Antalya - Hangi Ayakkabıyla Rahatsanız Onu Giyin
Hangi ayakkabıyla rahatsanız onu giyin Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği (TOTBİD) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Kılıçoğlu, 'Nasıl bir ayakkabı'sorusunun mükemmel bir cevabı olmadığını belirterek, 'En kolay cevabı, hangi ayakkabıyla rahatsanız onu giyeceksiniz.
Hangi ayakkabıyla rahatsanız onu giyin
Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği (TOTBİD) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Kılıçoğlu, 'Nasıl bir ayakkabı'sorusunun mükemmel bir cevabı olmadığını belirterek, 'En kolay cevabı, hangi ayakkabıyla rahatsanız onu giyeceksiniz. 'Biraz topuk giyebilir miyim?' 2.5 santimetreye kadar evet" dedi.
TOTBİD tarafından 25'incisi düzenlenen Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi, Antalya'nın turizm bölgesi Belek'te devam ediyor. 27 Ekim'de 2 bin 500 üzerinde katılımcıyla toplanan kongre, 1 Kasım'da sona erecek.
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ ŞEKİL BOZUKLUĞUNA YOL AÇABİLİR
Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında TOTBİD Genel Sekreteri Doç. Dr. Önder Kalenderer, bir bebek doğduğunda normalde dizlerinin 'O' şeklinde olduğunu ve ortalama 18 ayına geldiğinde dizlerinin düzeleceğini kaydetti. 4-7 yaşlarında tüm sağlıklı insanlarda olduğu gibi 5-10 derecelik 'X' görünümü oluşturan şekle girdiğini belirten Doç. Dr. Kalenderer, "Bu çağlarda görülebilen hormonal bozukluklar ve özellikle D vitamini yetmezliği bacaklarda şekil bozukluğuna yol açabilir" dedi.
İÇE BASMANIN BİR KISMI TEDAVİ İSTEMEZ
Çocuklarda göreceli olarak sık görülebilen bir diğer yürüme bozukluğu nedeninin de içe basma olduğunu kaydeden Doç. Dr. Kalenderer, içe basmanın birden fazla durumdan kaynaklanıyor olabileceğini dile getirdi. Ancak bu durumların büyük kısmının tedavi gerektirmediğini söyleyen Doç. Dr. Kalenderer, içe basmanın düz taban görüntüsü verdiği bir durum olduğunu belirterek,?Ailelerin en sık ortopedi hekimine müracaat etme nedeni içe basmadır. Bir ayağın gelişimi 10-12 yaşına kadar devam eder. Bu yaşa kadar ayak tabanında normalde mevcut olan yağ dokusu ayağa düz taban görüntüsü verebilir" diye konuştu.
6 YAŞ ÖNCESİ DÜZ TABAN TEŞHİSİ ÇEKİNCESİ
Yine zayıf olan ayak kasları ve bağlarının ayak tabanında düşüklük ve düz taban görüntüsü oluşturabildiğini kaydeden Doç. Dr. Kalenderer, 'Bu nedenlerden dolayı biz ortopedi hekimleri özellikle 6 yaşından önce düz taban tanısı koymaktan çekiniriz" dedi. Toplumun yaklaşık dörtte birinde görülebilen düz tabanlığın, esnek ve sert olmak üzere iki çeşidinin olduğunu kaydeden Doç. Dr. Kalenderer, esnek düz tabanlığın daha sık görüldüğünü, hemen hemen hiç tedavi edilmesine gerek olmadığını söyledi. Ancak çocuk ayak parmakları üzerinde kalktığında ayağın iç tarafında kavis oluşmuyorsa veya çocuk yürüdüğünde ayaklarında ağrı olduğundan yakınıyor ise ortopedi hekimi görüşü alınmasının uygun olacağını aktaran Doç. Dr. Kalenderer, bir diğer sık içe basma nedeni uyluk kemiğinin üst kısmının gereğinden fazla öne dönük olması olduğunu söyledi. Normalde bebek doğduğunda 35-40 dereceye kadar olan bu dönüklük 8-10 yaşlarında erişkinlerde olduğu gibi 10-15 dereceye düşer ve çocuklarda görülen ve diz kapaklarının da içe doğru dönmeye eşlik ettiği bu bozukluğun düzeleceğini kaydeden Doç. Dr. Kalenderer, 'Bu düzelme 8 yaşına kadar olmamış ise bir ortopedi hekimi görüşü almak uygun olacaktır" dedi.
SURİYELİ GÖÇMENLERLE KALÇA ÇIKIĞI ARTTI
Kalça çıkığının bir diğer yürüme bozukluğu nedeni olduğunu sözlerine ekleyen Doç. Dr. Kalenderer, özellikle Suriyeli göçmenlerle beraber kalça çıkığında çok ciddi artış olduğunu kaydetti, 'Hepimiz eskisinden çok daha fazla kalça çıkığı ameliyatı yapmaya başladık" dedi. Doç. Dr. Kalenderer, konuyla ilgili şunları söyledi:
'Kalça çıkığı olan çocuklarda bacak kısalığı oluşacağı için aile tarafından ancak bu çocuklar yürüme çağına geldiklerinde yürüme bozukluğu olduğu anlaşılabilmektedir. Bir ailede kalça çıkığı olan birey varsa, doğan bebek ailenin ilk kız bebeği ise, çoğul gebelik veya makat geliş ile doğmuş ise, bebek normalden iri ve gebelik sonlarında rahimdeki suyun azaldığı aileye söylenmiş ise doğan bebekte kalça çıkığı olma ihtimali artmaktadır. Bir ortopedi hekiminin yapacağı muayene ve hiçbir radyasyon riski olmayan ultrasonografi yöntemi ile kalça çıkığı rahatlıkla tanınabilmektedir. Yeni doğan bebeklerin 40-50 günlükken bir ortopedi hekimince muayene edilmeleri ve gerekli görülür ise kalça ultrasonografisi yapılması olası bir kalça çıkığı veya gelişme geriliğinin erken tanınmasına olanak verecektir. Kalça çıkığı ne kadar erken fark edilirse o kadar kolay tedavi edilebilmektedir."
