Ankara haberi | Ses Ankara Şubesi'nden Aile Hekimliği Ödeme Yönetmeliği'ne Tepki: "Teşvike Dayalı Değil Tek Kalemde İnsanca Yaşayacak Bir Ücret İstiyoruz"
Ankara haber: Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi, Sağlık Bakanlığı’nın Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nde yaptığı değişikliğe tepki göstererek, “Teşvike dayalı ödeme sistemi yerine tek kalemde, emekliliğe yansıyacak, insanca yaşamamıza yetecek, yoksulluk sınırı ve OECD ortalamaları düzeyinde bir ücret istemekteyiz” açıklaması yaptı.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi, Sağlık Bakanlığı'nın Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'nde yaptığı değişikliğe tepki göstererek, "Teşvike dayalı ödeme sistemi yerine tek kalemde, emekliliğe yansıyacak, insanca yaşamamıza yetecek, yoksulluk sınırı ve OECD ortalamaları düzeyinde bir ücret istemekteyiz" açıklaması yaptı.
SES Ankara Şubesi, bugün Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'nde yapılan değişikliğe karşı Ankara Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Başkanlığı Numune Yerleşkesi'nde açıklama yaptı. "Teşvik ile sağlık sistemi yürümez" pankartı açan SES üyeleri, "Sağlıkta performans ölüm demektir", "Herkese eşit parasız sağlık", "Teşvik değil tek ödeme istiyoruz" sloganları attı. Açıklamayı okuyan SES Ankara Şube Eş Başkanı Kubilay Yalçınkaya, şöyle konuştu:
"BUGÜNE KADAR YAPILAN HER DEĞİŞİKLİKTE GERİYE GİDİLMİŞ, HAK KAYIPLARI HATTA CEZALANDIRMALAR OLUŞTURULMUŞTUR
" Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği ile başlayan ve sıklıkla değişen düzenlemeler ile birinci basamak sağlık hizmetlerinin koruyucu sağlığı geliştiren özelliğinden her geçen gün uzaklaşılmaktadır. Bu alanda çalışan sağlık emekçilerinin de iş güvencesi her yıl yenilenip yenilenmeyeceği belirsiz olan sözleşmeye dayalı istihdamla ortadan kalkmış, iş yükü ve şiddet tehdidi, bütün bunlara bağlı olarak da emekçiler açısından kendini değersiz hissetme duygusu artmıştır. Bireysel ve tek taraflı sözleşmelerle ücretlerin ve çalışma süresinin belirlenmesi ücret ve iş güvencesizliği yaratmaktadır. Bugüne kadar yapılan her değişiklikte geriye gidilmiş, hak kayıpları hatta cezalandırmalar oluşturulmuştur. Tüm bunlar halkın ve sağlık örgütlerinin itirazlarına rağmen ısrarla uygulanmaktadır.
Sağlık Bakanlığı yürüttüğümüz mücadele sonucunda taleplerimizi tam olarak karşılanmasa da kısmi bir iyileştirme yapmak zorunda kalmıştır. Ancak Sağlık Bakanlığı'nın algı yaratarak birinci basamak sağlık hizmetlerinin tüm sorunlarının çözümlenmiş gösterdiği yönetmelikte halen 'küme dışında' sorunlarımız çalışma alanları ve sağlık emekçileri bırakılmıştır.
