Haberler

Aşkı canlı tutabilmek için 7 öneri

Abone Ol

Psikiyatrist Onur Okan Demirci, ilişkilerin sağlıklı yürümesi konusunda çözüm önerilerini ve aşkı canlı tutabilmek için yedi öneride bulundu.

Psikiyatrist Onur Okan Demirci, ilişkilerin sağlıklı yürümesi konusunda çözüm önerilerini ve aşkı canlı tutabilmek için yedi öneride bulundu.

Günümüzde aşkın tazeliğini koruma çabası birlikteliklerin en önemli parçalarından bir tanesi haline geldi. Hatta çoğu çift ilişkilerinde soğukluk sezdiklerinde 'eyvah yoksa ilişkimiz mi bitiyor?' endişesine kapılıyor. Geleneksel ilişki kurtarma çabaları ise evlilik kararı almak, ilişkiye heyecan getirebilir düşüncesi ile çocuk sahibi olmak, evde evcil hayvan beslemeye başlamak gibi davranışlarla karşımıza çıkıyor. Bu noktada Psikiyatrist Onur Okan Demirci, ilişkilerin sağlıklı yürümesi konusunda çözüm önerilerini ve aşkı canlı tutabilmek için yedi öneride bulundu.

TARAFSIZ VE ADİL DAVRANIŞLAR SERGİLEMEK

"Bazı çiftler, eşleri tarafından kendilerini yargılanıyormuş gibi hissedebilirler" diyen İstanbul Gelişim Üniversitesi'nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Onur Okan Demirci, " Böyle bir his otomatik olarak savunmaya geçme davranışı ortaya çıkaracaktır. Beraberinde aşırı hassaslık, alınganlık, içe kapanma, yargılanma endişesi ile her şeyi konuşamayacağını düşünme gibi sorunlar doğacaktır. İletişiminizi canlı tutabilmek istiyorsanız yargılayıcı konuşma, mimik ve davranışlardan kaçınmalısınız" ifadelerini kullandı.

İSTEKLERİ SOMUTLAŞTIRMAK

Çiftlerin sıklıkla birbirlerinden ilgi görmediklerinden yakındığını belirten Psikiyatrist Demirci, "Bu sorunu çözebilmek için öncelikle soyut ve oldukça geniş bir kavram olan 'ilgi' nin somutlaştırılması gerekebilir. Örneğin; eşlerden biri ilgiyi eşinin düzenli olarak kendisini birlikte olmadığı süreçlerde merak etmesi ve araması olarak tanımlayabilir. Bunu bilmeyen diğer eş ilgiyi ona çiçek almak olarak düşünerek çiçek almaktadır fakat kişinin ilgi kavramı içinde bu bulunmuyorsa eşinin kendisi ile ilgilenmediğini söyleyecek, diğer eş ise çiçek aldığı için 'hayır ilgileniyorum' şeklinde yanıt verecektir. Bu nedenle eşler birbirlerine 'ilgi', 'sevgi', 'tutku' gibi soyut kavramlardan bahsederken somut olarak bunların kendilerince ne anlama geldiğini tanımlamaları ilişki kurtarıcı bir durum olabilir" açıklamasında bulundu.

HASSAS NOKTALARA SAYGI GÖSTEREBİLMEK

"Hepimiz insanız ve elbette hassas olduğumuz, dokunulmasını veya eleştirilmesini istemediğimiz noktalarımız olabilir. Henüz paylaşmaya, yüzleşmeye veya çözmeye hazır olmadığımız konular diğer insanlar tarafından dile getirildiğinde veya eleştirildiğinde oldukça rahatsız hissederiz" diyerek sözlerine devam eden Psikiyatrist Demirci, "Eşler birbirlerine hassas noktaları konusunda saygılı olduklarında ve bunu bir silah gibi kullanmadıklarında aşklarını çabucak eskitmekten kurtulabilirler" şeklinde konuştu.

FEDAKARLIK

Aşkı canlı tutan durumlardan birisinin de kişilerin birbirlerine karşılıklı olarak sevgi ve fedakarlık sergileyebilmeleri olduğunu söyleyen Psikiyatrist Demirci şöyle konuştu:

"Fedakarlığın büyük bir durum için gerçekleşmesine gerek yoktur. Küçük fedakar davranışlar karşı tarafın heyecanını sıcak tutacaktır. Kendinizi ilişkiniz için feda etmeyin, sevdiğiniz kişinin küçük ihtiyaçları için fedakar olun."

