Anne ile Kızının Ölümünde Yeni İddia: Mal Paylaşımı
Adana'da otoyol kenarında tabancayla vurularak öldürülen 47 yaşındaki Semire Balık ile kızı 23 yaşındaki Ayşe Işık'ın katil zanlısı eski eş ve oğlu aranırken, cinayet nedeni ile ilgili olarak da farklı gerekçeler ortaya çıktı.
Adana'da otoyol kenarında tabancayla vurularak öldürülen 47 yaşındaki Semire Balık ile kızı 23 yaşındaki Ayşe Işık'ın katil zanlısı eski eş ve oğlu aranırken, cinayet nedeni ile ilgili olarak da farklı gerekçeler ortaya çıktı. Semire Balık ile 7 çocuğunun babası 49 yaşındaki Hüseyin Budak'ın 16 Eylül 20114'de boşandığı ancak Budak'ın başka kişilere devrettiği iddia edilen 3 arsa, 7 ev ile 2 otomobilin değerinin saptanması ve eşler arasında paylaşımı için cinayet günü keşif yapılacağı, bu nedenle aralarında anlaşmazlık çıkmış olabileceği belirlendi. Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu batı çıkışı yakınlarında dün saat 06.30 sıralarında tabancayla öldürülmüş halde bulunan Semire Balık ile kızı Ayşe Işık'ı öldürdüğü iddia edilen eski eşi Hüseyin Budak ile oğlu Abdullah Budak'ın yakalanması için çalışmalar sürdürülüyor. Ayşe Işık'ın öldürülmesinin ardından memleketi Sivas'a kaçan eşi 24 yaşındaki Metin Işık ise polise teslim olunca ifadesi için Adana'ya getirildi. Gece sağlık kontrolünden geçirilen Metin Işık, sorgusunda kendisinin de ölüm tehdidi aldığını ileri sürerek, "Eşim Ayşe ikinci evliliğini benimle yaptı. Ama fikri anlaşmazlıklar yaşamaya başladığımız için ayrılma kararı aldık. Nisan ayında da boşanma davamız vardı. Annesi ile birlikte Erdemli'de yaşıyorlardı" diye ifade verdiği öğrenildi. Cinayetin hemen ardından anne-kızın fuhuşa sürüklenmiş olabileceği ve eski eşi ile oğlunun bu nedenle 'infaz ettikleri' üzerinde durulurken, Metin Işık bu yöndeki iddiaları kabul etmedi.
SİLOPİ'DEN ADANA'YA UZANAN HAYAT ÖYKÜSÜ
Anne ile kızının öldürülmesinin üzerindeki esrar perdesi de tek tek aydınlatılmaya başlandı. Şırnak'ın Silopi İlçesi'nde 1989 yılında evlenen Hüseyin Budak ile eşi Semire'nin öldürülen kızları Ayşe'nin yanı sıra kayıp olduğu iddia edilen ve Mersin'in Erdemli İlçesi'nde oturan Davut Demirkıran ile evli olan kızı Sibel Demirkıran, katil zanlısı olarak aranan Abdullah ile Serhat (17), Seher (13), Hülya (12 ve Merve (10) adlı toplam 7 çocuklarının dünyaya geldiği, ailenin Silopi'de ekonomik olarak güç şartlar altında yaşadığı, taşındıkları Manisa ve Mersin'deki kısa süreli çalışmanın ardından 5 yıl önce Adana'ya yerleştirdikleri belirlendi. Adana'da oto galericilik yapan Hüseyin Budak'ın kısa sürede mal varlığının arttığı, bu nedenle aşırı alkol tükettiği, başka kadınlarla ilişkisinin olduğu iddialarıyla Semire Balık'ın boşanma davası açtığı ve Adana 6'ıncı Aile Mahkemesi tarafından 16 Eylül 2014'de boşandıkları anlaşıldı.
MALLARI BAŞKASININ ÜZERİNE YAPTI İDDİASI
Ayşe Işık, Sibel Demirkıran ile Abdullah Budak'ın evli olduğu diğer 4 çocuğun velayetinin de 'çocukların hep birlikte yaşama' isteği nedeniyle baba Hüseyin Budak'a verildiği belirtilirken Semire Balık'ın, boşanmadan önce İstanbul, Mersin ve Adana'daki 3 arsa, 7 daire ve 2 otomobilin anlaşmalı olarak başkasının üzerine devredildiği iddiasıyla 'Edinmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağı' davası açtığı, malların saptanarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi istendiği, olay günü keşif yapılacağı öğrenildi.
2 AY ÖNCE MERSİN'E TAŞINMIŞ
Semire Balık'ın eşiyle aralarında şiddetli geçimsizlik yaşayan kızı Ayşe Işık ile birlikte 2 ay önce Mersin'in Erdemli İlçesi'nde kiraladıkları eve taşındıkları, bu evin kiralanmasında diğer kızı Sibel Demirkıran'ın da yardımcı olduğu belirlendi. Olay gün Semire Balık'ın kiralık evinde yapılan incelemede dış kapı kilidinin kırıldığı, anne ile kızının zorla kaçırılıp, götürüldüğü otoyolda öldürüldüğü de sanılırken 'fuhuş' iddiaları Semire Balık'ın yakınları tarafından reddedildi. Ayşe Işık'ın Mersin'e taşındıktan sonra 9 Mart'ta Erdemli İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne giderek eşi Metin Işık ile kardeşi Abdullah Budak'ın kendisini ölümle tehdit ettiği, ayrıca eşinden boşanma davası açtığı öğrenildi.
NAMUS İDDİALARI YALAN
Semire Balık'ın eski eşi tarafından tehdit edildiğini belirten ağabeyi Ekrem Balık, "Kardeşim namussuzluk yapacak bir insan değildi. 1989 yılında evlendi, o adama 7 çocuk verdi. Sürekli şiddet, sürekli baskı gördü. Geçen yıl da resmen boşandı. Babasından kalan maaşı var, 4 katlı kirada evi var. Paraya ihtiyacı olan bir insan değil. İsteseydi, ayrıldığı gün de başkasıyla evlenip yuva kurabilirdi. Ama o yapmadı. Ayrılmalarına rağmen kaç kez tehdit etti, evini kurşunlattı. Ama kardeşim koruma istemedi. Toprağa verdiğimiz gün de mal paylaşım davası vardı" dedi.
ÖLDÜRÜLECEĞİ İÇİNE DOĞMUŞ
Cinayetin işlendiği gün Mersin'den Adana'ya gelmek için yola çıkan Semire Balık'ın kendisini telefonla aradığını söyleyen amcası Cemal Balık, da o gün yaşananları şöyle anlattı:
"Amca, duruşmamız var, ben Ayşe ile birlikte otogara geliyorum" dedi. Telefonla görüştükten bir saat sonra merak edip tekrar aradım. Ayrıldığı eşi Hüseyin'in kendisini aradığını ve 'Sibel ile Davut kavga etmişler. Ben Erdemli'deyim, Abdullah seni alıp gelsin, onları barıştıralım' dediğini söyledi. Bana, 'Amca içim rahat değil, ama yapacak bir şey de yok' dedi. Ben de, 'Kızım telefonun açık olsun, aradığımda sana ulaşalım' uyarısında bulundum. Bir saat sonra da aradığımda telefonuna ulaşılamıyordu. Hüseyin, yeğenim ile kızı Ayşe'yi alıp ölüme götürmüş."