ÜST SOLUNUM ENFEKSİYONLARI YÜRÜMEDE AĞRI YARATABİLİR
Doç. Dr. Kalenderer, özellikle 3-6 yaş arası çocuklarda geçirilmiş üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası sıklıkla kalça eklemlerinde sıvı artışına bağlı yürüyememe ve ağrı ile karşılaşılabileceğini söyledi. Bu durumun aileler tarafından 'Çocuğum akşam normal uyudu ancak sabah kalktığında ayağının üzerine basamıyordu' şeklinde ifade edildiğini kaydeden Doç. Dr. Kalenderer,?İstirahat ve ağrı kesici ile ortalama üç günde iyileşebilen bu durum eklem enfeksiyonundan ayırt edilmelidir" dedi.
SİNİR SIKIŞMASI KADINLARDA SIK GÖRÜLÜYOR
TOTBİD Başkanı Prof. Dr. Sait Ada, bir ya da her iki elde görülebilen başparmakla birlikte yanındaki iki parmakta uyuşma ve zamanla güçsüzlük şikayetleriyle kendisini gösteren ve çoğu zaman nedeni tam olarak belli olmayan sinir sıkışması hastalığı 'Karpal Tünel Sendromu'nun 40-50 yaşlar arası kadınlarda daha sık görüldüğünü söyledi. Bu hastalıkta sinirin, içinden geçen kanal içindeki basınç artışına bağlı olarak sıkıştığını aktaran Prof. Dr. Ada, 'Tekrarlayıcı hareketler, el örgüsü, elde bulaşık ve çamaşır yıkama, uzun süreli telefon kullanımı, kitap ve gazete okuma pozisyonları, karpal tünel sendromuyla ilişkilidir" dedi.
Hastalığın kadınlarda hamilelik sırasında da görülebildiğini kaydeden Prof. Dr. Ada, hastalığın geceleri uykudan uyandıran tüm elde uyuşma, karıncalaşma ve şişlik hissiyle kendini gösterdiğini aktardı. Hastaların genelde ellerini sallayarak ve ovalayarak rahatladığını belirten Prof. Dr. Ada, 'İlerleyen dönemlerde kuvvet ve güç azalması ve el kaslarında erimeler ile elde tutulan cisimler düşürülebilmektedir. Korunmak için sık tekrarlanan hareketler yerine arada işe ara vermek, el bileğini sürekli aynı pozisyonda tutmamak ve aşırı sıkma işleri yapmamak önerilmektedir" diye konuştu.
AYAKKABI TERCİHİ ÖNEMLİ
TOTBİD Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Kılıçoğlu, ayakkabı sorunlarının günümüzün ciddi problemleri arasında olduğunu söyledi. Özellikle ayağa uygun olmayan ayakkabı seçimlerinin ayaklarda ciddi sağlık sorunlarına, yürüme bozukluklarına, diz, kalça ve bel ağrılarına sebep olabildiğini aktaran Prof. Dr. Kılıçoğlu, ayakkabı tercihinde özellikle ayak yapısına uygun, hafif, esnek ve ayak bileğini kavrayan tipte olanların seçilmesi gerektiğini aktardı.
'Çocuğuma nasıl bir ayakkabı alayım' ya da 'Kendim için nasıl bir ayakkabı tercih etmiliyim' sorusunun mükemmel bir cevabı olmadığını söyleyen Prof. Dr. Kılıçoğlu, 'En kolay cevabı, hangi ayakkabıyla rahatsanız onu giyeceksiniz. 'Biraz topuk giyebilir miyim?' 2.5 santimetreye kadar evet" dedi. Ancak 13 santimetreye kadar uzayan topuklar bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Kılıçoğlu, 'Yüksek topuk giyildiğinde ayakların ön tarafı baş parmaklara çok yükleniyor. Nasırlar, yaralar gibi birçok sorun ortaya çıkabiliyor. Ayrıca topukluyla birlikte kişi dik duramıyorsa kalçada ciddi sorunlar ortaya çıkabilir" uyarısında bulundu.
ŞEKER HASTALARI BÜYÜK AYAKKABI GİYMELİ
Ayakkabı tercihine önem göstermesi gereken bir diğer grubun şeker hastaları olduğunu belirten Prof. Dr. Kılıçoğlu, 'Diyabetik hastalar, ciddi bir kısmı ayakkabısı vurduğu için oluşan yarayla ortaya çıkıyor. Diyabetik akut enfeksiyonda sonrası hastalarda ölme olasılığı yüzde 50. Diyabetik hastada ayakta yara varsa biz korkuyoruz" diye konuştu. Şeker hastasının ayağını her gün vazelinlemesi, ayağından daha geniş bir ayakkabı giymesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Kılıçoğlu, 'Son derece yumuşak deriden, burnu yüksek, geniş ayakkabılar giymesi gerekiyor ki yara açmasın" dedi.