Arnavutluk'un 'çiçek açan' endüstrisi: Tıbbi ve aromatik bitkiler
Arnavutluk'ta son yıllarda artan bir eğilim gösteren tıbbi ve aromatik bitkiler endüstrisi, binlerce aile için geçim kaynağına dönüştü.
Arnavutluk'ta son yıllarda artan bir eğilim gösteren tıbbi ve aromatik bitkiler endüstrisi, binlerce aile için geçim kaynağına dönüştü.
Adaçayı, balsam, kekik, yaban mersini, yabani kiraz, lavanta, keklik otu, kabus bitkisi ve ısırgan, ülkede yetişen yüzlerce tıbbi ve aromatik bitkiler arasında yer alıyor.
Genellikle dağlık bölgelerde yetişen bitkiler, ilaç, gıda ve kozmetik endüstrisi gibi alanlarda kullanılıyor.
Satışa sunulmadan veya ihraç edilmeden önce bitkiler dağlık alan veya yetiştirildikleri parsellerde toplandıktan sonra özel ortamlarda kurutuluyor, ardından gereksiz kısımlarından arındırılan bitkiler depolanmak için özel olarak ambalajlanıyor.
Arnavutluk'ta bu bitkilerin toplanması ve işlenmesi için onlarca şirket ve atölye bulunuyor.
Son dönemlerde "çiçek açan endüstri" olarak değerlendirilen tıbbi ve aromatik bitkiler, binlerce ailenin ekmek kapısı olarak görülüyor.
"Dünya pazarında varız"
Arnavutluk Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Derneği Başkanı Filip Gjoka, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu sektörde 30 senedir faaliyet gösterdiğini söyledi.
Ülkede yaklaşık 330 farklı tıbbi ve aromatik bitki türü bulunduğunu aktaran Gjoka, "Kutsal ülkemiz ve bitkilerin mükemmel bir şekilde yetiştiği coğrafi konumu sayesinde dünya pazarında varız. Bugün, bitki ve baharat pazarında bulunan yaklaşık 31 şirket kurmaya başardık. Bu sayede yaklaşık 90 bin çalışan için mevsimlik ve istikrarlı bir istihdam yarattık." diye konuştu.
Arnavutluk'un tıbbi ve aromatik bitkilerinin başta Türkiye olmak üzere Avrupa, ABD, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi farklı ülkelere de ihraç edildiğini anlatan Gjoka, bitkilerin ülkeyi 'diplomatik' açıdan layıkıyla temsil ettiğini kaydetti.
Ülkesinin 186 bitki ürününü ülke dışına ihraç ettiğini anımsatan Gjoka, ihraç edilen bitkilerin fiyatlarının 0,7 avrodan farklı bitkiler olmaz üzere 60 avroya kadar çıkan salebin olduğunu dile getirdi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının bitki sektörünü etkilemediğini de aktaran Gjoka, "Bizim bulunduğumuz endüstri salgın döneminde de geçtiğimiz yıl yüzde 16,5'lık bir artış sağladı. Böylece, bitki, baharat ve diğerlerinde 57 milyon dolarlık ihracat ile rekor kaydedildi." ifadelerini kullandı.
"Bu iş ve dağ bitkileriyle büyüdük"
Orman Mühendisi İmiryon Baleta da 10 yıldır tıbbi ve aromatik bitkilerle ilgilendiğini söyledi.
Başkent Tiran ilinin dağlık bölgelerinde ailesi ve yakınlarını da kapsadığı bir bitki toplama ve işleme atölyesi açan Baleta, şu ifadeleri kullandı:
"Bu iş ve dağ bitkileriyle büyüdük. Bunu altın bir fırsat olarak gördük, bitkileri iyi tanıyarak iş kurduk. Ailemi, akrabalarımı istihdam ettim, hatta bölge için neden büyük bir yardım olmasın. Mat, Bulqize ve Debre bölgelerine kadar uzanıyoruz. Adaçayı, kekik, yabani elma, ardıç, yaban mersini yaprağı gibi bitkilere sahibiz."
Kosova ve Kuzey Makedonya başta olmak üzere Balkan ülkelerine ihracat yaptıklarını kaydeden Baleta, bitkilerin toplanmasının yanı sıra yetiştirmeye de başladıklarını belirtti.
İmiryon'un eşi Şpresa Baleta da elde ettikleri kazancın yanı sıra doğaya çıktıkları için işi tutku ile yaptıklarını söyleyerek, "İşimizi büyük bir istekle yapıyoruz. 10 yıldır bu işi yapıyoruz ve yapabildiğimiz kadar devam edeceğiz."dedi.
Atölyede çalışan Sadete Laçi ise iki yıldır bu işi severek yaptığını ve kendisinde bir tutku oluştuğunu söyledi.