Arınç'dan Yırca Açıklaması: Biz Burada Taraf Değiliz, Aslında Taraf Olan Bir Şirkettir
BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç, Soma'nın Yırca Mahallesi'nde yapılmaması planalanan ve Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararı verdiği termik santral ile ilgili yaptığı açıklamada; "Bir yargı kararı olduğuna göre bu karara uymak ve kararın gereklerini yerine getirmek bizim için bir görevdir.
BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç, Soma'nın Yırca Mahallesi'nde yapılmaması planalanan ve Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararı verdiği termik santral ile ilgili yaptığı açıklamada; "Bir yargı kararı olduğuna göre bu karara uymak ve kararın gereklerini yerine getirmek bizim için bir görevdir. Biz burada taraf değiliz. Aslında taraf olan bir şirkettir" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Soma'da termik santral yapılması için 6 bin ağacın kesildiği hatırlatılan Arınç, Danıştay'ın verdiği yürütmeyi durdurma kararının sorulması üzerine "Üzücü olaylar yaşandı. Bu davayı açanlar Yırca Köyü'nden bazı köylü yurttaşlarımızla sanıyorum Greenpeace'in üyeleri dava açmışlar. Danıştay 6. Dairesi iki hususta karar veriyor. Bir tanesi bu alanlarda 3573 sayılı zannediyorum zeytincilikle ilgili kanun kapsamında bu tür termik santrallerin belli bir uzaklıktan sonra yapılabileceği şeklinde. İkincisi de acele kamulaştırma konusunda bir haksızlık hukuksuzluk bulunup bulunmadığı konusunda. 3573 sayılı kanun çok eski tarih taşıyan bir kanundur. Bu kanunda geçtiğimiz yıl bir yönetmelik yapılmıştı. Bu yönetmelik de iptal edilmiş. Dolayısıyla yönetmelik olmadığına göre kanundaki maddeler dikkate alınmak suretiyle bu termik santralin Yırca'da zeytin arazisi içerisinde belli bir uzaklığı taşımadığı için yapılmaması gerektiği konusunda yürütmeyi durdurma kararıdır. Bir yargı kararı olduğuna göre bu karara uymak ve kararın gereklerini yerine getirmek bizim için bir görevdir. Biz burada taraf değiliz. Aslında taraf olan bir şirkettir. Buraya termik santral yapmak üzere bir sözleşme imzalamıştır. Gereken çalışmaları yaptığını düşünüyoruz. Danıştay'ın kararı gereğince şirkete düşen husus bunun gereğini yerine getirmektir. Biz de Enerji ve Tabii Kaynakları ve Tarım Bakanlığı olarak takip etmekle görevliyiz" ifadelerini kullandı.
"DAĞ TAŞ ZEYTİN AĞAÇLARI İLE DOLMUŞTUR"
Bülent Arınç, Türkiye'nin enerji ihtiyacının da olduğunu dile getirerek; "Dağ taş zeytin ağaçları ile dolmuştur. Bu kötü bir şey değil. Zeytin bereketli bir mahsul. Bu güçlü bir sanayi haline geldi. İhracatımızda da önemli bir kalem tutuyor. Bunlar güzel şeyler ama Türkiye'nin enerjiye de ihtiyacı var. Bu enerji için zengin maden rezervlerinin bir şekilde termik santral olarak da hayata geçirilmesi lazım. İkisi arasındaki dengeyi kurallara bağlamak gerekiyor. Eğer bu kanunda eskiyen hükümler varsa bunların da süratle güncellenmesi gerekecektir" dedi.
"UZAYDA MI GEMLİK'İ YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ?"
