Avukat Feyza Altun'a 'şeriat' paylaşımı nedeniyle hapis cezası
Avukat Feyza Altun, sosyal medya hesabından yaptığı 'şeriat' paylaşımı nedeniyle 'halkın bir kesiminin dini değerlerini aşağılama' suçundan 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Altun, karara itiraz edeceğini ve Türkiye'nin laik bir ülke olduğunu vurguladı.
Haber-GAYE ŞEYMA CAN- KAMERA- MEHMET ÇALPAR
(İSTANBUL) - Avukat Feyza Altun, "şeriat" ile ilgili sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım nedeniyle hakkında "halkın bir kesiminin dini değerlerini aşağılama" suçundan verilen 9 ay hapis cezasıyla ilgili "Bugün laik hukuk kuralları sayesinde Cumhuriyet Başsavcılığı makamında oturan üst hadden cezalandırılmam talep edildi. Bana pişman olup olmadığım soruldu. Ben de pişman olmadığımı söyledim. Bu nedenle bana 9 ay hapis cezası verildi" dedi.
Avukat Feyza Altun, "şeriat" ile ilgili sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım nedeniyle "halkın bir kesiminin dini değerlerini aşağılama" suçundan 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Altun, duruşmanın ardından adliye önünde yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
"Bugün laik hukuk kuralları sayesinde Cumhuriyet başsavcısı makamında oturan bir kadın savcısı tarafından üst hadden cezalandırılmam talep edildi. Bana pişman olup olmadığım soruldu. Ben de pişman olmadığımı söyledim. Bu nedenle bana 9 ay hapis cezası verildi. Elbette bu kararı üst mahkemeye taşıyacağım. Türkiye laik bir ülkedir, laik kalacaktır. Türkiye cumhuriyetle yönetilen bir ülkedir. Şeriat gibi bir yönetim biçimi hiçbir zaman bu ülkede olmayacaktır. Başından beri söylediğim şeyleri tekrarlıyorum. Bu anlamda çok söylenecek bir şey yok. Dediğim gibi bu karara itiraz edeceğim. Türkiye Cumhuriyeti'nde kadınların haklarını geriletecek herhangi bir ideolojiyi benimsemediğimi ve buna karşı mücadele edeceğimi tekrar etmek isterim. Teşekkür ederiz. "
"MÜVEKKİLİMİZİN TÜM YASAL HAKLARINI KULLANMASINI SAĞLAYACAĞIZ"
Altun'un avukatı Oğuzhan Aslan da tüm yasal haklarının kullanılacağını belirterek, "Müvekkilime 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek' iddiasıyla bir dava açılmıştı. Mahkeme suç vasfını değiştirdi ve 'halkın bir kesiminin dini değerlerini aşağılama' gerekçesiyle bir cezalandırma yoluna gitti. Ancak somut isnadın hem ceza kanunundaki unsurları oluşmadığı gibi müvekkilin de böyle bir kastı olmadı. Hem geçmiş yaşantısıyla, hem bugüne kadarki yapmış olduğu beyanlarıyla ortadadır. Bu hususlar mahkemece değerlendirilmemiş olması, verilen kararı hukuk nezdinde tabii ki kabul edilemez hale getiriyor. İstinaf incelemesi sonucunda bir üst mahkemeden biz bu kararın bozulacağını ümit ediyoruz. Müvekkilimizin bu noktada tüm yasal haklarını sonuna kadar kullanmasını sağlayacağız ve aracı olmaya devam edeceğiz" dedi.