Ankara Garı Önündeki Terör Saldırısı Davası
Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015'te gerçekleştirilen terör saldırısıyla ilgili davada, mahkeme müşteki beyanlarını dinledi.
Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015'te gerçekleştirilen terör saldırısıyla ilgili davada, mahkeme müşteki beyanlarını dinledi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşma, yaşanan gerginlik nedeniyle verilen aranın ardından devam etti. Duruşmanın bu bölümünde sanıklar salona getirilmedi.
İfadelere geçmeden önce müşteki avukatlarından Kazım Bayraktar, duruşmanın güvenliğini sağlayan çevik kuvvet polisinden endişe duyduklarını savunarak, sonraki duruşmada polisin görev almamasını istedi.
Bazı avukatlar da salondaki gerginlik sırasında polislerin müştekilere hakaret ettiklerini ileri sürerek, söz konusu polisler hakkında işlem yapılmasını talep etti.
Daha sonra müşteki beyanlarına geçildi.
Saldırıda yaşamını yitiren Emin Aydemir'in oğlu Oktay Aydemir, olayda ihmali bulunanlardan şikayetçi olduğunu belirterek, "Patlamadan bir hafta önce Rize'de miting düzenleyen Sedat Peker oluk oluk kan akacağını söylemişti. Özelikle ondan şikayetçiyim." dedi.
Patlamada eşi İsmail Kızılçay'ı kaybeden Serpil Kızılçay da saldırıda ciddi güvenlik zafiyetleri bulunduğunu savunarak, dönemin bütün yetkililerinden şikayetçi olduğunu söyledi.
Müşteki Songül Otur, saldırıda 25 yıllık eşini kaybettiğini belirterek, eşinin barış ve kardeşlik için Ankara'daki mitinge katıldığını anlattı. Eşinin hayatı boyunca yanlış bir işin içinde olmadığını ifade eden Otur, "Eşim izin verilen bir mitinge katıldı ve bir ateşin içine düştüler. 16 aydır bu ateş içimde yanıyor. Geçmişim, geleceğim, 25 yıllık hayat arkadaşımı aldılar benden. Çocuğum bazen gece kalkıyor, babasının tişörtü ile yatıyor." diye konuştu.
Müşteki Ekrem Aydemir ise saldırıda yaralandığını ifade ederek, "Yerde ambulans beklediğim sırada polislerin biber gazı sıktığını gördüm. Bunların tespit edilip yargılanmasını talep ediyorum." dedi.
Saldırıda kızı Elif Kanlıoğlu'nu kaybeden Ümit Kanlıoğlu da duruşmaları başından beri izlediğini belirterek, iddianamede DEAŞ ile ilgili tanımlamayı doğru bulmadığını söyledi. İddianamede DEAŞ'ın devleti ve hükümeti yıkmak için kurulduğuna dair bir bilginin olduğunu aktaran Kanlıoğlu, "Bu örgüt her ne hikmetse Reyhanlı'da, Suruç'ta, Diyarbakır'da, en son Ankara'da devleti yönetenlere muhalifi olan kesimlere saldırdı." iddiasında bulundu.
Saldırıda yaşamını kaybedenlerden üniversite öğrencisi Güney Doğan'ın babası Mustafa Doğan da oğlunun ülkede akan kanın durması ve anaların ağlamaması için arkadaşlarıyla mitinge geldiklerini anlattı. "Bu barış özlemi, ne yazık ki en güvenilir dediğimiz Başkentte katledildi." diyen Doğan, barış özleminin artık yüreklere gömüldüğünü söyledi. Savaşların hiçbir zaman kimseye bir şey kazandırmadığını belirten Doğan, adaletin tecelli etmesini diledi.
Daha sonra Mahkeme Başkanı Selfet Giray, yaşanan gerginlikler nedeniyle müşteki beyanlarının yarın sanıklar olmadan dinleneceğini söyledi.
Bunun üzerine müşteki avukatları itiraz ederek, sanıkların müştekilerin söylediklerini dinlemesi gerektiğini, duruşmanın sanıklar olmadan devam edemeyeceğini savundu.
Başkan Giray, bugün yaşanan gerginlikleri hatırlatarak, duruşma düzeninde sanıkların, müştekilerin, avukatların iç içe olduğunu, bunun bir güvenlik sorununa yol açabileceğini, böyle bir problem yaşamadan tedbir almak istediklerini belirtti.
Güvenlik meselesinin çözülmesi gerektiğini ifade eden Giray "Hem diyorsunuz ki 'Çevik Kuvvet olmasın, şu gelmesin, bu gelmesin.' Sanıklardan birinin müştekilere bir şey söylemeyeceğinin garantisi var mı? Duruşma salonunu nasıl tutacağız, müdahaleleri nasıl engelleyeceğiz?" dedi.
Güvenlikle ilgili gerekli düzenin sağlanması konusunda yarın sabah çalışma yapılacağı, istenilen düzenin sağlanması halinde duruşmanın yarın öğleden sonra devam edeceği belirtildi.