Gemlik'in yeniden inşa edilmesi konusunda Anayasa Mahkemesi'nin Gemlik'in ihtiyaçlarını görmezden geldiğini savunan Arınç, "Maalesef ki Gemlik, birinci sınıf deprem kuşağında. 4'lük, 5'lik, 6'lık bir deprem olsa Allah saklasın binalardan ayakta kalan olmayacak. Hükümetimiz Gemlik'in daha güvenli daha güçlü bir şehir yapısına kavuşması için güçlü bir arazi bulmak ve o arazi üzerinde hastanesini, adliyesini, konutlarını yapmak istiyor. Gemlik'in böylesine güçlü tabanı olan bir arazi üzerine yeniden inşa edilmesi için müracaat edeceğimiz tek yer de mevcut zeytinlik alanlar. Orada yaşayan insanların hayat meselesini bir kenara koyacaksınız her an Allah saklasın bir deprem vukunda Gemlik ne olacak diye uykularınız kaçacak ama sizin yeniden Gemlik'i inşa etmek isterken kullanabileceğiniz bir kısmı verimsiz küçük bir kısmı da verimli olan zeytin alanlarında hiçbir şeye müsade edilmeyecek. İnsan mı kıymetli yoksa dağ taşın zeytin dolduğu Türkiye'de belli ölçüde zeytin alanlarında inşaat yapılması mı daha önemli. Herkes vicdanında bir karar versin. Anayasa Mahkemesi bile mevcut yasaları düşünerek Gemlik'in bu ihtiyacını görmezden geldi. Biz şimdi uzayda mı yeniden Gemlik'i inşa edeceğiz ve denizin ortasında mı yapacağız bunu düşünüyoruz. Bu ihtiyaçlarımızı giderecek yasal bir zemine de ihtiyacımız var" açıklamasında bulundu.
(İDRİS NAİM ŞAHİN) "BİR DAHA DA BU İSİMLERİ BANA SORMAYIN LÜTFEN"
Ordu Milletvekili İdris Naim Şahin'in parti kuracağı yönündeki haberler sorulan Arınç, "Bunu değerlendirmeye bile gerek yok. Bahsettiğiniz şahısla ilgili belki 1 ay önce bir televizyon kanalında kanalında kursunlar ne kadar iyi olur ama kuracakları şeyin ne olduğunu bilsinler. Bunun toplumdaki karşılığının hiçbir zaman olmadığını, AK Parti milletvekiliyken ancak kendilerine değer verildiğini, taşın yerinde ağır olduğunu söylemiştim. Ama bu sözlerimi kulak ardı etti bu değerli insan. 30 kişi buldu parti kurdu. Türkiye'de şu anda 100'den fazla parti var. Bunların bir kısmı gerçekten parti çoğu da marti. Parti bile olamamış olması da mümkün olmayan, toplumda sadece 30 kişinin bir araya getirebildiği kurullara siyasi parti denmez. Bir şahsın, 'ismim bahsedilsin bir parti genel başkanı denilsin, basın toplantısı yapacağım zaman nasıl olsa Anadolu Ajansı muhabiri mutlaka gelecektir, benim sözlerim bir şekilde duyurulacaktır' demesi Türkiye'nin siyaseti için hiçbir şey ifade etmez. Bu insanlar ciddi olsalardı aynı düşüncelere sahip olduğunu zannettiğimiz bazı insanların bir araya gelmesi mümkün olmalıydı. Ama görüyoruz ki ayrı ayrı bir şeyler düşünüyorlar. Bunlar boş gayretlerdir. Bu insanlar bakan olmuşsa, milletvekili olmuşsa AK Parti'den seçildikleri için kıymetleri vardı. Yoksa sokağa çıktıkları zaman 10 kişinin bile selam vermediği insanların parti kurmakla Türkiye'ye yapacakları hayırlı bir iş olmadığını düşünüyorum. Bir daha da bu isimleri bana sormayın lütfen" diye konuştu.
