Arzu Çerkezoğlu: "Gelir Vergisi Dilimi Oranı Ücretlilerde Yüzde 10'a Düşürülmeli, Sgk Prim Desteği İşçilere de Verilmeli, Damga Vergisi Kaldırılmalı"
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, dünyada Türkiye’deki kadar adaletsiz bir vergi uygulaması olmadığını belirterek "Gelir vergisi dilimi oranı ücretlilerde yüzde ona düşürülmeli, vergi dilimleri en az yeniden değerleme oranı ya da asgari ücrete yapılan artış oranı kadar arttırılmalı, asgari ücret vergi istisnası, vergiden indirim yoluyla değil, indirim yöntemiyle hesaplanmalı, 2008 yılından beri bu ülkede işverenlere verilen 5 puan SGK prim desteği işçilere de verilmeli, damga vergisi kaldırılmalı" dedi.
Haber: GAYE ŞEYMA CAN/ Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, dünyada Türkiye'deki kadar adaletsiz bir vergi uygulaması olmadığını belirterek "Gelir vergisi dilimi oranı ücretlilerde yüzde ona düşürülmeli, vergi dilimleri en az yeniden değerleme oranı ya da asgari ücrete yapılan artış oranı kadar arttırılmalı, asgari ücret vergi istisnası, vergiden indirim yoluyla değil, indirim yöntemiyle hesaplanmalı, 2008 yılından beri bu ülkede işverenlere verilen 5 puan SGK prim desteği işçilere de verilmeli, damga vergisi kaldırılmalı" dedi.
DİSK, 21 Ekim'de Kartal'da yapıalcak "Vergide Adalet Emekçi Buluşması" öncesi İstanbul Beşiktaş'taki Genel Merkez binasında basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK Genel Sekreteri Adanan Serdaroğlu katıldı. Çerkezoğlu, yaptığı açıklamada adaletli bir vergi sistemi için önerilerni 5 maddede sıraladı. Çerkezoğlu, şunları söyledi:
"ADALETSİZ BİR VERGİ SİSTEMİYLE KAŞIKLA VERİLEN KEPÇEYLE, HATTA KAZANLA ALINIYOR: DİSK olarak uzun bir süredir devam ettirdiğimiz, vergide adalet mücadelemizin yeni dönemdeki programını paylaşmak üzere sizlerle bir aradayız. 21 Ekim Cumartesi günü Kartal'da, vergide adalet talebiyle 'Vergide Adalet Emekçi Buluşması'nı gerçekleştireceğiz. Onun öncesinde de yürüttüğümüz çalışmaları ve programımızı sizlerle paylaşmak üzere bugün bir aradayız. Biz işçiler, emekçiler, emekliler, yaşadığımız ortamı hepimiz biliyoruz. Bir taraftan yüksek enflasyon, durmak bilmeyen zamlarla ücretlerimiz her gün daha fazla geriliyor ve her gün daha fazla yoksullaşıyoruz. Ülkemizde gelir dağılımı hızla bozuluyor. Düşük ücretlerle, azalan alım gücümüzle, sendikalaşmanın ve hak aramanın önündeki engellerle sömürü her gün biraz daha artıyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi adaletsiz bir vergi sistemiyle kaşıkla verilenin kepçeyle, hatta kazanla geri alındığı bir dönemin içerisindeyiz. İşçilerin, emekçilerin, emeklilerin enflasyonun altında ezilen ücret artışları dahi vergilerle gidiyor. Zenginin de fakirin de patronun da işçinin de aynı oranda ödediği ve bu nedenle de son derece adaletsiz olan KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilere biliyorsunuz temmuz ayında artış yapıldı. Bu adaletsiz vergiler, yani en zenginin de en yoksulun da bir kilo domates aldığında ödediği vergi olan dolaylı vergiler, bugün Türkiye'de devletin topladığı vergilerin dörtte üçüne yaklaştı. Dünyanın hiçbir yerinde böylesi bir şey söz konusu değil. Bu dolaylı vergilerin artışının yanı sıra dolaysız vergiler yani gelirden alınan vergi de sürekli olarak daha fazla arttırılıyor.
BİZ İŞÇİLER PEŞİN PEŞİN VERGİMİZİ ÖDERKEN, ZENGİNLERE,PATRONLARA SÜREKLİ AF GELİYOR: İşçiler olarak biz ücretlerimizi daha almadan peşin peşin gelir vergisi ödüyoruz. Üstelik bu gelir vergisinin oranları çok yüksekken zenginlere, patronlara sürekli olarak vergi afları geliyor. Bir kararnameyle, bir gece yarısı kararnamesiyle yandaş şirketlerin vergileri sıfırlanırken tüm vergi yükü işçinin, emekçinin, halkın sırtına yükleniyor. Bu da yetmiyor, vergi dilimleri bilerek düşük belirleniyor. Yılın ilk aylarında ücretiyle geçinen bizler yıl içerisinde sanki zenginleşmişiz gibi hemen bir üst vergi dilimine giriyoruz. ve böylece ödediğimiz vergi miktarı giderek daha fazla artıyor. Konfederasyonumuz yaptığı hesaplamaya göre ki bir örnek ücret bordosu üzerinden yapıldı bu hesaplama, ocak ayında brüt giydirilmiş 20 bin lira ücreti olan bir işçi arkadaşımız ocak ayında bin 300 lira vergi öderken ekim ayında ödediği bu vergi 3 bin 500 liraya kadar çıkıyor.
