Haberler

İstanbul Barosu Başkanı: Yargıtay'ın kararı hukuk güvenliğini tehlikeye atıyor

Güncelleme:
Abone Ol

İstanbul Barosu Başkanı Avukat Filiz Saraç, Hatay Milletvekili Can Atalay'ın Anayasa Mahkemesi'nin ikinci kez hak ihlali kararı vermesinin ardından tahliye edilmemesine ilişkin basın açıklaması yaptı. Avukat Saraç, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin kararının hukuk güvenliğini tehlikeye attığını belirtti ve Yargıtay üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu açıkladı.

İSTANBUL Barosu Başkanı Avukat Filiz Saraç, Hatay Milletvekili Can Atalay'ın Anayasa Mahkemesi'nin ikinci kez hak ihlali kararı vermesinin ardından tahliye edilmemesine ilişkin basın açıklaması yaptı. Avukat Saraç, "İkinci hak ihlali kararından sonra Yargıtay 3. Ceza Dairesi başkan ve üyeleri hakkında yeniden suç duyurusunda bulunulmuştur. Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararında, Pakistan Anayasa Mahkemesi'nin kararlarından bahsetmiştir. Yargıtay'ın herhangi bir dairesinin gerekçe yazmakta bu kadar zorlandığı başka bir dosya olmadığı kanaatindeyiz" dedi.

İstanbul Barosu ve 12 il barosuna bağlı bazı avukatlar, Hatay Milletvekili Can Atalay'ın Anayasa Mahkemesi 'nin (AYM) hak ihlali kararının ardından tahliye edilmemesine ilişkin Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Avukat Erinç Sağka da açıklamaya katıldı. Açıklamayı İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç yaptı. Açıklamanın ardından adliyeye giren bir avukat, çantasını X-ray cihazından geçirmediği gerekçesiyle güvenlik görevlileri tarafından uyarıldı. Avukatlar çantayı gösterdiklerini söyleyerek çantanın cihazdan geçirilmesine karşı çıktı. Bunun üzerine avukatlar ve güvenlik görevlileri arasında kısa süreli arbede yaşandı.

"ANAYASA'DA YER ALAN 'HUKUK DEVLETİ' İLKESİ HEPİMİZİN GÜVENCESİDİR"

Filiz Saraç, "Anayasa Mahkemesi'nin Baromuz üyesi Av. Can Atalay'ın başvurusu üzerine vermiş olduğu ikinci ihlal kararına rağmen, Yargıtay 3. Ceza Dairesi de ikinci kez 3 Ocak 2024 tarihinde,  "Anayasa Mahkemesi'nin anılan kararlarına 'uyulmasına yer olmadığına' şeklinde hukuk sistemimizde yeri olmayan bir karara daha imza atmıştır. Bu karar, kişi hak ve hürriyetlerine telafisi mümkün olmayacak zararlar verdiği gibi; yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı yoksa, Anayasa'nın da kanunların da demokrasinin de bir anlam ifade etmeyeceğini bir kez daha göstermiştir. Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmaması ile konu bireysel bir hak ihlali olmaktan çıkmış, bütün yurttaşlarımız açısından da 'hukuk güvenliği' sorununa dönüşmüştür. Anayasa'da yer alan 'hukuk devleti' ilkesi hepimizin güvencesidir. Avukatlar olarak şunu çok iyi biliyoruz ki bir ülkede "hukuk güvenliğiö ortadan kalktığında, yurttaşların tüm temel hakları tehlikededir. Dolayısıyla Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin bu kararı yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini hiçe sayan bir karardır. Yine biz avukatlar biliyoruz ki bir devlette öngörülebilir, belirli ve uygulanan kurallar yoksa orada gerçek anlamda avukatlık da yapılamayacaktır. Bu nedenle bu karar artık doğrudan tek tek tüm avukatları da yurttaşların savunma haklarını da hedef almaktadır" dedi.

"YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ BAŞKAN VE ÜYELERİ HAKKINDA YENİDEN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULMUŞTUR"

Avukat Saraç, "Anayasa Mahkemesi'nin verilen ilk hak ihlali kararından sonra Yargıtay 3. Ceza Dairesi başkan ve üyeleri hakkında 3593 meslektaşımızın da imzası eklenerek İstanbul Barosu olarak Yargıtay Birinci Başkanlık Kuruluna suç duyurusunda bulunulmuştu. İkinci hak ihlali kararından sonra Yargıtay 3. Ceza Dairesi başkan ve üyeleri hakkında yeniden suç duyurusunda da bulunulmuştur. Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararında Pakistan Anayasa Mahkemesinin kararlarından bahsetmiştir. Yargıtay'ın herhangi bir dairesinin gerekçe yazmakta bu kadar zorlandığı başka bir dosya olmadığı kanaatindeyiz. Ancak bizler yine Yargıtay'ın kendi cümleleri ile Anayasa Mahkemesi'nin kararlarının niteliğini ve hukuk güvenliğini anlatalım. Yargıtay Ceza Genel Kurulu 28.04.2015 tarihli kararında; bireysel başvuru üzerine Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararların yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağını açık bir biçimde dile getirmiştir. Yine Yargıtay 3. Ceza Dairesi verdiği 04.04.2023 tarihli kararında ve benzer pek çok kararında "Anayasa Mahkemesinin Daireyi de bağlayan kararları doğrultusunda" ifadesiyle Anayasa Mahkemesi kararlarının bütün yargı organları gibi Yargıtay dairelerini de bağlayacağını açıkça belirtmiştir. Toplumlarda hukuksuzlukları yapanlar kadar hukuksuzluklara alışmış kişiler de başka insan hakları ihlallerine ortam oluştururlar. Yaptığımız suç duyuruları, basın açıklamaları, eylemler hukuksuzluğa alışmayacağımızın ve hukuk devletine sonuna kadar sahip çıkacağımızın ilanıdır" ifadeleri kullandı.

AVUKATLARLA GÜVENLİK GÖREVLİLERİ ARASINDA ARBEDE

Açıklamanın ardından adliyeye giren avukatlarla güvenlik görevlileri arasında kısa süreli arbede yaşandı. Adliyeye giren bir avukat, çantasını X-ray cihazından geçirmediği gerekçesiyle güvenlik görevlileri tarafından uyarıldı. Avukatlar çantayı gösterdiklerini söyleyerek çantanın cihazdan geçirilmesine karşı çıktı. Avukatın bu şekilde adliyeye girmesine izin verilmemesi üzerine tartışma büyüdü. Avukatlar ve güvenlik görevlileri arasında arbede yaşandı. Arbede, avukat Ali Rıza Dizdar'ın tartışmaya neden olan avukatla konuşmasının ardından sona erdi. Çanta X-ray cihazından geçirildikten sonra avukata verildi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Anayasa Mahkemesi İstanbul Barosu Milletvekili Ceza Dairesi Filiz Saraç Yargıtay İstanbul Hatay Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title