ANTALYA'DAN BM'YE İSRAİL ŞİKAYETİ
İSRAİL'in Filistin'e yaptığı saldırılara tepki göstermek için Antalya'nın simge tarihi mekanları Saat Kulesi ve Yivli Minare'ye saldırıda yaşamını yitiren çocukların isimlerinin yazılı olduğu pankart ile Türk ve Filistin bayrakları asıldı.
İSRAİL'in Filistin'e yaptığı saldırılara tepki göstermek için Antalya'nın simge tarihi mekanları Saat Kulesi ve Yivli Minare'ye saldırıda yaşamını yitiren çocukların isimlerinin yazılı olduğu pankart ile Türk ve Filistin bayrakları asıldı. Ayrıca İsrail'in saldırılarının Uluslararası Adalet Divanı'nda yargılanması için Antalya'dan başvuru yapıldı.
İsrail'in Filistin'e gerçekleştirdiği saldırıların ardından 60'ın üzerinde sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu Kudüs Platformu Antalya ve Sivil Düşünce Derneği üyeleri saldırıları kınayıp eylem yaptı. Kentin simgelerinden Saat Kulesi'ne Filistin'e yönelik saldırılarda yaşamını yitiren en küçüğünün 1, en büyüğünün ise 17 yaşında olduğu 41 çocuğun isimlerinin yazılı siyah pankart asılan grup üyeleri Yivli Minare'ye de hem Türk hem de Filistin bayrağı astı.
Tekbir getirip İsrail'e karşı slogan atan grup üyeleri adına konuşan Kudüs Platformu Antalya Sözcüsü Mehmet Yıldırım, Kudüs ve Mescidi Aksa'nın tüm Müslümanların olduğunu söyledi. Saldırılar sona erene kadar her türlü eylemle Filistin'in sesini duyuracaklarını belirten Yıldırım, "Kudüs ve Mescidi Aksa Arapların değil tüm Müslümanlarındır. Onlar özgürlüklerine kavuşana kadar bir her türlü yasal eylemi yapmaya devam edeceğiz" dedi.
Sivil Düşünce Derneği Başkanı Hidayet Gültekin ise Filistin'in yanında olduklarını belirterek seslerini duyurmak için ilk olarak kentin simgelerine Filistin ve Türk bayrakları astıklarını söyledi. Gültekin, "Katil İsrail, ordusu olmayan bir devlete savaş açmış durumda. Ortada bir savaş suçu işleniyor. Filistin'in sesini duyurmak istiyoruz" diye konuştu.
Öte yandan Hukuki Araştırmalar Derneği Antalya Şubesi, Birleşmiş Milletler'e başvuruda bulundu. İsrail'in Filistin'e yaptığı saldırıların hukuksuz ve savaş suçu olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilen başvuruda İsrail'in Uluslararası Adalet Divanı'nda yargılanması talep edildi.
