AYM Başkanı Zühtü Arslan'dan Yargıtay'a Can Atalay tepkisi: Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmamasının hiçbir gerekçesi olamaz
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi'nin tutuklu Milletvekili Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararına, "Hukuki değeri yok" diyerek bir kez daha uyulmamasına karar vermişti. Yargıtay'a sert tepki gösteren AYM Başkanı Zühtü Arslan, "AYM'nin nihai ve bağlayıcı kararından sonra artık mahkemeler ya da anayasal organlar arasında ortaya çıkabilecek görüş ve farklılıklar sadece eleştiri konusu olabilir. Ancak bunlar AYM kararının icra edilmemesinin hiçbir şekilde gerekçesi olamaz." dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, AYM'nin Can Atalay kararına uymayan Yargıtay'a tepki göstererek, "Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmamasının hiçbir gerekçesi olamaz" dedi.
YARGITAY-AYM KRİZİ BÜYÜYOR
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay hakkındaki ikinci hak ihlali kararını geçtiğimiz haftalarda görüşerek karara bağlamıştı. "AYM'nin hak ihlali kararının hukuki değeri yok." diyen Daire, ikinci hak ihlali kararına da uyulmamasına karar vermişti.
AYM BAŞKANI ARSLAN'DAN YARGITAY'A SERT TEPKİ
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan'dan Yargıtay'a sert tepki geldi. Arslan, Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmamasının hiçbir gerekçesi olamayacağını belirtti. İhlal kararlarının uygulanması konusunda genel olarak bir sorun bulunmadığına işaret eden Arslan, şunları söyledi: "Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararlarına uyulmamasının gerekçesi olarak sunulan iki hususa kısaca değinmek ve size öğretilenlerin doğru olduğunu göstermek isterim.
Birincisi, adli ve idari yargı sisteminde nihai ve bağlayıcı kararları verme yetkisinin ilgili yüksek mahkemelere ait olduğu, dolayısıyla kesinleşmiş kararları ortadan kaldırmaya yönelik ihlal kararları verilemeyeceği ileri sürülmektedir. Açıkçası bu görüşün anayasal veya yasal hiçbir dayanağı olmadığı gibi bireysel başvuru kurumunun doğasıyla da bağdaştığı söylenemez."
"UYUŞMAZLIĞI KARARA BAĞLAMA YETKİSİ AYM'DE"
Zühtü Arslan, ihlal kararlarına uyulmamasına gerekçe olarak gösterilenlerden birinin "yorum farklılığı" olduğunu belirterek, "Elbette, yüksek mahkemeler dahil kamu gücü kullanan tüm organlar Anayasa'yı yorumlama yetkisine sahiptir. Ancak bu yorumların yol açtığı uyuşmazlıklar norm denetimi veya bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine taşındığında Anayasa'yı nihai ve bağlayıcı şekilde yorumlayarak uyuşmazlığı karara bağlama yetkisi Anayasa Mahkemesine verilmiştir." ifadelerini kullandı.
"AYM SON SÖZÜ SÖYLEDİKTEN SONRA BUNA UYMAK ZORUNDAYIZ"
Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin olduğunu vurgulayan Arslan, kararların, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri, herkesi ve her kurumu bağladığına işaret etti. Yüksek Mahkemenin kararlarına uyulmamasının gerekçesinin olmayacağını söyleyen Arslan, şöyle devam etti: "Anayasa Mahkemesi, bir konuda karar verdikten ve son sözü söyledikten sonra katılmasak da buna uymak zorundayız.
"AYM KARARININ İCRA EDİLMEMESİNİN HİÇBİR GEREKÇESİ OLAMAZ"
Bir yargı kararına katılmamak farklı, ona uymamak farklıdır. Birincisi meşru, ikincisi ise meşru değildir. Unutmayalım ki mahkeme kararları hatasız veya doğru olduğu yahut beğendiğimiz için değil, mahkeme kararı olduğu için uygulanmak zorundadır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin nihai ve bağlayıcı kararından sonra artık mahkemeler ya da anayasal organlar arasında ortaya çıkabilecek görüş, yorum veya yaklaşım farklılıkları sadece eleştiri konusu olabilir. Ancak bu farklılıklar Anayasa Mahkemesi kararının icra edilmemesinin hiçbir şekilde gerekçesi olamaz."