DÜŞÜNCELERE SAYGILI OLABİLMEK VE DEĞİŞTİRME ÇABASINDAN VAZGEÇMEK

Düşüncelere saygı duymadan karşı tarafı değiştirme çabasının da çiftlerin en sık yaşadığı sorunlardan olduğunu vurgulayan Psikiyatrist Demirci, "Düşünün ki elinizde bir alışveriş listesi var. Listedekileri alabilmeniz için ya listedeki tüm ürünlerin bulunduğu bir markete gidersiniz ya da gittiğiniz bir markette olmayan ürünlerin gelmesini beklersiniz tabi beklediğiniz ürünleri getirirlerse! İlişkilerde bu duruma benzer. ya isteklerinize ve beklentilerinize uygun bir ilişki bulursunuz ya da beklentilerinizi karşılayacak şekilde karşınızdakinin değişmesini beklersiniz veya onu değiştirmeye çabalarsınız. Bunlardan en tehlikeli olanı ilişki yaşadığınız kişiyi değiştirme çabasıdır. Bu çaba onun kişiliğine ve düşüncelerine saygı duymadığınızı gösterebilir ve eşiniz artık sizinle düşüncelerini paylaşmama kararı alabilir. Sağlıklı bir iletişim ve canlı bir aşk için değiştirme çabasından vazgeçmeyi ve eşinizi anlamaya çalışmayı düşünebilirsiniz" dedi.

ESNEK OLABİLMEK

Psikiyatrist Demirci tavsiyelerine şöyle devam etti:

"İlişkinizde ne yaşarsanız yaşayın kesin ve kati bir yargıya varmadan önce mutlaka farklı bakış açılarından da durumlara bakabilme yeteneğinizi geliştirin. Örneğin; eşiniz sizin sevmediğiniz bir arkadaşı ile buluşmuş olabilir ve bunu size söylemediğinden sorun yaşıyor olabilirsiniz. 'Onunla görüşmeni istemediğimi bildiğin halde nasıl görüşürsün?' sorgulamasına girmeden önce bu durumu neden size söylemeye çekindiği üzerine düşünmelisiniz. Sizden korkuyor mu? Çekiniyor mu? Anlayamayacağınızı mı düşünüyor? Anlaşılmadığını mı hissediyor? Esnek olmadığınızın mı farkında? Unutmayın ilişkilerinizde siz yargıç değilsiniz, yaşanan sorunlarda en az sizde eşiniz kadar sanık koltuğunda oturmaktasınız."

İLİŞKİYE HER ŞEYİNİ VERDİĞİNİ DÜŞÜNMEKTEN VAZGEÇMEK

"Hani 'saçını süpürge etmek' deyimi vardır ya işte sağlıklı bir ilişki için bundan vazgeçmelisiniz" ifadesini kullanan Psikiyatrist Demirci, "Eğer kendinizi bir süpürge olarak görüyorsanız eşinizi de pislik olarak görüyor olmalısınız ki süpürge rolüne girerek temizleme çabasındasınız. Eğer ilişkideki iki insandan bahsediyorsak, bu ilişkide ki her bir bireyin ilişkiyi iyi tutabilme çabası en fazla yüzde 50 olabilir. Bir kişi ancak kendisi için yüzde yüzünü verebilir fakat iki kişilik ortak bir yaşamda en fazla yarısını verebilecektir. Ne yaparsanız yapın yüzde 50 verebileceğiniz bir ilişkiye yüzde yüz veriyormuşsunuz gibi davranmayın. Aksi halde bu bir ilişki değil tamamen kişisel bir çaba anlamına gelir. Gireceğiniz bir sınav için yüzde yüz çabalarsınız, ilişkiniz için değil. Aksi halde kendinizi süpürge gibi hissetmekten alıkoyamazsınız" diye konuştu.

ÖFKEYİ EĞİTEBİLMEK VE EMPATİ KURABİLMEK

Empati yapmanın en önemli konu olduğunu söyleyen Psikiyatrist Demirci, "Empati kavramı sanıldığınız aksine kendisini karşı tarafın yerine koyabilmek değil, karşımızdaki insanın mimik ve davranışlarından hangi ruh hali içinde olduğunu anlamaya çalışmaktır. Eşinizin davranışlarına öfkelenmek yerine öncelikle onun mimik ve davranışlarını yorumlamaya çalışın. Bu yorumların size neler hissettirdiğini fark edin ve bulduklarınızı eşinizle paylaşın. Unutmayın, karşımızdaki kişinin bizde ortaya çıkardığı kontrolsüz öfke ve hiddet sanılanın aksine onunla ilgili değil kendi yüzleşemediğimiz sorunlara dokunması sebebi iledir. İlişkiniz bu durumlardan dolayı zedeleniyorsa bu konuda profesyonel bir yardım alabilirsiniz. Aşkı canlı tutan durumlardan birisi de çiftlerin birlikte veya ayrı ayrı kendilerine yardım edebilmek için çabalamalarıdır" diye açıklamada bulundu.


- İstanbul
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Onur Okan İstanbul Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title