Asırlık harman makinesi, fakülte bahçesinde sergileniyor
ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ziraat Fakültesi bahçesinde sergilenen asırlık harman makinesi, görenlerin ilgisini çekiyor.
ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ziraat Fakültesi bahçesinde sergilenen asırlık harman makinesi, görenlerin ilgisini çekiyor. Tarla Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin, " Türkiye'de kışlık hububatın tamamı artık biçerdöverlerle hasat ediliyor. Bu makinemizi de geçmişten örnek olarak muhafaza ediyoruz, bakımını yapıyoruz" dedi.
Tarihi harman makinesi, Ezine ilçesine bağlı Kumburnu köyünden Ayşegül, İsmet, Emine, Nevzat ve Nazif Erdoğan tarafından Erdoğan ailesi adına babaları Nuri Erdoğan'ın hatırası için 2013 yılında ÇOMÜ Ziraat Fakültesi'ne bağışlandı. Asırlık olduğu belirtilen harman makinesinin, eskiden pirinç ve buğday işlerinde kullanıldığı belirtildi. Teknolojinin gelişmesiyle atıl kalan harman makinesi, ÇOMÜ Terzioğlu Yerleşkesi'ndeki Ziraat Fakültesi bahçesine konularak, sergilenmeye başlandı. Bu sayede fakültede okuyan öğrencilerin, eski dönemlerdeki tarım aletleri hakkında bilgi sahibi olabilmeleri amaçlandı. Sergilenen asırlık harman makinesi, görenlerin ilgisini çekerken, öğrenciler ve akademisyenlerin yanı sıra fakülteye gelen misafirler de makineyi dikkatle inceliyor.
'GEÇMİŞTEN ÖRNEK OLARAK KORUYORUZ'Sergilenen asırlık harman makinesinin, Osmanlı'nın son döneminde ziraat mektebinde yapıldığını anlatan Tarla Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin, şunları söyledi: "Bu harman makinesi, savurmalı patoz olarak da vatandaşlar tarafından biliniyor. Çok fazla donanıma sahip. O zamanki teknolojiyle buğday sapını elevatörle yerden alıp, batöre indiren ve orada parçaladıktan sonra samanını, danesini ve kesini ayırma yeteneğinde olan bir makine. Uzun yıllar Türkiye'de buğday hasadı özellikle küçük ve çok parçalı arazilerde el aletleriyle gerçekleştirildi. Orak, ellik, tırpan gibi aletler kullanılarak hasat yapıldı. O yıllarda da mekanizasyon anlamında önemli gelişmeler var. Ziraat mekteplerinde imal edilen aletlerin önemli bir kısmı özel teşebbüse de bir fikir, ışık oldu. 1970- 1980'li yıllarda yine traktörden hareket alarak çalışan patozlarımız, çok daha küçük ama iş verimi daha yüksek hale getirdi. Zaman içinde patozlarımızı fasulye, bakla, nohut harmanlarında kullanıyoruz. Onların hasat makineleri geliştirildi. Türkiye'de kışlık hububatın tamamı artık biçerdöverlerle hasat ediliyor. Bu makinemizi de geçmişten bir örnek olarak muhafaza ediyoruz, bakımını yapıyoruz."Prof. Dr. Baytekin, asırlık harman makinesinin çalışma sistemiyle ilgili ise "Ana donanımı olarak baktığımız zaman köşebent demir, ana şase, dört tekerlekli yine kasnak ve kayış sistemleriyle hareket aktarımı var. O zaman ki otto motorlarla kuyruk miline takılı bir kasnaktan hareket alıyor, kayışla hareket aktarılıyor. Batörden parçalanmış materyal eleklere geliyor. Eleklerde bir fan sistemi var. Fan sistemiyle üzerinden saman alınıyor. İlginçtir samanı bırakan yeri de o zamanlar saman kıymetliymiş ki dağılmasın diye bir yere yığma borusu dahi var. Bu parçalama, savurma ve eleme sistemlerini yakın zamanda yapılan harman makinelerinde de görüyoruz. Aslında akış şeması aynı ama makineler küçüldü, yetenekleri, verimlilikleri arttı, enerji tüketimleri azaldı" diye konuştu.