"İHTAR PUANI ALANLARA BİR AYDAN ÜÇ AYA KADAR DESTEK ÖDEMESİ YAPILMAYACAĞI HÜKMÜ GETİRİLEREK ADETA BİR FİİLE İKİ CEZA MANTIĞI İŞLETİLMİŞTİR. BU DURUM SENDİKAMIZ TARAFINDAN YARGIYA TAŞINACAKTIR"
Yönetmelikte; Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'nde değişiklik yapılarak tıpkı Döner Sermaye Yönetmeliği'ndeki gibi yeni bir ücret rejimi getirilmiştir. Ceza puanına bağlı sözleşme feshi ciddi bir tehdit oluşturmakta iken yeni yönetmelikte ihtar puanı alanlara bir aydan üç aya kadar destek ödemesi yapılmayacağı hükmü de getirilmiştir. Hali hazırda aile hekimlerine ödenen ücretin yanı sıra 'destek ödemesi' adı altında yeni bir ödeme kalemi getirilmiştir. Buna göre; halk sağlığının geliştirilmesi amaçlanarak tavan ücret üzerinden unvana göre yüzde 3 ile 42 oranında ödeme yapılacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla kısmi bir iyileştirme yapılmıştır. Ancak ihtar puanında belirtilen hususlar ile ilgili yönetmelikle düzenleme yapılamayacağına dair AYM kararına rağmen, bu ödeme ihtar puanı alanlara bir aydan üç aya kadar destek ödemesi yapılmayacağı hükmü getirilerek adeta bir fiile iki ceza mantığı işletilmiştir. Bu durum sendikamız tarafından yargıya taşınacaktır.
"HALKIN VE SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN SAĞLIĞINI HİÇE SAYAN BU UYGULAMANIN KABUL EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR"
Yönetmelik değişikliği ile tıpkı ek ödemede olduğu gibi teşvik ödemesi adı altında daha fazla çalışma karşılığında ilave ücret getirilmiştir. Bu düzenleme günlük muayene sayısının 40'ın üzerine çıkması halinde hekimlere tavan ücretin yüzde 10'u ile yüzde 42'si arasında, aile sağlığı çalışanlarına yüzde 1,5 ile yüzde 3 arasında teşvik ödemesi getirilmektedir. Bu durum halk sağlığının geliştirilmesi anlayışına ve yönetmeliğin amacıyla da tezat oluşturduğu gibi birincil görevi koruyucu sağlık hizmeti olan aile sağlığı merkezlerine de (ASM) daha fazla muayene yapma baskısı getirecektir. Aile hekimliklerinde gelirler biraz artsın diye muayene edilecek kişi sayısı 61 veya 76 hasta üstüne çıkarılmaya çalışacak ve mesai saatlerinin de uzamasına neden olacaktır. Halkın ve sağlık emekçilerinin sağlığını hiçe sayan bu uygulamanın kabul edilmesi mümkün değildir.
"EŞİTLER ARASINDAKİ DENGEDE BOZULARAK, AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİNDE OLUMSUZ TARTIŞMALAR ARTACAKTIR"
Yönetmelik değişikliği ile aile hekimlerine getirilen destek ödemesi oranı yüzde 42 iken aile sağlığı çalışanlarına bu oranın yüzde 3'ü olarak belirlenmesi yani ekip çalışanlarının ek ödemeleri arasında yüzde 39 oranında anormal bir fark olması kabul edilebilir değildir. Dolayısıyla bu oranın mutlaka yükseltilmesi gerekmektedir. Kaldı ki yine ekibin bir parçası olan ASM'de çalışan işçileri ise bu ek ödemeden hiçbir şekilde yararlanmamaktadır. Bu ayrımcılığı kabullenmek mümkün değildir. Halihazırdaki uygulamada kayıtlı nüfus sayısına göre ödeme alan aile hekimlerinde, düşük nüfuslu yeni açılmış birim ile tam dolulukta olan birimlerdeki ele geçecek ücret farkı bu düzenleme ile iyice açılacağı aşikardır. Böylece eşitler arasındaki denge de bozularak, aile hekimliği sisteminde olumsuz tartışmalar artacaktır.
