Haberler

Arap dili ve edebiyatına çok boyutlu bakış

Güncelleme:
Abone Ol

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından 27-28 Şubat tarihlerinde çevrim içi düzenlenen Uluslararası Arap Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Kongresi, farklı ülkelerden araştırmacıları bir araya getirdi.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından 27- 28 Şubat tarihlerinde çevrim içi düzenlenen Uluslararası Arap Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Kongresi, farklı ülkelerden araştırmacıları bir araya getirdi. Eğitim, edebiyat, kültür ve dil, dilbilim alanlarında çalışmaların değerlendirildiği kongrenin açılışında konuşan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Fatih Andı, "Arapça, Kur'an'ın dilidir. Allah, kendi sözünü, evrensel dinini o çağın en kapsamlı ve kudretli dillerinden birisi olan Arapçaya emanet ederek bütün insanlığa ulaştırmayı tercih etmiştir. O'nun tercihi, elbette bu dile tarihsel süreci içerisinde büyük bir imkan ve nailiyet kazandırmıştır" dedi.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü Arapça Öğretmenliği Programı tarafından 27-28 Şubat tarihlerinde Zoom platformunda düzenlenen 'Uluslararası Arap Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Kongresi', Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Fatih Andı, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Bacanlı ve Yabancı Diller Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Yazıcı'nın konuşmalarıyla başladı.

Açılış sunumunu ise Selçuk Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Kazım, 'Ahmet Şevki'nin Şiirlerinde Balkanlar ve Rumeli' başlığı ile gerçekleştirdi.

"EDEBİYAT BİRİKİMİYLE ÖNE ÇIKAN BİR DİL"

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi'nin Arapça Öğretmenliği Programının yanı sıra, Arapça Hazırlık Programı ve eğitim dili Arapça olan İslami İlimler Fakültesi ile Arapçaya eğitim çalışmalarında büyük önem verdiğinin altını çizen Prof. Dr. M. Fatih Andı, kongreye ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Yaklaşık yarım milyar insanın çok geniş bir coğrafyada Arapça konuştuğuna, Arapçanın Birleşmiş Milletler tarafından resmi dil olarak kabul edilen altı dilden biri olduğuna işaret eden Prof. Dr. Andı gerek nüfus gerekse coğrafyadaki bu yayılımının yanı sıra, Arapçanın bugünün dünyasında siyaset, ticaret, turizm, medya, kültürel ve ekonomik ilişkiler ve edebiyat alanlarında da aktif bir lisan olma özelliğini taşıdığını kaydetti.

Bir dili pratik ilişkiler bağlamında değerlendirmenin yanında tarihsel kimliği, edebi ve kültürel işlevi açısından da değerlendirmek gerektiğini belirten Prof. Dr. Andı, bütün büyük ve işlevsel dillerin arkasında bir tarih yükü, etkili ve zengin bir edebiyat birikimi ve kapsamlı bir kültür yapıcılık kapasitesi mevcut olduğunu, Arapçanın bu açılardan da dünya dilleri arasında öne çıkan bir dil olduğunu ifade etti.

Bir dilin; iletişim, sanat ve düşünceyi yapıcılık kabiliyeti ve kültür taşıyıcılık kudreti olmak üzere üç büyük işlevi olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Andı, "Arapça, Kur'an'ın dilidir. 'Biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.' ayetinin tekit ettiği hikmet, bu bağlamda anlaşılmalıdır. Allah, kendi sözünü, evrensel dinini o çağın en kapsamlı ve kudretli dillerinden birisi olan Arapçaya emanet ederek bütün insanlığa ulaştırmayı tercih etmiştir. O'nun tercihi, elbette bu dile tarihsel süreci içerisinde büyük bir imkan ve nailiyet kazandırmıştır" diye konuştu.

"ARAPÇANIN EN BÜYÜK ANLAMI İBADET DİLİ OLMASIDIR"

Arap olan ve olmayan bir Müslüman için Arapçanın en büyük anlamının 'ibadet dili' olduğunu belirten Prof. Dr. Andı, "Bugünden geriye doğru, bütün milliyetçi, etnik, politik şişinmelerin ve bu dil üzerinden yapılan ideolojik propaganda veya hesapların, kötüleme veya sahiplenişlerin onun bu mahiyeti karşısında ikinci planda kaldığını bilmek gerekir. Yakın tarihler boyunca, İslam toplumlarındaki Arapça karşıtı, nasyonalist, laik veya seküler uygulamaların arkasında bu dilin yüklendiği "din dili" olma kimliği vardır" ifadelerini kullandı.