"SİZ ÖCALAN'IN ÖRSÜYLE KANDİL'İN ÇEKİCİ ARASINDA KALMAYIN"
HDP'nin Adalet Bakanlığı'na İmralı'ya gitmek üzere yaptığı başvuru hatırlatılan Bülent Arınç, başvuruya yanıt verilip verilmeyeceğinin sorusu na şöyle yanıt verdi:
"Bunlar sorulacaksa Adalet Bakanımıza sorulmalıdır. Çünkü kimlerin gideceğini veya ne zaman gideceğini izin konusunu Adalet Bakanımız çok daha iyi bilir. Son günlerdeki tartışmalara bakılırsa HDP'den bir grup milletvekili adaya gitmek istiyor. Adalet Bakanlığı henüz buna karşı bir cevap vermiş değil. Sürecin devam edip etmediği konusunda da başbakanımızın çok açıklamaları var. Sayın Akdoğan'ın çok açıklamaları var. Çözüm süreci devam ediyor. Henüz masadayız, kalkmadık. Bunun da belli bir noktaya kadar böyle devam edeceğini rahatlıkla söylemiştim. Asıl HDP ne yapacak, nerede duracak, neyi temsil edecek, çözüm sürecini gerçekten istiyor mu istemiyor mu, 6-7 Ekim'den bu yana ortalığı yakıp yıkanlara karşı insanlarımızın ölümlerine yol açan eşkiyalara karşı olan bitenlerden nedamet duymadıklarına göre bizden neyi bekliyorlar? HDP'li dostlarıma söyleyeceğim tek şey şudur. Siz Öcalan'ın örsüyle Kandil'in çekici arasında kalmayın. Siz bir siyasi partisiniz. Özgür olun. Burada üstleneceğiniz rolü cesaretle üstlenin. Alfabede harf bırakmayan birtakım örgütlerin ortalığı yakıp yıkması karşısında sırıtarak bir şeyler konuşanları kendimize muhatap kabul etmiyoruz. Biz beklemedeyiz. Onların tavrını merak ediyoruz."
"HİÇBİR ŞEKİLDE TASFİYE İDDİAMIZ YOK"
Emniyet Teşkilat Kanunu'nda değişiklik yapılabileceği yönünde çıkan haberler sorulan Arınç, "Hiçbir şekilde tasfiye böyle bir iddiamız yok. Ancak emniyet teşkilatının yeniden organizasyonuna ihtiyacımız var. 81 ilimiz var ama birinci sınıf emniyet müdürü sayımız 2 bine yakın. Bunların hepsinin il emniyet müdürü olması mümkündür. Polis müfettişi baş müfettiş vs. olarak istihdam edilenlerin dışında en az bin 500 civarında fazlalık olduğunu biliyoruz. Bu insanlar hiçbir görev verilmeden sadece yaş haddini bekliyorlar. Bu doğru bir şey değil. Verimli kullanılması lazım. Geçmişten bu yana hazırlanan ancak sırasının şimdi olduğunu belirlediğimiz çalışmalar bitirildi. Bu çalışmanın sonunda da bir tasfiye ile değil piramiti doğru yerine koymak şeklinde eğitimden başlayarak verimlilik esasına göre bir düzenleme yapılacak" diye konuştu.
"BİZİM KAYNAKLARIMIZ TEYİT ETMİYOR"
Bahoz Erdal kod adıyla bilinen Fehman Hüseyin'in IŞİD saldırılarında öldürüldüğü iddiaları sorulan Arınç, "Bu konuyu teyit eden bir bilgi bize ulaşmadı. Keşke ulaşabilseydi ben de size bir şeyler söyleseydim. Maalesef ulaşmadı ama araştırılıyor. Şu anda bizim kaynaklarımız bunu teyit etmiyor" dedi.
"BAZI ÖRGÜTLERİN AŞIRI TUTUMLARI SEBEBİYLE KONU ÜZERİNDE İTTİFAK YAPILAMADI"
Alevi açılımı konusunda bir takvimin belli olup olmadığı sorulan Arınç, şunları söyledi:
"Maalesef bazı örgütler var ki baştan karşılar her şeye. Onların bulunduğu yerde böyle bir samimiyeti görmek mümkün olmuyor. Faruk Çelik'in devlet başkanlığı döneminde 4-5 yıl evvel önemli çalıştaylar yapıldı. Farklı düşünceler ifade edildi. Bir süzgeçten geçirildi. Bunun üzerine bazı şeylerin yapılabilmesi gündeme geldi. Fakat bazı örgütlerin aşırı tutumları ve radikal düşünceleri sebebiyle herhangi bir konu üzerinde ittifak edilip bir açıklama yapılamadı. Paket hazır mı, ne zaman açıklanacak. Hayır bu konu gündeme gelmedi. Bu konuda çok güzel bir heyet bir çalışmanın içerisinde. Bu çalışma umarım ki yılbaşından önce bitecektir. Başbakanımız açıklamak istediği konuyu rahatlıkla topluma ifade edecektir." - Ankara