Antalya- Kanadoğlu:'Halk Oylaması Değil Revizite'
Soysal: Anayasa Paketinde Çiçekler Dikenleri Gizliyor
SOYSAL: ANAYASA PAKETİNDE ÇİÇEKLER DİKENLERİ GİZLİYOR
ANAYASA Profesörü Mümtaz Soysal, anayasa değişikliğine ilişkin pakette bazı dikenli sabit noktalar ve bunları kamufle eden düzensizlikler olduğunu belirterek, "Dikenler, güzel çiçeklerle engelleniyor" dedi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin Antalya'da düzenlediği Ulusal İletişim Kongresi'ne katılan Bağımsız Cumhuriyet Partisi (BCP) Genel Başkanı Prof.Dr. Mümtaz Soysal ve Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Anayasa değişikliğine ilişkin paket hakkında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Mümtaz Soysal, söz konusu paketin çok yüceltildiğini ve çok demokratik bilindiğini, ancak müthiş oyunlara da alet olabileceğini ve yanlışlara yol açabileceğini belirtti. Soysal, sonucu referanduma bırakmak yerine daha geniş, daha sağlam bir temelde insanlarla tartışarak Anayasa oluşturulması gerektiğini vurguladı. Soysal, "Mecliste tartışılır, ama meclis de rastgele bir meclis olmamalı. Bu konuda daha önce tartışılmış, paketin içinde bazı dikenli sabit noktalar var. Bunları kamufle eden düzensizlikler de var. Onun için dikenler, güzel çiçeklerle engelleniyor. Bu yüzden de toplum yanıltılıyorsa yanlışlar var demektir" diye konuştu. Hükümetin Yüce Divan'a gitme korkusu olduğuna yönelik iddiaları da yanıtlayan Soysal, "Onlar bilhassa propaganda. Yargılama raddesinde koyarız, kimin ne olduğuna, paşa olduğuna bakmayız, herkesi içeri atacak kadar, bunu biraz propaganda gibi düşünün" dedi.
KANADOĞLU: 'HALK OYLAMASI DEĞİL REVİZİTE'
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ise "Bazı maddelerin referanduma gitmesi halinde halk oylamasından geçer mi" sorusuna, "Halka sorun, bana değil" karşılığını verdi. Kanadoğlu, "Ben hep söyledim, bu gerçekte halk oylaması olmayacak, bir revizite olacak. Doğrudan doğruya Anayasa'nın belirli maddeleri için değil, doğrudan doğruya iktidar için bir revizite yapılacak" diye konuştu.
Basın mensuplarının "Hükümet kendi adına bazı maddeleri mi değiştiriyor" sorusuna ise Kanadoğlu, "Evet. Herhalde öyle olacak. Halk oylaması olmayacak. Siyasi iktidarın revizitesi için 'evet- hayır' biçimine dönüştürülecek" dedi. Hükümetin Yüce Divan korkusu olup olmadığını Hükümet üyelerinin açıklaması gerektiğini söyleyen Sabih Kanadoğlu, şunları kaydetti:
"Halk oylamasına gidecek Anayasa değişikliğini ortaya koyan yasa, iki nedenle Resmi Gazete'de yayımlanır. Bu ilk yayın halk oylamasında halkın neyin kendisine sunulduğunu öğrenmesi için, iki, Anayasa'nın 148'inci maddesinde Anayasa Mahkemesi'ne şekil bozukluğundan götürülmesi için tanınan o 10 günlük sürenin başlangıç tarihi olarak konur ve bu şekilde yayınlanır. Çünkü bir yasanın bu tür Anayasa değişikliği yapan yasanın kabulü başka şeydir, yürürlüğe girişi başkadır. Onun için bu 10 günlük süre, doğrudan doğruya ilk yayınlanmasından itibaren 10 gündür. Onda bir tereddüt yok. Bir yanlış anlama oldu. O yanlış anlayış sanki birbirine zıt görüşler varmış gibi ortaya konuldu. Öyle bir şey yok."
Anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi için imza sayısına ilişkin sorular üzerine Sabih Kanadoğlu, "110 imza gerekiyor. Anayasa'ya göre teklif olarak gelmesi lazım. Türkiye'de bunun adına teklif diyorlar, ama bunun adı bal gibi tasarıdır. Tasarı haline getirilmiştir. Tabi bu teklif yasalaştığı anda, TBMM'den çıktığı anda. Çünkü Anayasa değişikliği de bir yasadır. Anayasa'da değişiklik yapan yasanın adı da yasadır. O yasanın şekil bozukluğu yönünden Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi için yine 110 milletvekilinin imzasını gerektirir" dedi.
'ACELEYE GETİRİLEN İŞLERİN SONU HEP BÖYLE OLUR'
Anayasa değişikliğine ilişkin TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in imzası ile 367 sayısının bulunup daha sonra bunun düzeltildiği, ancak CHP'nin buradaki usül hatasının halen devam ettiğine ilişkin iddialarını değerlendiren Kanadoğlu, "Şimdi o da bir sorun. Aslında böyle aceleye getirilen işlerin sonu hep böyle olur. Onun için bir Anayasa değişikliği yapmak istiyorsanız her şeyden önce geniş bir hazırlık ister. Bir uzlaşma ister. Uzlaşmanın sağlanması bir koşuldur. Bu uzlaşmayı sağlamazsanız işte bu tür sorunlar ortaya çıkar. Bir anayasa değişikliği daha ilk adımında her adım bir sorun yaratıyorsa o işte biraz durup düşünmek gerekir" diye konuştu.
'YARGININ GÖRÜŞ BELİRTME HAKKI VAR'
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın değişiklik paketine itirazlarını da değerlendiren ve yaptığı açıklamaların uyarı olarak algılanmamasını söyleyen Sabih Kanadoğlu, "Herhangi bir kapatma davası gelebilir, uyarısı değil. Yapılmak istenen yüksek yargının kuşatılması. Onun yıpratılması, onun bağımlı hale getirilmesi yönünde bir girişim varsa o elbette yüksek yargıda görevli herkesin kendisine yapılmak istenen bu değişiklik hakkında görüş belirtme hakkı vardır. Bunun siyasetle hiçbir alakası yoktur" dedi.
Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın kendisi hakkında açtığı davaya ilişkin ise "Hiç kimseyi aşağılamak, hakaret etmek, onu küçültmek için bilerek, isteyerek yapılmadı. Ne aldığım terbiye, ne de geçmiş meslek hayatım buna izin vermez. Ben kimseye herhangi bir şekilde herhangi bir küçültme, aşağılamak için bilerek isteyerek bir hareket yapmak istemedim. Küçültmek için bilerek isteyerek bir harekette bulunmadım. Onun için herhangi bir yanlış anlama olmuşsa üzgünüm. Kesinlikle o niyet ve hareket yok" diye konuştu.
Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA)
(Tür: Yurt)