Akıntıya kapılan iş insanı denizdeki 21 saatlik yaşam mücadelesini kazandı
Antalya'da girdiği denizde iki kere akıntıya kapılan ve lodosa yakalanan Muhittin Soyaltın, 21 saat boyunca suda verdiği yaşam mücadelesini kazanarak hayatta kaldı.
Antalya'da girdiği denizde iki kere akıntıya kapılan ve lodosa yakalanan Muhittin Soyaltın, 21 saat boyunca suda verdiği yaşam mücadelesini kazanarak hayatta kaldı.
Yurt dışına sebze-meyve ihracatı yapan iş insanı 60 yaşındaki Muhittin Soyaltın, Muratpaşa ilçesindeki falezlerde girdiği denizde, akıntıya kapılarak açığa sürüklendi.
Akıntıdan kurtulmak için Düden Şelalesi'ne çaprazlama yüzen Soyaltın, burada ikinci bir akıntıya ve lodosa kapılarak sahilden 5-6 kilometre açığa düştü.
Soyaltın, Düden Şelalesi'ne gelen iki tur teknesine ve bir balıkçı teknesine sesini duyuramayınca, 21 saat denizde mahsur kaldı.
Saatlerce yüzen Soyaltın, Kundu turizm merkezindeki bir otelin sahiline ulaşmayı başardı.
Ambulansla hastaneye kaldırılan Soyaltın, vücudundaki yanıklar ve gözlerindeki görme kaybı nedeniyle 4 gün hastanede tedavi gördükten sonra taburcu edildi.
Görme yetisinde kayıp olan Soyaltın, önümüzdeki günlerde gözlerinden ameliyat olacak.
"Açlık, susuzluk ve uykusuzluk etkiledi"
Muhittin Soyaltın, AA muhabirine, falezlerdeki plajın sürekli gittiği bir yer olduğunu söyledi.
4 Temmuz'da gittiği plajda saat 07.00 gibi denize girdiğini ve açıldığını aktaran Soyaltın, şöyle konuştu:
"Farkında olmadan akıntıya kapıldım. Deniz de dalgalıydı. Akıntı ve dalgalar beni açığa sürükledi. Geriye dönmem mümkün olmadı. Enerjimi kaybetmemek için çaprazlama Lara plajına doğru yüzmeye başladım. Derken öğleden sonra oldu ve lodos çıktı. Karadan denize doğru dalgalar çoğalmaya başladı. Düden Şelalesi'nin akıntısı beni daha da uzağa attı. Akşama kadar bir türlü dikine yüzme yapamadım. Sürekli çapraz yüzdüm. Çapraz yüzdüğüm için rotam sürekli Kundu turizm merkezine doğru oldu. Karaya çıkmak için belirli aralıklarla sürekli yüzdüm. Bu arada tabi çok su yuttum. Denizden 3 mil yani yaklaşık 5-6 kilometre uzaktaydım. Açlık, susuzluk ve uykusuzluk etkiledi. Gözlerim de iyice görmez oldu. Sadece ışığı fark edebiliyordum."
"Hiç bilincimi kaybetmedim, ölüm korkusu yaşamadım"
Soyaltın, fark ettiği büyük ışığı kendisine rehber edinerek yüzmeye devam ettiğini dile getirdi.
Denizde sürekli dua ettiğini belirten Soyaltın, şöyle devam etti:
"Bu dualar, gerçekten Rabbimle konuşmak gibi, o kadar güzel geldi ki. Kur'an-ı Kerim'den sureler okudum. Çok dualar ettim. Denizin sakinleşmesi işimi kolaylaştırdı. Kendimde o anda bir hafiflik hissettim. Sanki yeni denize giriyormuş gibi. Bu sefer dikine, direk ışığın olduğu tarafa doğru yüzmeye başladım. 07.00'de girdiğim denizden, 10 deniz mili yaklaşık 18 kilometre yolu yüzerek, saat 04.00'de Kundu'daki bir otelin plajına ulaşmayı Rabbim nasip eyledi. Oradaki güvenlik görevlileri fark etti. Ondan sonra hastaneye kaldırıldım. Hastanede çok iyi bir bakımla tekrar hayata kavuştum. Şu anda iyiyim. Hiç bilincimi kaybetmedim, ölüm korkusu yaşamadım."
Soyaltın, eşinin ve çocuğunun yurt dışında olmasından dolayı kaybolmasından iki gün sonra, hastanede tedavi olduğu sırada olaydan haberlerinin olduğunu sözlerine ekledi.