AKP İl Yöneticisi Tutuklu Sanık, Ruhsatlı Silahının Emniyet Tarafından Ruhsatsız Diye Gösterildiğini İddia Etti
Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasının duruşmasında tahliyesini talep eden tutuklu sanık eski AKP Ankara İl Yöneticisi Barış Kurt, ruhsatlı silahının emniyet tarafından ruhsatsız diye gösterildiğini iddia etti. Diğer tutuklu sanıklar da baskı ve tehdit ile ifade vermediklerini belirterek tahliye talebinde bulundu. Sanık avukatları ise yargılamanın adil olmadığını ve gizli tanık beyanlarının delil olarak kullanılamayacağını savundu.
HABER: ESRA TOKAT
(ANKARA) - Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 20'si tutuklu 61 sanığın yargılandığı davanın duruşmasına devam ediliyor. Duruşmada tahliyesini talep eden tutuklu sanık eski AKP Ankara İl Yöneticisi Barış Kurt, "Benim ruhsatlı silahımı emniyet ruhsatsız diye savcılığa yazı gönderiyor. Savcılık da bana soruyor ceza vermek için" iddiasında bulundu.
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 20'si tutuklu 61 kişi hakkında Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın duruşması Sincan Cezaevi'nde devam ediyor.
Duruşmada sanıkların ve avukatların tahliyelerine ilişkin talepleri alındı. Tahliyesini ve beraatini isteyen tutuklu sanık eski AKP Ankara İl Yöneticisi Barış Kurt, HTS inceleme tutanağına, BTK'dan gelen verilerin haritalara yanlış yerlere yerleştirildiği ve düzmece bir dosya nedeniyle tutuklandığını savundu. Barış Kurt aynı zamanda "Benim ruhsatlı silahımı emniyet ruhsatsız diye savcılığa yazı gönderiyor. Savcılık da bana soruyor ceza vermek için" iddiasında bulundu. Kurt, şöyle devam etti:
"Bir aydır gece gündüz düşünüyorum. HTS kayıtlarına bakma ihtimaliniz oldu mu? Erkan Doğan isimli kişi birçok suçtan sabıkası olan kişi. Ben mühendis adamım, onunla yarışamam. Ayrıca ben bir sürü suça karışmış birini neden makam şoförü diye yanıma gezdireyim? Benim bugün burada anlatacaklarım sadece Erkan Doğan'a karşılık değil. Bu davadaki ifadeler organize şube müdürleri tarafından yazılmıştır. Yargı yanıltılmıştır. Ben buna dair suç duyurusunda da bulundum. Benim sabıkam yok. HTS inceleme tutanağına, BTK'dan gelen veriler haritalara yanlış yerlere yerleştirilerek tutuklandık. Erkan Doğan'a şiddet uygulandığı söylenen Akman Plaza'da Ayhan Bora Kaplan, Muhammed Kaplan ve Adnan Kaplan'ın hiçbir zaman aynı anda orada olmadığı da HTS kayıtlarından belli. Nitelikli yağmadan ben tutuklandım. İddianamede Erkan Doğan'a ait olan ve yağmalanan cep telefon ile baz verdiği söylenen telefon başka. Buna bile dikkat edilmemiş. Ben bundan tutukluyum böyle bir şey olabilir mi?
"Benim ruhsatlı silahımı Emniyet 'ruhsatsız' diye savcılığa yazı gönderdi"
Birilerin koltuk ve para sevdası yüzünden oldu bunlar. Ben eğer ilk gün emniyette dedikleri ifadeleri verseydim başıma bir şey gelmeyecekti. Yüzüme bile bakmıyorsunuz neyim ben terörist miyim? Ben ne yaptım da cezaevindeyim? Erkan Doğan'ın sürekli değiştirdiği ifadeler eniyle yapıyorum. Ben hiçbir şey yapmadım, hiç kimseyi dövdürmedi. Ben Ayhan Bora'yı tanırım arkadaşımdır. Erkan Doğan ile geçmişten zaten yıllar öncesinden tanırım ama onu yanımda çalıştırmadım. Benim hayatım kararıyor. Lütfen bakın şu HTS kayıtlarına. Adaletinize güveniyorum demek istiyorum. 2003'te geldim ben Ankara'ya. 20 yıllık emeğim gitti, uluslararası yayınlarım var. Bazılarının koltuk bu Erkan Doğan'ın da para sevdasına yapıldı bunlar. Benim aracımda yakalanan ruhsatlı silahımı ruhsatsız dediler polisler yırtıp attılar. Savcıya 'neden bakmadınız koduna' diye sordum. Benim ruhsatlı silahımı emniyet ruhsatsız diye savcılığa yazı gönderiyor. Savcılık da bana soruyor ceza vermek için. Bu hale mi geldi devlet? Ben tahliyemi, beraatimi istiyorum."
