
Brexit'ten geri dönüş yok
Fakat bütün bu olumlu resme rağmen Brexit'in uzun vadeli etkileri endişe kaynağı olmaya devam ediyor. İngiliz hükümetinin geçen süre içerisinde taslak bir çıkış planı oluşturamaması özellikle yatırımcılar ve piyasalar tarafından dikkate değer bir belirsizlik olarak değerlendiriliyor. Uluslararası bankalar, uzun vadeli yatırımcılar ve piyasa aktörleri ülkenin 2020 yılında yapılacak genel seçime kadarki uzun vadeli projeksiyonunu görebilmek istiyor.
İngiltere Başbakanı Theresa May'in ifadesiyle "Brexit, Brexit anlamına geliyor" ve İngiliz hükümeti de kati suretle AB'den çıkıştan vazgeçilmeyeceğini, halkın referandumdaki iradesine saygı gösterileceğini belirtiyor. İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılma sürecindeki müzakereleri yürütmekten sorumlu Bakan David Davis de hükümetin, ülkenin AB'den çıkış kararının verildiği referandum sonucunu tersine çevirecek her türlü girişimi reddedeceğini söyledi.
Bu durumda piyasalar ve yatırımcılar da uzun süredir birlikten çıkışın en sancısız ve hasarsız nasıl gerçekleştirileceği üzerine odaklanıyor. Fakat Başbakan May'in geçen haftaki konuşmasında çıkışın "nasıl" olacağından ziyade "ne zaman" olacağını vurgulaması ve beş ay sonrasını işaret etmesi piyasalarda adeta şok etkisi yarattı. Başbakan May'in ülkenin birlikten resmen çıkış sürecini başlatacak olan 50. maddeyi gelecek yılın mart ayında yürürlüğe sokabileceğini açıklamasının ardından İngiliz sterlini ABD doları karşısında son 31 yılın en düşük seviyesini gördü. Her ne kadar sterlin bu hafta başından itibaren toparlanmaya başlamış olsa da, sterlindeki oynaklığın artması yatırımcılar ve İngiliz ithalatçılar arasında endişeleri artırıyor.
Gümrük vergileri artacak
İngiliz Perakende Konsorsiyumu'nun (BRC) İngiltere Ticaret Bakanı Liam Fox'a hafta başında gönderdiği mektupta ülkenin AB üyeliğinden ayrılmasının ardından mevcut ticari imtiyazlarını kaybetmesi halinde gümrük vergilerinin tekstil ithalatında yüzde 12, et ithalatında ise yüzde 27 artabileceği uyarısında bulunuldu.
Kuruluşun mektubunda İngiltere'nin AB'den çıkışının ardından Dünya Ticaret Örgütü'nün (WTO) koşullarıyla ticaret yapması durumunda ithal perakende ürünlerin gümrük vergilerinin artabileceği, bunun da market raflarına yansıyacağı vurgulandı. Kuruluşun Başkanı Richard Baker ise "İngiltere'nin perakende sektörü ülkenin en büyük ithalatçısı durumunda. Neredeyse dünyanın her tarafından ürün ithal ediyoruz" ifadesini kullandı.
Öte yandan İngiltere'nin önde gelen gazetelerinden The Times'a sızan İngiliz Hazinesi'ne ait olduğu öne sürülen bir belgede ise üyelikten hızlı çıkışın ülke ekonomisine milyarlarca sterline mal olabileceği belirtiliyor.
Gazetede yayımlanan kabine tutanaklarına göre İngiltere'nin AB ile sürdürülebilir bir anlaşma sağmadan üyelikten ve ortak pazardan ayrılarak sadece Dünya Ticaret Örgütü (WTO) üyesi olarak yola devam etmesi durumunda milli gelir gelecek 15 yıl içerisinde yaklaşık yüzde 5,4-9,5 arasında azalabilir. Dahası, yine sızan tutanaklara göre, "sert Brexit"in İngiliz ekonomisine yaklaşık maliyeti yıllık ortalama 66 milyar sterline ulaşabilir.
"Sert Brexit'in çok ciddi etkileri olur"
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Londra merkezli Adam Smith Enstitüsü'nün Üst Yöneticisi Sam Bowman, "İngiliz hükümeti sert Brexit'in sonuçlarıyla kesinlikle karşılaşmak istemiyor. Birlikten ani çıkışın ülke ekonomisi ve finans merkezi üzerinde çok ciddi etkileri olur" ifadelerini kullandı.
İngiltere'nin AB ile müzakereleri için iki yıllık sürecin yeterli olmayacağının altını çizen Bowman, "İngiltere'de en katı Brexit yanlıları bile sert çıkış taraftarı değil. Ben İngiltere'nin nihayetinde mevcut ortak pazara benzer bir anlaşmayı elde edeceğini düşünüyorum" öngörüsünde bulundu.
Öte yandan İngiltere'nin Maliye Bakanı Philip Hammond'ın daha önce yaptığı açıklamalar ülkenin sadece AB'den ayrılmakla yetinmeyeceği, ortak pazardan da ayrılacağı yönünde. Hammond temmuz ayında yaptığı değerlendirmede, "AB'den çıkış kararımızın bir sonucu olarak ortak pazardan da çıkacağız" ifadesini kullanmıştı. Hammond'ın görüşlerinin değişip değişmeyeceğini AB ile yakın zamanda başlayacak olan çetin müzakere süreci gösterecek.
WTO ile müzakereler
İngiltere'nin AB'den ortak pazar şartlarını sağlamadan ayrılması halinde yaklaşık 2,8 trilyon dolarlık İngiliz ekonomisi dünya ile ticaretine ancak Dünya Ticaret Örgütü (WTO) şartlarıyla devam edebilecek. Bu durumda ise AB ülkeleri ile olan ticaretinde ve AB'nin diğer üçüncü ülkelerle olan ticaret anlaşmalarından kaynaklı avantajlardan faydalanamayacak.
WTO Başkanı Roberto Azavedo haziran ayındaki referandumun öncesinde İngiltere'yi uyararak, "AB'den çıkılırsa İngiltere'nin neredeyse tüm dış ticareti yeniden müzakere edilecek" ifadesini kullanmıştı. Uzmanlara göre serbest ticaretin son bulup gümrük vergilerinin geri dönmesi durumunda İngiltere yıllık 9 milyar sterlin zarar edebilir.
İngiltere Başbakanı Theresa May'in geçen hafta detaylarını açıkladığı "İptal Yasa Tasarısı", 44 yıl önce İngiltere'nin AB'ye girişini sağlayan "Avrupa Toplumları Yasası"nın yerini alacak. AB yasaları, ülke birlikten ayrılır ayrılmaz İngiliz yasasına çevrilecek. Yeni yasa tasarısı gelecek yıl ilkbaharda parlamentoya sunulacak ancak İngiltere AB'den resmen ayrılmadan önce yürürlüğe girmeyecek.
Birleşik Krallık'ta 23 Haziran'da yapılan AB referandumunda halkın yüzde 52'si AB'den çıkış yönünde oy kullanmıştı. Lizbon Anlaşmasının 50. maddesi AB üyesi ülkelerin birlikten çıkışını düzenliyor. 50. maddenin yürürlüğe girmesinin ardından başlayacak müzakere süreciyle İngiltere'nin AB'den resmen çıkmasının en az 2 yıl sürmesi öngörülüyor.