Anka Ekonomi Koordinatörü Erdal Sağlam'ın Kaleminden Haftalık Ekonomi Analizi: Halktan Kabul Görecek Tasarruf Önlemleri Gelir Mi?
Pazartesi günü kamu harcamalarında yapılacak tasarrufların detayı açıklanacak. Bu tasarruf önlemlerinin halktan kabul görecek önlemler olabilmesi çok zor; çünkü simgesel önemi olan bazı kalemlerin tedbirler içerisinde yer alması beklenmiyor.
ERDAL SAĞLAM
(ANKARA) - Uygulanan ekonomik programda yeni bir aşamaya geliniyor. Pazartesi günü kamu harcamalarında yapılacak tasarrufların detayı açıklanacak. Bu tasarruf önlemlerinin halktan kabul görecek önlemler olabilmesi çok zor; çünkü simgesel önemi olan bazı kalemlerin tedbirler içerisinde yer alması beklenmiyor.
Geçen yıl Haziran'dan itibaren uygulanan sıkı para politikası, son iki aydır olumlu sonuçlarını vermeye başladı. Ancak buna rağmen programın inandırıcılığı hala sorgulanıyor. Piyasalarda enflasyon hedefi konusunda belirli bir aşama kaydedilirken, halkın programa ve enflasyonun kalıcı biçimde düşeceğine ilişkin inanç, henüz oluşturulabilmiş değil.
Piyasa beklentileri yılsonunda enflasyonun yüzde 43 seviyelerine inebileceğini gösteriyor. Bu beklentilerin önümüzdeki dönem, adım adım düşmesi bekleniyor. Buna karşılık geçtiğimiz hafta yayımlanan Koç Üniversitesi ile Konda'nın ortak çalışmasında, halkın enflasyonla ilgili beklentilerinin hala yılsonu için yüzde 100 civarında olduğu ortaya çıktı. Bu çalışma aynı zamanda bize dar gelirlilerin enflasyon beklentisi çok daha yüksek iken, gelir artıkça enflasyon beklentisinin geriye geldiğini de gösterdi. Yani bir anlamda "hissedilen enflasyon" denebilecek anket sonuçları, halkın çok geniş bir kesiminin hem resmi enflasyon rakamlarına güvenmediğini, hem de yoksulların ağırlık harcaması olan gıda enflasyonundaki beklentinin çok yüksek olduğunu gösteriyor.
Piyasa beklentilerin düzelmeye başlaması, bir süredir kurların sabit gitmesi, faizlerin çok yükselmesi ve ülkeye sıcak para da olsa döviz girişinin hızlanmasından kaynaklanıyor. Bu gidişatın enflasyonu parasal tedbirlerle bir yere kadar düşüreceği inancı yaratıyor.
Ancak para yönetiminin, programın olumlu sonuçlarını yönetmekte, özellikle hızlı giren döviz nedeniyle, TL likidite yönetimini yapmakta artık zorlandığı da görülüyor. İşte bu nedenle enflasyonla mücadelede parasal tedbirlerin yanında artık mali tedbirlerin de devreye girmesi aciliyet kazanmış durumda. Çünkü mali tedbirlerle yapılacak tasarruf ve gelir artışı, parasal yönetimin çok daha esnek ve sağlıklı biçimde yapılmasını beraberinde getirecek.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek göreve geldiğinden bu yana, parasal politikaların yanında mali tedbirlerin geleceğini, enflasyonla mücadelede mali açıdan büyük destek verileceğini söylüyor. Bu kapsamda da geçen yıldan bu yana kamuda tasarrufun önemine değiniyor ve hem yatırımlarda hem cari harcamalarda tasarruf yapılması gerektiğini tekrarlıyor. Bununla birlikte, haklı olarak, halkın programa güvenini sağlamak için, kamu dahil herkesin üzerine düşen fedakarlığı yapacağının görülmesi gerektiğinin altını çiziyor.
SİMGESEL TASARRUF KALEMLERİ
Enflasyonun artış sürecinde halkın çok geniş bir kesimi yoksullaştı. Yoksul kesimlerin durumu iyice ağırlaşırken, orta direğin de yok olduğunu, uzun zamandır konuşuyoruz. İşte bu nedenle, enflasyonla mücadelenin çıkaracağı faturanın da yoksul kesimleri ağır biçimde etkilemesi kaçınılmaz olacak. Bu kapsamda halkın, "sadece ben değil herkes fedakarlık ediyor" diyebileceği bir geniş yelpazeli tasarruf tedbirlerinin devreye sokulması büyük önem taşıyor.
Piyasalar alınacak tasarruf tedbirlerine "bütçede ne kadar iyileşme sağlayacak" diye bakacaklar ama halk daha çok "kimin, ne kadar tasarruf yaptığına" bakacak. AKP'nin son seçimlerde başarısız olmasının nedenleri arasında, kamu gücünü kullananların aşırı harcamalarının önemli rol oynadığı saptaması AKP'liler tarafından bile kabul ediliyor. O nedenle kamu gücünü kullananların yapacağı tasarruflar, halkın rızasının oluşturulmasında önemli rol oynayacak.
Örneğin, dakika başına harcama rakamlarının hesap edildiği Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın harcamalarının da tasarruf kapsamına girip girmeyeceği önemli olacak. Bunun yanında devleti yönetenlerin her yere çok geniş konvoylarla gitmesi, hediyeler dağıtması, gösterişli düzenlemeler organize edilmesi yoksullaşan halkın ve çok geniş toplum kesimlerinin gözüne batıp, tepki topladığı artık biliniyor. İşte kamuda tasarrufun Cumhurbaşkanlığı Sarayının harcamalarında, gösterişli konvoylarda tasarruf yapılıp yapılmayacağı, geniş toplum kesimleri tarafından dikkatle izlenecektir.
Pazartesi günü açıklanacak pakette bürokratik sistemde ve kamu dairelerinde yapılacak otomobil, toplantı, kırtasiye, bina tasarrufları olacağını biliyoruz. Ancak bunun yanında Bakan Şimşek, kamu yatırımlarında, aciliyeti olanların dışında, yatırımlarda büyük ölçüde dondurma işleminin yapılacağını söylemişti. Bu noktada durdurulacak kamu yatırımlarının Pazartesi açıklanıp açıklanmayacağı, hangi yatırımların dondurulacağı da dikkatle izlenen tasarruf kalemleri olacak. Örneğin Devlet Malzeme Ofisi'nin yüksek fiyatla olduğu bilinen alımlarına, savunma sanayi alımlarına el atılacak mı, bu alımlarda kısıntıya gidilecek mi, bunu şimdiden bilemiyoruz.
Açıklanacak tedbirlerin ne kadar tasarruf sağlayacağı, mali alanda yapılacak kesintilerin enflasyonla mücadeleye vereceği katkı elbette çok önemli. Ancak gelinen noktada açıklanacak tedbirlerin, yoksullaşan halkın vicdanında nasıl bir etki yaratacağı da, o kadar önemli olacak. O nedenle herkesin tasarruf yaptığını, fedakarlığı paylaştığını gösterecek simgesel kalemlerin pakette yer alması gerekiyor.