Türkçe, Farsça ve Arapçanın birbirini tamamlayarak, çoğaltarak, alanlarını genişleterek İslam medeniyetinin büyük tarihsel gücünü yaptıklarını söyleyen Prof. Dr. Andı şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bugün her türlü art niyetli hesapların, planların ve güncel siyaset dayatmalarının dışında bu üç büyük inşa edici dilin kurduğu medeniyet atmosferini ne kadar diri tutarsak ne kadar güncelleme ve çoğaltma gayreti içerisinde olursak, bugünden geleceğe söyleyecek sözümüzün frekansını ve anlamını da o kadar diri ve etkili kılmış olacağız. İnanıyoruz ki, her şeye rağmen İslam medeniyetinin geleceğe söyleyecek çok sözü vardır. ve bir Müslüman olarak iman ediyoruz ki, bu dil Kur'an ile kıyamete kadar söyleyeceğini söylemeye devam edecektir. Bizim için Arapçanın en başta gelen mana ve ehemmiyeti budur."

"KUR'AN'IN DİL İNCELİKLERİNİ ANLAMAK İÇİN ŞİİR KULLANILDI"

Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Bacanlı ise pandemi sürecinde düzenlenen bu geniş çaplı programa emeği geçenlere takdirlerini ileterek, kongrenin verimli sonuçlar ortaya koymasını diledi.

Yabancı Diller Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Yazıcı da Arap dilinin dünyanın pek çok yerinde hem dil hem de edebiyat alanında çok yönlü çalışmalara konu olduğunu söyleyerek konuşmasına başladı.

Arap dili ve edebiyatının tarih boyunca geçirdiği devreler ve bu devrelerde yapılan faaliyetlerin hala araştırmacıların ilgi odağı olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Yazıcı, "Arabistan Yarımadası'nda yüzyıllar önce, cahiliye döneminde son derece yüksek düzeyli şiir müsabakalarının yapıldığı, ayrıca Kur'an ve hadisin dil inceliklerini anlamak için şiirden yardım alındığı göz önüne alınırsa Arap dili ve edebiyatının önemi bir kat daha artmaktadır" dedi.

DON KİŞOT'TA ARAP ATASÖZLERİ

Arap dili ve edebiyatı alanında kaleme alınmış bazı eserlerin Avrupalı öykücüler üzerinde büyük etki bıraktığını, İtalyan yazar Giovanni Boccaccio'nun 1349'da yazdığı Decameron öykülerini Binbir Gece Masalları'ndan etkilenerek kaleme aldığını söyleyen Prof. Dr. Yazıcı, Amerikalı yazar Edgar Allan Poe'nun eserlerinde de Binbir Gece Masallarının etkisinin görüldüğünü belirterek şöyle devam etti:

"Cervantes bir ara Osmanlılar tarafından esir edilmiş ve 1575-1580 arası Cezayir'de tutsak olarak yaşamıştır. Bu ikameti esnasında Arap kültüründen oldukça etkilenmiştir. Nitekim Don Kişot adlı eseri incelendiğinde, Amerikalı bilim tarihçisi William Hickling Prescott'un da belirttiği gibi Arap kültüründen oldukça etkilendiği görülecektir. Öyle ki eserde günümüzde dahi kullanılan bazı Arap atasözleri yer almıştır."

EĞİTİM, EDEBİYAT, KÜLTÜR VE DİL, DİLBİLİM ALANINDA 90 BİLDİRİ

Uluslararası Arap Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Kongresi'nde iki gün boyunca beş oturumda 90 bildiri sunuldu. Eğitim, edebiyat, kültür ve dil, dilbilim alanlarında 50 farklı üniversiteden katılımcının yer aldığı Kongre, Arap dili ve eğitimi alanında inovasyon ve bilimsel araştırma kültürünün gelişmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

28 Şubat Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title