AZ KANANDAN AZ, ÇOK KAZANANDAN ÇOK VERGİ ALINMALI: Oysa yüksek enflasyon dönemlerinde ülkeyi yönetenlerin, siyasi iktidarın, hükümetin görevi, işçilerin, emekçilerin, emeklilerin alım gücünü korumaktır. Gelirde ve vergide adaleti sağlamaktır. DİSK olarak yıllardır 'Vergide adalet, gelirde adalet' diyoruz. Özellikle bu adaletsiz vergi sisteminin değişmesi, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan, faizin, rantın, karın vergilendirildiği adaletli bir vergi sistemi için mücadele yürütüyoruz. Eylül ayında Meclis açılmadan kısa bir süre önce Meclis'teki bütün siyasi partilerin genel başkanlarını ziyaret ettik. Vergideki bu adaletsizliği ortaya koyan, raporlarımızla, dosyalarımızla birlikte gittik ve bu konudaki taleplerimizi ilettik. Vergide adalet için alınması gereken acil önlemlere dair bir yasa teklifi de hazırlayarak bu konuda yapılması gerekenleri onlarla paylaştık. Geçtiğimiz hafta da İzmir Konak Meydanı'nda büyük bir basın açıklamasıyla, kitlesel bir eylemle vergide adalet mücadelemizin yeni bir sürecini hep birlikte başlattık. Meclis'teki bütün siyasi partilere ulaştırdığımız kanun teklifiyle, vergiler ve kesintiler sebebiyle net ücretlere düşen ücretlilerin gelirlerinin ve alım gücümüzün korunması, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan bir vergi sisteminin kurulması amaçlanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın vergiyle ilgili 73. maddesi var biliyorsunuz. Bu madde 'Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekte yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır hükmü yer almaktadır' deniyor. Hazırladığımız ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki bütün siyasi partilere altına imza atmaları ve Meclis'ten bu düzenlemenin geçmesi için gönderdiğimiz bu kanun teklifi, tam da Anayasamızın 73'üncü maddesinde söylendiği gibi vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımını hedeflemektedir.
DAMGA VERGİSİ KALDIRILSIN, SGK PRİM DESTEĞİ İŞÇİLERE DE VERİLSİN: Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımını sağlamak içinse, yapılacak bir yasal düzenleme bu konuda önemli bir adım olacaktır. Bunlardan birincisi; gelir vergisi dilimi oranının ücretlilerde yüzde ona düşürülmesidir. Biliyorsunuz 2006 yılına kadar bu böyleydi. Daha sonra yüzde 15'e yükseltildi. ve bu şekilde de ödediğimiz vergi oranı arttı. Yani DİSK'in birinci önerisi, gelir vergisi oranının yüzde 10'a düşürülmesidir. İkinci olarak; vergi dilimleri en az yeniden değerleme oranı ya da asgari ücrete yapılan artış oranı kadar arttırılmalıdır. Üçüncüsü; biliyorsunuz asgari ücretin ve bütün ücretlerin asgari ücret kadarının vergi dışı bırakılması için uzun yıllar mücadele verdik. Bu konuda bir adım atıldı. Ancak uygulamanın sorunlu olması nedeniyle aslında bu muafiyetten gerçek anlamda yararlanılamıyor. O nedenle asgari ücret vergi istisnası, vergiden indirim yoluyla değil, indirim yöntemiyle hesaplanmalıdır. Böylece de bu istisnadan çalışanlar yararlanabilir. Dördüncüsü; 2008 yılından beri bu ülkede işverenlere verilen 5 puan SGK prim desteğinin işçilere de verilmesi. Beşincisi de artık çağ dışı olan damga vergisinin kaldırılmasıdır. 5 maddede özetlediğimiz, Meclis'e sunduğumuz bu düzenleme kuşkusuz dolaylı vergilerin de düşürülmesiyle beraber vergide adaleti sağlamak için gerekli adımlardır. Bu mücadele sürecinde bir hafta boyunca DİSK'in örgütlü olduğu bütün iş yerlerinde DİSK'li işçiler vergide adalet taleplerini iş yeri eylemleriyle devam ettirecekler. Yine bir hafta boyunca sürecek bu eylemlerle beraber bildirilerimizi kent meydanlarında, pazarlarda, alanlarda tüm çalışanlara, işçilere, emekçilere, emeklilere, işsizlere, kadınlara, gençlere ulaştırmaya devam edeceğiz.
HERKESİ 21 EKİM'DE KARTAL MEYDANI'NA DAVET EDİYORUZ: 21 Ekim Cumartesi günü de Kartal'da büyük bir vergide adalet buluşması gerçekleştireceğiz. ve bu mücadeleyi de bu şekilde sürdürmeye kararlı olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi vergide adalet olmadan, gelirde adalet olmaz. Adil bir vergi sistemi için gelirde adalet için, vergide adalet için, memlekette adalet için tüm arkadaşlarımızı fabrikalardan, atölyelerden belediyelere, hastanelerden, plazalardan, inşaatlardan, okullara kadar tüm iş kollarında çalışan işçi arkadaşlarımızı, mavi yakalı, beyaz yakalı, sendikalı sendikasız bütün sınıf kardeşlerimize tüm emekçileri, emeklileri, gençleri, kadınları, çocuklarımızı kol kola, yan yana, omuz omuza cumartesi günü saat 16.00'da Kartal Meydanı'nda buluşmaya çağırıyoruz."