"NE TEŞVİK NE DESTEK. YOKSULLUK SINIRI ÜZERİNDE İNSANCA YAŞAMAYA YETECEK TEMEL ÜCRET TALEBİMİZDEN VAZGEÇMİYORUZ"
SES olarak teşvike dayalı ödeme sistemi yerine tek kalemde, emekliliğe yansıyacak, insanca yaşamamıza yetecek, yoksulluk sınırı ve OECD ortalamaları düzeyinde bir ücret istemekteyiz. Sağlık emekçilerinin de diğer devlet memurları gibi uluslararası sözleşmelerden, insan hak ve hürriyetlerinden, çalışma haklarından, anayasal haklarından kaynaklı olarak gelir getirme koşuluna bağlanmadan gelirleri artırılmalıdır. SES olarak çalışırken ve emeklilikte insanca yaşamaya yetecek ücret mücadelemizden hiçbir koşulda vazgeçmiyoruz. Bu konudaki temel taleplerimizi hayata geçirinceye kadar hukuk mücadelesi ve sendikal mücadeleyi sağlık emek ve meslek örgütleriyle birlikte ayrışmadan, dayanışmayla sürdürmeye devam edeceğiz. Ne teşvik ne destek. Yoksulluk sınırı üzerinde insanca yaşamaya yetecek temel ücret talebimizden vazgeçmiyoruz."
"MUAYENE BAŞINA VERİLEN TEŞVİK ÜCRETLERİ HEKİMLERE VE SAĞLIK EMEKÇİLERİNE HAKARETTİR"
Yalçınkaya, performansa da teşvik ödemesine de karşı olduklarının altını çizerek "Sağlık emekçileri olarak 5 dakikada bir muayene dayatmasını kabul etmezken aile sağlığı merkezlerinde 6 dakikada bir muayene dayatması, muayene başına 1 TL ile 3 TL arasında değişen teşvik ödemesinin hekimlere layık görülmesi, sağlık emekçilerine ise muayene başına 14 kuruş ile 25 kuruş arasında ödemenin layık görülmesini sağlık emekçilerine bir hakaret olarak görüyoruz."
SES Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım da şöyle konuştu:
"SAĞLIĞIN BİR EKİP İŞİ ANLAYIŞI İLE DEĞİL SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN ARASINDA FARKLI ÜCRETLER VE KADEMELER ÇIKARARAK SAĞLIK İŞKOLUNDAKİ BARIŞI DA BOZMAYA YÖNELİK BİR YÖNETMELİKTİR"
"Bakanlık bu dönemde 2. ve 3. basamak ve aile hekimliği çalışanları için yeni yönetmelikler çıkardı. Bu yönetmeliklere baktığımızda hiç ders çıkarmadıklarını görüyoruz. Bir pandemi dönemi yaşadık, pandemi dönemindeki dünyanın kabul ettiği koruyucu sağlık hizmetlerinin önemi ve bununla ilgili yeniden bir organizasyon ve buna göre sağlığın düzenlenesi gerektiğini ifade ediyor. Ama Sağlık Bakanlığı çıkardığı bu yönetmeliklerle koruyucu sağlık hizmetlerini ortadan kaldıran, sadece tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelen bir bakış açısıyla bu yönetmelikler hazırlanmıştır. Ekonomik olarak sağlık emekçilerinin yaşadığı sıkıntıları da değerlendirdiğimizde sağlığın bir ekip işi anlayışı ile değil sağlık emekçilerinin arasında farklı ücretler ve kademeler çıkararak da sağlık işkolundaki barışı da bozmaya yönelik bir yönetmeliktir. Bunlara baktığınızda Sağlık Bakanlığı ya da siyasi iktidarın sağlığa bakışını net bir şekilde göstermektedir. Bugün sağlık emekçileri yıllardır ifade ettiği koruyucu sağlık hizmetini temel alan bir sağlık politikasının hayata geçirilmesi için sağlık emek-meslek örgütlerinin görüşlerini alarak yeniden bir organizasyona gidilmesinin mutlaka yapılması gerektiğini ifade ediyoruz. Bugün ülkenin geldiği ekonomik duruma baktığımızda sağlık emekçilerinin ekonomik olarak zor durumda olduğu ve sağlık işkolunda yaşanan sıkıntıları bir nebze gidermek adına Ankara'da da promosyon ihalesinin yapılması ve promosyon ihalesinin yeniden düzenlenmesi gerektirdiğini dillendirdik, bunu Türkiye'ye mal ettik. Bütün siyasi iktidara bununla ilgili adım atmaya ve bankaların karlarının yüzde 400'e çıktığı bir dönemde sağlık emekçilerinin bu taleplerini mutlaka yerine getirin diyoruz."