"Baskı ve tehdit ile Ayhan Bora Kaplan aleyhinde ifade vermedik diye burada yargılanıyoruz"
Tutuklu sanık Kanber Keskin, "Ben örgüt kurmadım, yöneticisi de değilim. Ben herhangi bir suça da karışmadım. Baskı ve tehdit ile Ayhan Bora Kaplan aleyhinde ifade vermedik diye burada müebbet hapis ile yargılanıyoruz. Ben herhangi bir suça karışmadım. Tahliyemi talep ediyorum, beraatimi istiyorum. Önce Allah'ın adaletine sonra da sizin adaletinize güveniyorum" diye konuştu.
Tutuklu sanık Sercan Keleş, "Bizi buraya cinayet zanlısı olarak getirdiler. Semih bizim kardeşimiz. Bizim burada dahlimiz varsa zaten ortaya çıkacaktır. Bizim kendimize güvenimiz tamdır. Bizim annelerimizin ahı bu zulme ortak olanların yakasını bırakmayacak. Sizin adaletinize güveniyorum. Tahliyemi talep ediyorum." ifadelerini kullandı.
"Senin söyleyeceklerin burada oturan sanıkların söyleyeceklerinden daha gerçekçi' denildi"
Barış Kurt'un avukatlarından Nazmi Kobal, "Erkan Doğan gibi 8-9 tutarsız ifade veren, pek çok suç kaydı olan bir isim neden bu dosyaya dahil ediliyor? Müvekkilim bir odaya alınıp polislerce 'Senin söyleyeceklerin burada oturan sanıkların söyleyeceklerinden daha gerçekçi ve daha bağlayıcı olacağı için şu şu isimleri dahil etmeni talep ediyoruz.' deniyor. Bu da kendisinin eski bir yönetici olduğu için isteniyor. Ama müvekkilim bunu kabul etmiyor. Geç kalınmış adalet adalet değildir. Ben müvekkilimin en ağır adli kontrol şartlar da olsa uygulanarak tahliyesini talep ediyorum.
"Kaç kolluk kuvveti hakkında soruşturma başlatılacağı belli olmazken devam eden yargılama adil olmayacaktır"
Barış Kurt'un avukatlarından Muhammed Hardalaç ise devam eden yargılamanın dosyada yaşanan gelişmeler nedeniyle adil olmayacağını ileri sürerek, şunları söyledi:
"Organize Şube'nin bütün bilgisayarlarına şu an el konulmuş durumda. Şu aşamaya kadar kaç kolluk kuvveti hakkında soruşturma başlatılacağı bile belli olmazken devam eden yargılama adil olmayacaktır. Çünkü kimse bu durumda kolluk kuvvetleri soruşturmayı etkilemedi diyemez. Gizli tanık aşikar oldu 'zorla ifade verdim' diyor. Biz ise bunları duymamış gibi yargılamaya devam edemeyiz. Şu an gözaltına alınanlar arasında Organize Şube Müdürü yok bir altı var. Çünkü burada klik bir yapı var. Gizli tanık Serdar Sertçelik beyanları ile tanzim edilmiş bir dava dosyasında, bu tanığın zorla ifade verdiği ortadayken Sertçelik'in ilk ifadesi ile hüküm kurulması bağımsız adaletin tecelli etmesini mümkün kılacak mıdır? Bizim beraate ilişkin bir kaygımız yok. Gerekirse istinafa, AİHM'e başvururuz. Bizim tutukluluğa itirazımız var. Gizli tanık beyanları delil olarak kullanılamaz. Baz raporuna ilişkin veriler hukuka aykırılıklar içermektedir. Tahliyesini talep ediyoruz. Tahliye olmazsa da adli kontrol şartların uygulanmasını istiyoruz."
Duruşmaya verilen aradan sonra sanık avukatlarının talepleri dinlenecek.