Anayasa ve kanunlarda, uyuşmazlıkların nasıl karara bağlanacağının öngörüldüğünü, Anayasal uyuşmazlıkları çözen mercinin Anayasa Mahkemesi olduğunu aktaran Arslan, "Diğer kamu makamlarının konumu, uyuşmazlığın tarafı olmaktan ibarettir. Herhangi bir yargısal uyuşmazlıkta tarafların yorumunun uyuşmazlığı çözen mahkemenin yorumundan üstün olduğu düşünülemeyeceği gibi bunun en temel hukuk mantığıyla bağdaştırılması da mümkün değildir." dedi.
"MESELELERİ HUKUK ZEMİNİNDE ÇÖZMEK ZORUNDAYIZ"
Zühtü Arslan, Anayasa'nın hiçbir kurum veya kişiye Anayasa Mahkemesinin kararlarını Anayasa'ya uygunluk konusunda denetleme görevi vermediğini ifade etti. Bireysel başvuruda verilen ihlal kararlarına uyulmamasıyla verilen zararın sadece başvurucuların haklarından mahrum bırakılmasıyla sınırlı olmadığını söyleyen Arslan, ihlal kararlarının icra edilmemesinin, bireysel başvuru yolunu etkisiz kılabilecek nitelikte "vahim bir olay" olduğunu vurguladı. Başkan Arslan, "Aklıselimle hareket ederek ihlal kararlarının etkili icrası dahil tüm meselelerimizi sadece hukuk zemininde kalmak suretiyle çözmek zorundayız." diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Can Atalay'ın "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 18 yıl hapisle cezalandırılmasına ve bu suçtan tutuklanmasına karar vermişti. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, yerel mahkemenin kararını hukuka uygun bulmuştu. 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde TİP'ten Hatay milletvekili seçilen Can Atalay'ın avukatları, "müvekkillerinin milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi" talebiyle Yargıtay'a başvurmuştu.
Başvurunun ardından süreç devam ederken Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Parkı davasında Can Atalay'a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı. Yargıtay'ın talebi reddetmesi üzerine Atalay, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuş, mahkeme de "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" ile "kişi hürriyeti ve güvenliği" haklarının ihlal edildiğine ve Atalay'ın yeniden yargılanarak tahliyesine karar verilmesine hükmetmişti.
Anayasa Mahkemesince, Atalay'ın yeniden yargılanması ve tahliyesi istemiyle gönderilen dosya, yerel mahkemece karar verilmeden Yargıtay 3. Ceza Dairesine iletilmiş, söz konusu ceza dairesi ihlal kararına uymamıştı.
ANAYASA MAHKEMESİ 2. KEZ İHLAL KARARI VERMİŞTİ
Can Atalay'ın avukatları, Anayasa Mahkemesinin verdiği ihlal kararına uyulmaması nedeniyle ikinci kez bireysel başvuruda bulunmuştu. Yapılan ikinci başvuruda yüksek mahkeme, Atalay'ın "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma", "kişi hürriyeti ve güvenliği" ile "bireysel başvuruda bulunma" haklarının ihlal edildiğine karar vermişti.
"Anayasa'nın 148. maddesinde sağlanan bireysel başvuru hakkının, daha önce verilen ihlal kararının uygulanmaması suretiyle ihlal edildiği" sonucuna varan Anayasa Mahkemesi, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için kararın ilgili mahkemesine gönderilmesine hükmetmişti.
YARGITAY, AYM'NİN 2. İHLAL KARARINA DA UYULMAMASINA HÜKMETMİŞTİ
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesince (AYM) verilen ikinci ihlal kararının da hukuki değerinin olmadığını, neticede Anayasa'nın 153/6. maddesi çerçevesinde uygulanabilecek bir kararın olmadığını ifade ederek, AYM'nin kararına uyulmamasına karar vermişti.