Antalya Deniz Baykal: Antalya'da Parti İçindeki Yarayı Kaşımak İstemiyorum
Deniz Baykal: Antalya'da parti içindeki yarayı kaşımak istemiyorum CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, kongre sonrasında başkanlık koltuklarına oturan CHP Muratpaşa İlçe Başkanı Ahmet Kumbul ile CHP Kepez İlçe Başkanı Garip Erdoğan'a yaptığı kutlama ziyaretinde parti içindeki gruplaşmalara dikkati çekti.
Deniz Baykal : Antalya'da parti içindeki yarayı kaşımak istemiyorum
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, kongre sonrasında başkanlık koltuklarına oturan CHP Muratpaşa İlçe Başkanı Ahmet Kumbul ile CHP Kepez İlçe Başkanı Garip Erdoğan'a yaptığı kutlama ziyaretinde parti içindeki gruplaşmalara dikkati çekti. Baykal, 'Ben ağzımı açıp, neden seçim kaybettik söylemek bile istemiyorum. Şikayet bile etmek istemiyorum. Bilmediğim için mi, doğru olmadığı için mi' Parti içindeki yarayı kaşımak istemiyorum. Bir kötü dönemdi yaşandı, bitti" dedi.
Bugün öğleden sonra önce Muratpaşa İlçe Başkanlığı'nı ziyaret edip Ahmet Kumbul'u kutlayan Deniz Baykal, ardından Kepez İlçe Teşkilatı'na geçerek başkan seçilen Garip Erdoğan ve ekibini kutladı. Baykal, 'Ben bunu son zamanlarda bir biri ardına yapılan kongrelerde gördüm. Sizlerde gördünüz. Hepimiz gördük. Yeni hava önce il seçimleri ile başladı. Antalya'da bu il seçimleri ile birlikte yeni bir değişim ihtiyacı, değişim arayışı ortaya çıktı. Arkasından yapılan ilçe kongreleri o değişim anlayışına sahip çıkan bir anlayışı sergilediler" dedi.
CHP'DE YENİ DÖNEM BAŞLIYOR
Her iki ziyarette de isim vermeden parti içindeki bazı isimleri eleştiren Deniz Baykal, partide yeni bir dönemin açıldığını hatırlattı. Her iki kongrede de adayları görmeden, başkanların iş tutma tarzına, söylemlerine, kişiliklerine, bakışlarına yönelik bir değerlendirme yaptığını da hatırlatan Deniz Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Ben o zaman dedim ki, bu iki arkadaş CHP'de yeni dönemi açıyor. Bu seçimlerde Ahmet almış, Mehmet almış, bazıları zannediyor ki o falanı, diğeri filanı destekliyor, ona göre bu, şuna göre o. Bunlar boş laflar. Biz yeni bir dönem açılsın istiyoruz. Bu yeni dönem nasıl bir dönem olacak' Parti içinde düşmanlık söylemi olmayacak. Fitne olmayacak. Parti içinde en önemli sorumluluk noktalarında bulunanların saygısızca, düşmanca, partinin kimliğine, değerlerine, şahsiyetlerine saldırılar olmayacak. Buna dayalı bir siyaset anlayışı, onun etrafında örgütlenme, birilerine savaş açarak parti içinde, birilerini düşman bilerek, göstermeye çalışarak bir siyaset anlayışı olmayacak arkadaşlar. Partide herkese ihtiyaç vardır. Şimdi bizim işimiz gücümüz yok da o hasımdır, bu düşmandır diyerek birbirimize savaş mı açacağız."
SAVAŞ AÇARAK PARTİYİ BİR YERE TAŞIYAMAZSINIZ
Parti içindeki savaşla bir yerlere varmanın mümkün olmadığını kaydeden Baykal, şöyle devam etti:
'Böyle birbirimize savaş açarak, birilerini düşman diye tarif ederek siyaset yapıp, o siyasetle partiyi bir yere taşımak imkanı var mı' Düşmanlık olmayan bir dönemde Antalya'da en büyük parti olduk. Büyükşehir'i, Muratpaşa, Konyaaltı'nı aldık, Kepez de geliyor. Bu noktaya geldik. Birden baktık ki meğer biz yanlış mücadele yapıyormuşuz. Parti içinde asıl mücadele eden birileri varmış. Onlarla kavga etmemiz gerekirmiş. Haydi parti içinde yeni cephe açıldı. Bunun sonucu ne oldu? Efendim onlar oldu, bunlar oldu, bunun kabahati falan, bunlar boş laflar. Bu laflarla kongrelerde söylem geliştirilir ama bu laflarla siyaset yapılmaz."
YAŞANANLARDAN DERS ALMALIYIZ
Olayların neden böyle geliştiğini herkesin bildiğini de vurgulayan Deniz Baykal, sözlerini şöyle tamamladı:
'Birileri bunu söylemeye bile tenezzül etmiyor. Ben ağzımı açıp, neden seçim kaybettik söylemek bile istemiyorum. Şikayet bile etmek istemiyorum. Bilmediğim için mi, doğru olmadığı için mi' Parti içindeki yarayı kaşımak istemiyorum. Bir kötü dönemdi yaşandı, bitti. İdeali nedir? O kötü dönemi örgütün acı da olsa yaşadığı olaylar sonucunda gerekli dersleri alarak kapatmasıdır. Ben bunu istiyordum. İşte ben bunun olduğunu gördüm. Cavit'in seçimi ile gördüm. Son olarak, Muratpaşa ve Kepez ilçe kongrelerinde şu olduğu zaman bu olur, bu olduğu zaman şu olur gibi bir kaygım yok. Geçmişte partiyi bu hale getiren o yanlış siyasetin, husumet siyasetinin, düşmanlık siyasetinin parçası olacak diye bir kanaatim olabilir mi? Yok öyle bir kanaatim yok. O zaman da yoktu, şimdi de yok. Bakın Garip Erdoğan çiçeği ile de beni mahçup etti. Ben getirmedim, o bana çiçek verdi."