Baba mesleği bakırcılığı yaşatmaya çalışıyor
Ordu'nun Ünye ilçesinde yaşayan bakır ustası Ahmet Türkmen, çocuk yaşta başladığı baba mesleğini yaşatmaya çalışıyor.
Ordu'nun Ünye ilçesinde yaşayan bakır ustası Ahmet Türkmen, çocuk yaşta başladığı baba mesleğini yaşatmaya çalışıyor.
55 yaşındaki Türkmen, "Bakırcılar Arastası" olarak bilinen Kazancılar Caddesi'nde mesleğe, çocukken babasının yanında adım attı.
Bakırcılığın yaygın olduğu cadde üzerinde çok sayıda usta ve çırakların arasında büyüyen Türkmen, 1996'ya kadar babasıyla çalıştı.
Ardından tek başına çekiç sallayarak bakır döven Türkmen'e, yaklaşık 10 sene önce Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "geleneksel el sanatları sanatkarı" unvanı verildi.
Türkmen, Türkiye'nin yanı sıra yurt dışında da fuarlara katılarak, bakırcılığın tanıtımına katkı sundu.
Dükkanına 1945'te çekilen, babasının ve caddedeki diğer bakır ustalarının yer aldığı fotoğrafı asan Türkmen, geçmişi de yad ediyor.
3 çocuk babası Ahmet Türkmen, AA muhabirine, okula gitmeden önce babasının yanında körük çekerek işin içine girdiğini, artık gençlerin bu işe yönelmediğini söyledi.
Geçmişte evlerde bakır eşyalar kullanıldığı için yoğunluk olduğunu belirten Türkmen, şimdilerde ise daha fazla tamirat ve plaket üzerine işler geldiğini, bunun kendileri açısından yetersiz olduğunu ifade etti.
Eskiden bir ustanın yanında en az iki çırak olduğuna dikkati çeken Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ustayı çalıştırmak için talep lazım. Kişilerden talep geldikçe biz de onları değerlendiriyor ve çalışıyoruz. Bugün resmi daireler, odalar gibi yerlerde plaket veriliyor. Bu anlamda plaket yapıyoruz. Sol elini kullananlar için yaptığımız cezve de babamın modeli. Ben az daha geliştirdim. Cezvenin ağız kısmını güzelleştirdim. Babamın zamanında plaketler, süs eşyaları yoktu. Babamdan sonra bakırcılık ölmesin diye onlara da başladım."
"Bakırcıya uğramadan çeyiz eşyası olmazdı"
Türkmen, kendi çabalarıyla el sanatlarını geliştirmeyi ve büyütmeyi amaçladığını vurgulayarak, "Kayık tabak, Osmanlı güğümü, sonra daha büyültülmüş güğüm, eski dövme kapaklı sahanlar, cezveler yaptık. Semaver, yağdanlık, sürahi yapıyoruz. Eserlerimiz çok, saymakla bitmez." diye konuştu.
Geçmişte evlenecek gençlerin çeyiz eşyası olarak ilk önce bakır ürünleri aldığını belirten Türkmen, "Bakırcıya uğramadan çeyiz eşyası olmazdı. Gelinler, evlerde komple çeyiz eşyası olarak bakır eşyası kullanıyordu. Şu anda o adetler kalktı. Gündemden kalktığı için evlenecek gelinlerin eşyası olmaktan çıktı, şu anda evlere sadece dekorasyon amaçlı bakır eşyalarımızı bulunduruyoruz." dedi.